Enflasyonla topyekün mücadelenin düşündürdükleri

Ahmet Ulusoy

VAN 12.10.2018 09:28:44 0
 Enflasyonla topyekün mücadelenin düşündürdükleri
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Enflasyonla topyekün mücadelenin düşündürdükleri
Türkiye’de uzun yıllardır enflasyon bir problem olarak gündemde kalmıştır. Özellikle 1970’lerden 2000’li yılların başına kadar enflasyon çift haneli rakamlarda seyretmiş ve nihayet 2000’li yıllarda tek haneli rakamlara indirilebilmiştir.

Gerek bütçe disiplininin sağlanması ve gerekse parasal sıkılaştırma politikalarıyla enflasyon makul seviyelere kadar düşmüş ve Türkiye’nin belli ölçüde öncelikli ekonomik gündeminden çıkmıştır.

Uzun yıllar tek hanede seyreden enflasyon 2018’de yönünü yukarı çevirmiş ve %10 bandını aşmıştır. Özellikle Eylül ayında enflasyonun (TÜFE) yıllık %24.5 artarak son 15 yılın rekorunu kırması gözleri tekrar enflasyona çevirmiştir.

**

Türkiye’de mali disiplin ve sıkı para politikası sürmektedir. Enflasyonun çift haneli rakamlara tırmanışında biraz da merkez bankasının yanlış faiz politikalarının etkisi de var.

Aslında Türkiye’de baskın bir maliyet enflasyonu ve bundan tüketici fiyatlarına geçiş var. Ama Merkez Bankası bütün politikalarını talep enflasyonuna göre şekillendiriyor. Böylece ister istemez enflasyon artışı kaçınılmaz oluyor.

En son açıklanan eylül ayı enflasyonunun önemli nedeninin kurlardaki artış olduğu biliniyor. Enflasyondaki tırmanışın hızla düşmeyeceği beklentisinin arkasında ise yıllık %46,15 olarak gerçekleşen Yi-ÜFE var.

Bilindiği gibi uzun vadede TÜFE ve Yi-ÜFE yakınlaşmaktadır. Yani, üretici fiyatları bir süre sonra belirli ölçüde tüketici fiyatlarını da etkileyecektir.

**

Manşet enflasyon da denilen TÜFE’deki artışın en önemli belirleyeni gıda ve ulaşım fiyatlarındaki artış olmuştur. Sadece iki gruptaki artış 24 puanlık enflasyonun yarısından fazlasını belirlemiştir.

Bir başka önemli nokta da çekirdek enflasyon denilen mevsimlik ürünler, işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içecek, tütün ve altın hariç hesaplanan özel kapsamlı TÜFE’deki gelişmedir. Bu hesaplama yönteminin amacı merkez bankasının para politikası ile etkileyebileceği fiyat konseptini belirlemek ve bir anlamda para politikasının etkinliğini ölçmektir.

Çekirdek enflasyonun da TÜFE ile paralel yüzde 20’lere tırmanması para politikasının etkinsizliğini net olarak ortaya koymaktadır.

**

Gelelim aniden yükselen enflasyona karşı hükümetin almayı düşündüğü tedbirlere.

İlk adım kurlarla ilgili olmayan faaliyet kollarında stokçuluğun ve fahiş artışların sıkı denetimi ve ceza sistemi getirilmesiydi.

Aslında bu adım geçmiş dönemlerdeki inertia ya da enflasyonist atalet (katılık) denilen sisteme geri dönüldüğü endişesi taşıyordu. Bir anlamda bu adım yüksek fiyatların geleceğe yansıtılması psikolojisinin önüne geçme düşüncesiydi.

Sonrasında enflasyonla mücadele kapsamında Hazine ve Maliye Bakanı tarafından “Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı” açıklandı. Programa ilişkin özetle şunlar söylenebilir:

Ürünlerde %10 indirim enflasyonu düşürmede kısa dönemli de olsa etkili olabilir. Şimdiden indirim desteği veren firmaların sayıları 100’ü geçmiştir. Burada firmaların şirin görünme amacından ziyade samimi davranarak gerçekten fiyat indirmeleri önemli.

2018 sonuna kadar elektrik ve doğalgaza zam yapılmayacak olması enflasyonu baskılayacak önemli bir gelişme. Nitekim firmaların enerji maliyetleri de böylece sabitlenmiş olacaktır.

Hal yasasının çıkarılması da sebze meyve fiyatlarında fırsatçılığı ve aracıların yaptığı zamları engelleyecektir. Tarla ile raf arasındaki aşırı fiyat farklarının bir nebze önüne geçilecektir.

KDV iadelerinin daha da hızlandırılması firmaların finansman maliyeti olmayan bir likiditeye daha ulaşabileceği anlamındadır. Bu sayede malı sıkışıklık içindeki firmalar üretime devam edilebilecektir.

**

Enflasyonla Topyekun Mücadele Programıyla enflasyona karşı politikalara piyasa aktörlerinin destek vermesi hedeflenmiştir.

Enflasyon fiyatlar genel seviyesindeki sürekli artıştır (statik değil, dinamiktir).

Yani fiyatlardaki bir defalık düşüş enflasyonu kontrol altına tutmaya yetmez.

Evet, enflasyonla topyekün mücadele adımını önemsiyorum ama kalıcı bir enflasyon indirimi için yeterli bulmuyorum.

Enflasyonu artıran nedenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik adımlar ancak enflasyonu kontrol altına almaya yetecektir.

Sonuçta kurların istikrarının, faizlerin makul seviyelere indirilmesinin, ekonominin geleceğine ilişkin güven inşasının yani beklentilerin olumluya dönüştürülmesinin makul ve sürdürülebilir bir enflasyon için kaçınılmaz olduğunu söylememiz gerekir.
antalya escort kızlar