EN ZOR ŞEY O DAVA İÇİN...

İsmail Kılıçarslan: Ölmek problem değil, mesele birlikte yaşamak

VAN 11.04.2015 12:12:58 0
EN ZOR ŞEY O DAVA İÇİN...
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan bugünkü köşe yazısında bir dava için, bir ideal için, bir ülke için yapılabilecek en iyi ve en zor şey o dava, o ideal, o ülke için yaşayabilmek olduğunun altını çiziyor. Yazar yaşamak fiilinin önüne bir önemli eklemede bulunuyor: Birlikte yaşamak 

İşte Kılıçarslan'ın o yazısı:

Filistin'in güzel sesli şarkıcısı Reem Kelani, bir konuşmasında 'Filistin için ölmek en kolayı. Filistin'in özgürleşmesini sağlayacaksa canım ülkeme feda olsun. Ancak bundan daha zoruna talibim ben. Filistin için yaşamayı seçiyorum' demişti.

Doğrusu bu sözleri ilk okuduğumda 'kadına bak. Ülkesi için ölecek cesareti yok, bir de üstüne edebiyat yapıyor' diye düşünmüştüm. Zira geldiğim siyasi gelenek de, içine doğduğum ülkenin yazılı olmayan kesin kuralları da bana 'bir dava için yapılabilecek en önemli eylem, o dava için ölmektir' cümlesini kodlamıştı.

'Yanılmışım' demek zordur bilirim. Ancak söylemek zorundayım: Yanılmışım. Bir dava için, bir ideal için, bir ülke için yapılabilecek en iyi ve en zor şey o dava, o ideal, o ülke için yaşayabilmekmiş. Ayrıca bilinmesini isterim ki, yaşamaktan korkmayanın ölümden de korkması anlamsızdır. Böylelikle adına 'şehitlik' dediğimiz o müessesenin kesin şartlarından birinin 'yola ölmek kastıyla çıkmamak' olması da zihnimizde yerli yerine oturacaktır. Tabii şehitlerimize niçin 'ölü' demememiz gerektiği de…

'Yaşamak' eyleminin hemen önüne bir kelime ilave edelim: 'Birlikte yaşamak.'

'İnsan tekinin ya da bir insan topluluğunun 'öteki' olarak kodladığı diğer insan tekleri ya da toplulukları ile tarafların onurlarının zedelenmeyeceği bir yaşama alışkanlığı geliştirebilmesi' olarak tanımlayalım şimdilik 'birlikte yaşamak' kavramını.

Bilenleriniz elbette vardır. İnsanlık tarihinde ilk kez ortaya konulan 'yazılı birlikte yaşama anlaşması', Peygamberimiz(sav)'in dudaklarından çıkmıştır. Medine'de yaşayan tüm halkların hak ve sorumluluklarının eşitlendiği Medine Vesikası, her bakımdan heyecan vericidir. Çok dinli, çok dilli, çok gelenekli, hatta çok hukuklu bir toplum haline gelen Medine'de yaşayan tüm unsurların haklarının yazılı olarak güvence altına alındığı böylesi bir metne bugün de son derece büyük bir ihtiyaç vardır.


YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN
 TIKLAYINIZ