Eğitim-Bir-Sen Yeni Dönemdeki Beklentilerini Açıkladı

Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen, derslik sıkıntısından kılık kıyafete, öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılardan ilin eğitim durumuna kadar birçok konuda yapılması gerekenleri bir basın açıklamasıyla duyurdu.

VAN 7.10.2012 16:52:02 0
Eğitim-Bir-Sen Yeni Dönemdeki Beklentilerini Açıkladı
Tarih: 01.01.0001 00:00

Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen, derslik sıkıntısından kılık kıyafete, öğretmenlerin yaşadığı sıkıntılardan ilin eğitim durumuna kadar birçok konuda yapılması gerekenleri bir basın açıklamasıyla duyurdu.

Memur-Sen Van İl Temsilciliği adına bir açıklama yapan Naci Dündar, 2012-2013 eğitim öğretim yılının 17 Eylül'de başladığını hatırlatarak, "Yeni eğitim öğretim yılında ilkokulu 4, ortaokulu 4 ve liseyi 4 yıl olarak 12 yıl zorunlu kesintili eğitimi ön gören ve toplumda 4+4+4 olarak bilinen yeni eğitim sistemi 1-5 ve 9. sınıflarda ilk kez uygulanmaya başlandı.

Özü itibarıyla tarihi bir değişiklik olarak gördüğümüz 4+4+4 eğitim sisteminin uygulandığı yeni dönemde okula kayıt yaşının geri çekilmesi ve lisenin zorunlu olmasından dolayı öğrenci sayısında kayda değer bir artış söz konusudur. Kademeli eğitim sisteminin uygulandığı 2012-2013 ders yılı öğrenciler, veliler ve eğitim çalışanları için hangi şartlarda başlamıştır ve bu dönemde ne gibi sorunlar çözüm beklemektedir? Ülkemiz eğitimde altyapı sorunlarını yıllardır giderememiştir. Son 10 yıllık sürede okullaşma oranı ve yeni derslikler kazandırmada kayda değer ilerlemeler yaşanmıştır. İlkesel olarak merkezi yönetim bütçesinden en fazla payın eğitime ayrılıyor olması çok önemlidir, fakat dünyadaki değişkenlere paralel eğitimde zorunluluk sürelerinin değişmesi derslik ihtiyaçlarını artırmakta ve altyapıya kaynak ayırmayı zorunlu kılmaktadır.

Yeni eğitim sisteminde zorunluluk nedeniyle okula gidecek öğrenci sayısında ciddi oranda artış söz konusudur. Bu durum özellikle bazı bölgelerde sınıf mevcutlarının 50'nin üzerine çıkmasına neden olmuştur. Ülkemizin ve neslimizin geleceği adına önemli olan kademeli eğitim sisteminin sağlıklı olarak işlemesi için okulların bir an evvel normal eğitime geçmesi ve eğitim kademelerinin ayrıştırılması gerekir. Yeni eğitim sisteminde özellikle 5. sınıflarda haftalık ders saatlerinin 30'dan 36'ya çıkması ikili eğitim yapan okullarda giriş ve çıkış saatlerinde sarkmalar meydana getirmekte ve bu durum alışılmışın dışında yeni tartışma alanları oluşturmaktadır. Hükümet bu yılı eğitimde altyapıyı güçlendirme anlamında yatırım yılı ilan etmeli ve özel sektörün imkanlarını eğitime kazandırmak için projeler geliştirmelidir. Bu noktadan hareketle 2012-2013 eğitim öğretim yılı derslik ihtiyacındaki artış sebebiyle sıkıntılı geçecektir, fakat derslik açıkları ve kademeli eğitim sisteminin hayata geçirilmesindeki yönetim hataları kesinlikle yeni sistemi gölgelememelidir" dedi.

"EĞİTİM KURUMLARININ KAYNAK PROBLEMİNE HENÜZ KÖKLÜ ÇÖZÜM GETİRİLEMEMİŞTİR"

Eğitim kurumlarına merkezi yönetimden bütçe ayrılmaması ve kurumların giderlerinin okul aile birlikleri kanalıyla velilerden bağış yöntemiyle karşılamasının eğitimin en önemli çıkmazlarından birisi olduğunu ifade eden Dündar, "Okullarda yardımcı hizmetli personelin yok denecek kadar az olması aile birlikleri bütçeleriyle ücretli personel istihdamını zorunlu kılmakta, bu durum eğitim kurumlarında yöneticilerin eğitim liderliği görevini yerine getirmesini engellemektedir. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı yönetmelik değişikliği ile yöneticileri aile birliklerinin yönetsel mekanizmalarından soyutlamış olsa da bu durum gerçeği örtmemiştir. 2011-2012 eğitim öğretim yılında köklü çözüm getirilmeden okul yöneticilerinin kayıt döneminde bağış kabul etmeleri sebebiyle inceleme ve soruşturmalara tabi tutulmaları ve bazılarının ceza alması yöneticilerde moral ve motivasyon bozukluğuna yol açmıştır. Yeni eğitim öğretim yılında da okulların yardımcı personel sorunları giderilememiş, kaynak problemine henüz köklü bir çözüm getirilememiştir" ifadelerini kullandı.

"ÖĞRETMENLER, AİLE BÜTÜNLÜKLERİNİN SAĞLANMASINI BEKLEMEKTEDİR"

Naci Dündar, "Öğretmenlerin il içi, il dışı isteğe bağlı yer değiştirmeleri ile özür grubu atamalarında yaşanan sorunlar, henüz aile bütünlüğü sağlanamamış 7 bini sınıf öğretmeni olmak üzere 11 bin öğretmen olduğunu ortaya koymaktadır. Tayin dönemlerinin kurgulanmasından önce, alan değişikliği gibi bir kısım adımların zamanında atılmaması nedeniyle normlarda yaşanan daralma, öğretmenlerin tayin taleplerinde hareket alanını daraltmış ve anayasal zorunluluk olan aile bütünlüğü hala sağlanamamıştır" diye konuştu.

"EĞİTİMDE KILIK KIYAFET DAYATMALARI SON BULMALIDIR"

Ülkemizin eğitimde yıllarca kaliteyi değil, ideolojik dayatmaları, baskı ve zulümleri konuştuğunu ifade eden Dündar, "Üniversite kapılarındaki gözyaşları ve turnikelere sıkıştırılan özgürlükler yeni YÖK yönetiminin özgürlükçü uygulamaları ile üniversite kapılarında son buldu. Hukuki dayanaktan yoksun yasak ve dayatmalar, bazı yönetmelikler dolayısıyla çalışanlara uygulanmaya devam edilmektedir. 'Kamusal Alan' yalanı insan onurunun önüne dikilmekte ve kamu çalışanları inancı gereği olan en demokratik hakkını kullanamamaktadır. Yeni eğitim öğretim yılında insanları tek tipleştiren, onurunu hiçe sayan, karma eğitim mecburiyeti dahil bütün antidemokratik dayatmalar son bulmalı, meşru talepler yerine getirilmeli ve insanı merkeze alan yaklaşımların hayata geçirilmesine ve eğitimin sivilleştirilmesine devam edilmelidir" dedi.

"2012-2013 YÖK REFORMU YILI OLMALIDIR"

Katsayı ve başörtüsü gibi konularda bilimsel gerçeklikten uzak bağnaz yaptırımlara son veren yeni anlayışın devamı olarak YÖK'ün yeni eğitim yılında YÖK Reformu'nu gündemine alması gerektiğini de ifade eden Dündar, "Bilimsel ve yönetsel özerklik ile birlikte demokratik, katılımcı yönetim anlayışının gereği olarak bütün yönetsel süreçlere çalışanlarını temsilen sendikaların dahil edilmesi, eğitim çalışanlarının kılık kıyafet özgürlüğünün temin edilmesi gibi birçok konuda yeniden yapılandırılması gereken YÖK'ün değişim ve gelişim sürecinde üniversitelere ayak bağı değil, ön ayak olması esas alınmalıdır" dedi.

VAN'DA EĞİTİM ÖĞRETİMİN DURUMU

Geçtiğimiz yıl yaşanan depremlerde en büyük zayiatlardan birinin de eğitim kurumlarında olduğunu kaydeden Dündar, "Depremin yaraları sarılmaya çalışılırken eğitim kurumlarımızın yaralarının sarılmasında ihmalkar davranılmıştır. Okulların tatile girmesiyle yıkılan okulların yerine yenilerinin yapılması, hasar gören okulların hızlı bir şekilde onarılması gerekirken maalesef eğitim öğretimin başlanması beklenmiş, öğretmen, öğrenci ve veliler mağdur edilmiştir. Yaz tatili boyunca hiçbir çalışma yapılmamış olması akla birtakım sorular getirmektedir. Maalesef ilimizde eğitim öğretim sembolik olarak başlatılmıştır. Buradan yetkililere seslenerek diyorum. Yıkılan okulların onarımı bir an önce bitirilmelidir. İnşaatı devam eden okulların bazısı adeta bir enkaz yığını halindedir. Bazı okullarımızın güçlendirme işlemine daha yeni başlanmıştır. Bazı okullarda inşaat bitmeden eğitim yapılmaktadır. Aynı binada birleştirilen okullar arasında sıkıntılar had safhadadır. Taşıma yoluyla başka okullara giden öğrenciler arasında kavgalar olmakta ve ciddi yaralanmalara varan olaylar yaşanmaktadır. Derslik yetersizliğinden dolayı öğrencilerin yarısı ya çok erken derse girmekte ya da çok geç okuldan ayrılmaktadır. Bu aileleri zor durumda bırakmaktadır. Binalardaki laboratuar, kütüphane vb. yerlerin derslik olarak kullanılmasından dolayı öğrenciler buralardan mahrum bırakılmışlardır. Bu durum eğitimi olumsuz etkilemektedir. Ayrıca başka okullara giden öğretmen-idare ve diğer personel birçok sıkıntı ile karşılaşmaktadır. Kademeli eğitim sistemiyle ilköğretim okullarının ilk ve ortaokul olarak ayrılması sonucunda idari işlerin aksamaması için mutlak suretle bu okullara müdür, müdür yardımcısı ataması yapılması gerekir. Mevcut idarecilerin iki okulu birden idare etmesi eğitim öğretimi olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla idarecilik sınavını kazanmış öğretmenlerden sınav puanı üstünlüğüne göre atanma hakkı bir an evvel verilmelidir. Okullarda donanım eksikliği bulunmaktadır. Önceki yıllarda eğitim bakımından birçok yatırımın yapıldığı ilimiz okullarında şu anda donanım sıkıntısı had safhadadır. Norm fazlası sınıf öğretmenlerinin yan branşa geçme imkanından yararlanmaları sorunu halletmek yetmemektedir. Deprem nedeniyle diğer illere giden öğrenciler farklı tür ve okullara kayıt yaptırdıklarından geri dönüşte kendi alanlarına nakil yapmakta sorun yaşamaktadırlar. Bu konudaki belirsizlik uzun süredir devam etmektedir. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu konuda ne tür bir girişimde bulunduğunu velilere ve okullara açıklamak zorundadır. Çünkü birçok öğrenci bu durum nedeniyle eğitim öğretime başlamış değildir. Depremden dolayı konteynır kentlerde kalmak zorunda olan öğrenciler adrese dayalı kayıt sisteminden dolayı sorun yaşamaktadırlar. İmam hatip ortaokullarının müfredatında belirsizlikler mevcuttur. Bu durum bir an önce netliğe kavuşturulmalıdır. İlimizde öğretmenlik yapan eşler biri birinden uzak yerleşim birimlerinde görev yapmaktadırlar. Aile bütünlüğünün bozulması eğitim öğretimi de olumsuz etkilemektedir. Van ilimizin SBS ve YGS-LYS'deki başarısızlığı kronik bir hal almıştır. Diğer illerin bu sınavlar için aldıkları tedbirler, farklı uygulamalar bu şehirdeki çocuklardan neden esirgenmektedir? Yeni anayasa çalışmaları bir an evvel bitirilerek hayata geçirilmelidir. Başörtülü okumak isteyen öğrenciler ve kamuda başörtülü çalışmak isteyen kardeşlerimiz bu haklarından mahrum edilmeye devam etmektedirler. Şimdi değilse ne zaman, söylemi artık halkımızın dilinden düşmemektedir. Son günlerde dünyanın çeşitli ülkelerinde Peygamber Efendimize yapılan hakaretleri lanetliyor ve özellikle Taraf Gazetesi eski yazarı Sevan Nişanyan'ın açıklamalarını kınıyor, söz konusu şahsın İslam ümmetinden özür dilemesini bekliyoruz. Kürtçe'nin seçmeli ders olması elbette olumlu bir gelişmedir, ancak anadil eğitiminin önündeki engeller ortadan kaldırılmalıdır. Her biri Allah'ın birer ayeti olan insan dillerine getirilen anlamsız yasaklar artık son bulmalıdır. Herkesin hakkında konuştuğu ama kimsenin ciddi bir çözüm bulmadığı Kürt sorunu halledilmeden ülkenin ve bölgenin istikrara kavuşmayacağı kesindir. Memleket evlatları gruplar halinde can verirken yetkililerin aymazlığı artık isyan ettirmektedir. Komşumuz Suriye ile oluşan gerginlik zaten kirli bir savaşın içinde olan ülkemizi yeni bir savaşın içine sürüklememelidir. Bu konuda atılacak adımlar sağduyudan mahrum olmamalı, onurlu bir tavır sergilenerek ırkçıların ve ABD ile İsrail'in tuzağına düşülmemelidir" şeklinde konuştu. - Van