Vanlı Eğitimci Doç.Dr Nurullah Ulutaş, Anka Kültür Sanat Merkezinde, Edebiyat Ve İntihar konulu konferansta konuştu.
Konferans edebiyatta intiharla ilgili şairlerden şiirlerle başlayan Bitlis Eren Üniversitesi Bölüm Başkanı Doç.Dr Nurullah Ulutaş, İntiharın felsefe boyutuyla devam ederek, Nietzsche, Camus gibi yazarların intihar betimlemesiyle sözlerine devam etti.
Ulutaş, “Mübalağa yorgunum bu ölüm bâzârında/ acım dirhem etmezken ağır geldim hayata/münzevi bir gecede direnmek de hayli zor ifadelerini kullandı.
Felsefi anlamda intiharı anlatan Ulutaş, “Öldürmenin ikinci betimlemesi,sujenin kendi özvarlık alanını, buyruğu ile yok sayarak kendi iktidarına son vermesidir. Sortre da intiharın yaşamın “saçmalığa” batmasına neden olan bir “saçmalık” olduğuna inanır” dedi.
Ardından sanatsal olarak en çok işlenen konuların başında gelen intiharın halk arasında ve sanat camiasında karşılığından söz eden Nurullah Ulutaş, sanatçıların intihar etmesini, “Felaketi sanata dönüştürmek” olarak yorumladı.
Akabinde, dünya edebiyatına yön veren önemli isimlerin de yoğun olarak bu konuya eğildiklerini ifade eden Doç. Dr. Ulutaş, hayatlarını sonlandırmada bu yöntemi seven isimleri de belirtti.
Sappo,Thomas Chalterton, Heınrıch Von Kleıst,Gerard De Nerval,Paul Laforgue,Jack London,Stefan Zweig,Virginia Woolf, Kurt Donald Cobain gibi sanatçılar, dünyanın katı/çirkin gerçeklikleriyle uyuşamadıkları için intihara yöneldiklerini ifade etti.
Konuşmasının devamında, Cumhuriyet dönemi romancılarını da ele alan Nurullah Ulutaş, “Cumhuriyet dönemi romancıları da eserlerinde intihar olgusunu ele alırlar.Cumhuriyet’in kurulduğu 1923 yılından 1960 yılına kadar yazılan romanların,49 tanesinde 71 kahramanın intihar ettiğini görürüz” dedi.
İntihar Notları: İntiharla ilgili önemli noktalardan birisinin de müntehirin ardında bıraktığı,intihar notlarından da söz eden Doç. Dr.Nurullah Ulutaş, “Aşk gibi ölüm de yazıdan asla öğrenilmeyecek ve öğretilmeyecek iki şeyden birisi olduğu halde intiharın arefesinde yazı, kullanışlı bir temrin arenasına dönüşmektedir ve ölüme en çok o yakışmaktadır. Konferansın sonuna doğru, Türk edebiyatında da bu konuya sıkça eğilen isimlerden söz ederek konuşmasını şöyle noktaladı: “Sonuç olarak şunu söylemek gerekir ki intihar, edebiyatçıların elinde bir sanatsal olguya dönüşerek insanın hayatını kendi eliyle sonlandırması eylemi olarak işlemiştir”
Söyleşi programı soru-cevap bölümüyle sona erdi.
