Diyarbakır'daki toplantıdan notlar...

Genç Siviller, barış sürecinin parametrelerini, Kürtlerin beklentilerini ve Türklerin hassasiyetlerini konuşmak üzere Diyarbakır Forumu'nu topladı.

VAN 7.04.2013 18:53:48 0
Diyarbakır
Tarih: 01.01.0001 00:00

Yazar Mümtaz'er Türköne, Kürt sorununun çözümü için büyük adımlar atılırken, bir yandan da Türkler arasında bir savunma ve hassasiyet meydana getirilmemesi uyarısında bulundu.

Çözüm için son dönemde atılan adımların milliyetçi Türkler arasında oluşturduğu hassasiyet Diyarbakır’da masaya yatırıldı. Genç Siviller’in düzenlediği forumda konuşan gazeteci-yazar Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, sorunun, Türk kimliğini savunma durumuna sokarak çözülemeyeceğini söyledi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak ise çözümde İslam kardeşliğinin büyük rol oynayacağını ifade etti.

Genç Siviller tarafından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda düzenlenen ‘Türk sorunu’ forumuna Genç Siviller Koordinatörü Fatih Demirci, Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak, araştırmacı yazar Sevan Nişanyan, Taraf Gazetesi yazarı Yıldıray Oğur ve Eski Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı gibi birçok ünlü isim katıldı.

Programın ilk bölümünde konuşan Mümtaz’er Türköne, 2007 yılında devletin zorunlu asimilasyon politikasından vazgeçtiğini aktardı. Devletin bu kararı kendisini restore etmek için aldığını belirten Türköne, “Kürt sorunu, Türk kimliğini savunma durumuna sokarak çözülmez. Böyle bir karşıtlık yaratmak çok yanlış. Kürt sorununun çözümünden bir Türk savunması yaratılmamalı. Tepkiler duygusal. Ortak paydalar, geçmiş ve ortak gelecek kuvvetle vurgulanmalı. Ortak bir dünyayı paylaşarak bir arada yaşamak, kader birliğini sürdürmek bazı şeyleri hatırlamak, bazı şeyleri unutmaya bağlıdır. Millet olmak biraz da unutmaktır. Kürt sorununun en şiddetli evresi yaşanıyor. Sabırlı olunmalı, yangına körükle gidilmemeli. Türkiye’nin batı kesimlerinde, belirsizliği, cevabı verilmeyen soruların, entrikanın karşılığı olan duygusal bir patlama yaşanıyor. Kendiliğinden, çok kısa bir zamanda soyut şeyler somutlaştığında sönecek ve kaybolacaktır. En çok ihtiyaç duyduğumuz şey sabır, empati ve tahammül.” şeklinde konuştu.

“Ben Kürtleri Türk olarak ezmedim. Kürtleri ezenler Türkler değil. Bunun farkını anlayın. Bunu yapan devlet.” diyen Türköne, MHP ile rekabete girebilmek için CHP’nin bugüne kadar keşfetmediği Türkleri keşfettiğini, iki parti arasında Türklük üzerine bir rekabet başladığını anlattı. Genç Siviller Koordinatörü Fatih Demirci ise Kürt sorunu üzerine konuşmayanın kalmadığını, herkesin bu konu üzerinde yazdığını ve çizdiğini hatırlatarak, “Türk sorunu çıkmaması için ne yapmamız lazım? Bunu konuşmak istedik.” diye konuştu.

Yazar Sevan Nişanyan ise Türkiye’nin son yıllarda müthiş bir değişim geçirdiğini hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Bundan değil 10 sene, 5 sene, hatta 2 sene önce bile ‘Diyarbakır’da Türk sorunu, Türklerin hassasiyetleri ve Türklerin ulusal kimliğine ilişkin bir toplantı yapılacak ve burada Türklerin hassasiyetlerini anlatma görevi Sevan Nişanyan’a verilecek’ denilseydi herhalde bu kişinin aklından zoru olduğu kanaatine varırdık. Çok acayip bir durumdayız. Sevan Nişanyan geliyor burada Kürtlere Türkleri anlatmak için. Yanında Türk milletçi hareketinin içinden gelmiş, bir bakıma hâlâ kendini Türk milliyetçisi olarak tanımlayan Mümtaz’er Türköne bulunuyor. Bunun tarihi bir olay olduğunu düşünüyorum.”

‘Çözümde İslam kardeşliği büyük rol oynayacak’

Diyarbakır Forumu’nda konuşan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak, kardeşlik hukukunun 100 yıldan bu yana atılan yanlış adımlar ve yanlış uygulamalar sebebiyle bu duruma getirildiğini dile getirdi. Uşşak, Türkler ve Kürtler arasındaki kardeşlik hukukunun zedelenmesinden ötürü bu duruma gelindiğini anlattı.

Cemal Uşşak, Abdullah Öcalan’ın Nevruz mesajında kardeşlik hukukundan bahsetmesinin de önemli olduğunu belirtti. Dindarların da Kürtlerin ıstırabını uzun yıllar hissedemediğinden yakınan Uşşak, konuşmasına şöyle devam etti: “Dindar olmaktan söz ediyorsak sadece Kürtlerin ıstırabını değil, birçok mağdurun acısını da duymamız gerekir. Geçmişte bu meseleyi İslam kardeşliğinin çözeceği dillendiriliyordu fakat bunun altı doldurulamıyordu. Bu meselenin çözümünde İslam kardeşliği çok önemli bir rol oynayacak. Bu İslam kardeşliği modern şekilde günümüze aktarıldığında başarılı bir sonuç verecektir.”


‘Çözüm süreci, ‘zafer’ üzerine kurulmamalı’

İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan da konuşmasında çözüm sürecinin 'zafer' üzerine kurulmaması gerektiği uyarısında bulundu. Çözüm süreci aşamasında Türklerde oluşan hassasiyeti en iyi Kürtlerin anlayabileceğini aktaran Alkan, "Dolayısıyla bu süreçte biraz daha hakikaten barış dilini geleceği düşünerek kullanmak gerekiyor. Daha önemli bir görevleri de var: Etnik kimlik milliyetçiliği faşizme meyilli bir ideoloji. Burada Kürt aydınlarına çok önemli görev düşüyor. O da ırkçılığa, faşizme meyil halinin önünde demokrat bir kültür oluşturabilmek." dedi. Sorunun farklılıklarla bir arada yaşam derdi olduğunu vurgulayan Alkan, "Çok basit bir dert. Bunu birlikte kurabileceğimize inanıyorum. Bu çözüm sürecinin zafer üzerine kurulmaması gerekiyor. Zafer üzerine kurulmuş müzakere süreci kaybedilmiştir. Herkesin en az rahatsız olacağı bir alt sınır inşa etmek gerekiyor. O yüzden de iyi kötü herkesin az çok tatmin edilmesi şart." ifadelerini kullandı.

(Zaman)