DIŞİŞLERİ-MİT: HEPSİ “OKUYAN” ÇOCUKLAR

Nedret ERSANEL

VAN 21.11.2015 11:23:23 0
DIŞİŞLERİ-MİT: HEPSİ “OKUYAN” ÇOCUKLAR
Tarih: 01.01.0001 00:00
Suriye dahil küresel kriz alanlarının çürük tahtalarına basarken el ele tutuşan Amerika-Rusya dengeleri, Amerikan iç politikasında Washington’u tatmin edecek kamuoyu beğenisine/desteğine sahip değil.

Çıkan kısmın özeti: Viyana görüşmeleri, Paris saldırısı, G-20 zirvesi, Suriye çizgisinden hareketle; ABD’nin, Avrupa-Ortadoğu kaosuna Orta Asya’yı da ekleyerek, merkez-kaç noktasına Türkiye’yi, hedefine Rusya-Çin’i koyduğu kuşatma planlarını ‘okuyoruz’…
*
Japonya Başbakanı ve ABD Dışişleri Bakanı’nın; Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan, Afganistan, Pakistan ve Türkmenistan’a gerçekleştirdiği ardışık seyahatlerin evvelinde Bağımsız Devletler Topluluğu’ zirvesinde Putin’in yaptığı konuşma sonucunda, “kriz durumunda bir ‘müşterek görev kuvveti’ kurulması” kabul edildi. Bu askeri gücün ne/nasıl olacağı meçhul. Fakat adı geçen ülkelerden en az üç tanesinde Rus üslerinin kullanılacağı/kurulacağı spekülasyonu muhkem.PENTAGON’DAN BEYAZ SARAY’A: BUNU DURDUR!
Gelişmelerin ABD’de daha doğrusu ABD’nin ‘farklı’ kurumlarında nasıl algılandığına gelince.. Pentagon ve CIA, Tacikistan ve Kırgızistan‘ın Rusya’ya kaybedildiğini, Kazakistan‘ın da pamuk ipliğine bağlı biçimde Rusya’ya doğru salındığını analiz ediyor. Türkmenistan ve Özbekistan ise o kadar değil. Rusya’ya ne kadar yakınsalar ABD’ye de o kadar yakınlar. (Bir konferans sırasında Henry Kissinger’in üst düzey bir generale, ‘sersem misiniz, Türkmenistan boğazına kadar Çin’e bağımlı. Peşinden koşmayı kesin. Git Ernest’le konuş!” dediği dedikodusu yapılıyor. Ernest Moniz: ABD Enerji Bakanı.)
Hasılı, bölgede Amerika’nın elinde Moskova’ya karşı “oyuncu/koz” olarak kullanabileceği tek ülke olarak Taşkent kalıyor. Özbekistan lideri İslam Kerimov da bu “denge oyunu”nu seven bir lider. Kısa süre önce Rusya’nın jest olarak 890 milyon dolarlık borcunu silmesine rağmen ABD’ye yakın duruyor. (‘Russia writes off $890 million debt to Uzbekistan’, 10/12, Daily Mail.)
AFGANİSTAN: KİEV-ŞAM-TAHRAN-İSLAMABAD HATTI
Zincirin baklalarını birleştirelim; ABD/NATO’nun Afganistan’dan kalış süresini-Obama’nın “Başkanlık Sözü” vermiş olması rağmen-uzattığını-yazdık.. Bu, Avrupa-Ortadoğu keşmekeşinin Orta-Asya’ya sıçrayacağının en kuvvetli stratejik işareti olarak algılandı Kremlin’de ve işte Özbekistan da o tahterevallinin en jeo-politik ağırlığını oluşturuyor. Hem ABD hem Rusya, Özbekistan’ı bunun için de, hatta en çok Kabil dengeleri için istiyor. (‘Kerry Visit Underscores Uzbekistan’s Pivotal Role’, 01/11, Sentinel.)
Hem Washington’un hem Moskova’nın çok istediği bir ülke olmak elbette keyifli. Böylesi bir durumdan elbette faydalanılmalı. Diplomasi biraz da budur zaten ama.. Özbekistan ‘bölgesel hırslar’ına gem vurabilirse!
ABD: ‘ORTADOĞU’DA İMAJIMIZI ÇİZENİ, ORTAASYA’DA ÇİZERİZ…
Suriye dahil küresel kriz alanlarının çürük tahtalarına basarken el ele tutuşan Amerika-Rusya dengeleri, Amerikan iç politikasında Washington’u tatmin edecek kamuoyu beğenisine/desteğine sahip değil. 2016’da seçim var ve bu her şeyin üstünde. Orta-Asya’da yeni Amerikan hamlesi biraz bu yönüyle de anlaşılmalı. Çünkü “Putin başarıları”, Beyaz Saray ve Demokratların başını, iç-‘dış’ muhalefetin “Beyaz Saray’ın sünepeliği” suçlamalarıyla ağrıtıyor.
Şurası gerçek ki, Ukrayna meselesinde yaralı bir ayıyı dürtmek derecesinde Rusya’ya bulaşan Washington, Suriye üzerinden gelen Rus atağıyla, “Ortadoğu’daki tarihi egemenliğini” kaybetti! Şu an yapılan, “durumu beraber(e) idare etmektir”. (2016’dan sonra bu dengelerin hepsi tek tek nasıl çözülür veya pekiştirilir göreceğiz.)
Şimdilik kafamızın içinde tutulması gereken “tehlikeli chip” şudur… ABD Kara Kuvvetleri Komutanı General Mark Milley: “Rusya çok saldırgan bir güç ve Birleşik Devletler’in çıkarlarına açık biçimde saldırıyor. Rusya’nın nükleer kapasitesi ABD’ye karşı en büyük tehdittir”. (‘Top army general calls Russia ‘#1 threat’ to US’, 3/11, RT.)
Bunu, 2016 Amerikan başkanlık seçimlerinin yükselecek acımasız iç politikası, ABD/Obama’nın Ortadoğu’da yaşadığı söylenen başarısızlığı, eğer kazanırsa yüzünü herkesten hızlı Çin’e ve Pasifik’e dönecek Hillary Clinton’la ve yüzünü dünyadaki herkese dönecekmiş gibi duran Donald Trump gerçekleri ile aynı tencereye atın!..
Herhalde kuşatmayı daha netleştiriyoruz.. Üstelik hâlâ bu saldırıyı Rusya’nın nasıl gördüğü/yanıt verdiği/vereceğini.. İki, özellikle Azerbaycan ve İran’ın bu haritanın neresini silip neresini baştan çizmek istediklerini.. Kaldı ki, Bakü ve Tahran’ın şu sıralar kendi başkentleri ile ilgili hayli kritik operasyon ve dertlerle uğraştıklarını yazmadık.
Takiben, bölgede yeni, irili-ufaklı üçgenlerin kurulmasını bekleyebiliriz. Anlattığımız global öykü daha bitmediği için hassas detayların üzerindeki spotları yakmıyorum ama; ‘Türkiye-İran-Azerbaycan ilişkilerinin yakın vadeli açılımlarına dikkat edilecek’ notunu şimdiden düşelim.
Nihayet böylesi bir jeo-politik savaş arenası açılırken, köklerinin geldiği ‘stepleri’ Ankara’nın atlaması mümkün mü?
Sahi öyle yazmıştık değil mi; “Türk dış politikasının üst aklına ve zihinsel manevra yeteneğine şaşıracaksınız…” Siz şaşıracaksınız ama kaygılananlar da olacak!
MALİ!..
Fransa Cumhurbaşkanı önümüzdeki hafta terörle mücadele adına ‘tek maddelik’ bir gündemle Washington ve Moskova’yı ziyaret edecek. İki ülke de ‘tamam’ diyecek. Ama.. İki süper ülkenin ‘kurumları’ içinde kim bu ‘ortaklığa’ itiraz ederse.. Mali bir yana, hepsinin faili odur! 
Daha ne yazalım?