Diriliş Beyannâmesi

Hüseyin Yahya Şekerci

VAN 4.09.2015 11:12:10 0
Diriliş Beyannâmesi
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Savrulmuyoruz. Durduğumuz yerde duruyoruz hâlâ. Her gün manifestolar yazacak heyecandayız. Önümüzden giden her bilgenin bıraktığı mirası hatırlayarak yürüyoruz. Aliya “düşmanlarımıza adalet borçluyuz” diyordu kulağımızda küpedir, Hoca “heyecan heyecan heyecan” dedi giderayak, hafızamızda, “izzet” dedi Seyyid Kutup, aklımızdan çıkarmıyoruz.

Dünya var oldu olalı yürüyoruz biz. Koca bir Millet-i İslam’ın mensuplarıyız. Ayaklarımızı vura vura fethettiğimiz şehirler, üzerinde gezindiğimiz yollar bereketli ayaklarımıza meftundur. Hicret’tir menzilimiz. Yesrib’e yürür gibi yürüyoruz. Dilimizde Ashab-ı Uhud’dan tevarüs eden “hasbunallah” sloganı, elimizde kalemler, zihnimizde ayetler, yürüyoruz.

Zorluklar, badireler mücadele ruhumuzu perçinleyen unsurlar olabilir ancak. Ölürüz bazı asırlar, diriliriz sonra. Sonra yeniden, yenilenerek, yepyeni çağları kurarız. Tarihi biz yazarız biz, başkaları değil. Asırları biz aşarız. Slogan atıyoruz evet.

Slogan gençliğiyiz biz. Bir fikrimiz olduğu için slogan atıyoruz. Diplomat gibi, bürokrat gibi çalışmadığı için kafalarımız… Afiş asmaya yerimizden fırlarcasına koştuğumuz için, yürüyüş yapmayı erdem saydığımız için böyleyiz. “Susan sussun biz onlar adına da bağırırız” dediğimiz için…

Kınayıcıların kınamasından korkmayız. Yokları var edene itimat var serde, alınlarımız secdede. Üzülmeyiz, gevşemeyiz inanıyoruz zira; galip gelecek olan ancak bizleriz. “O eksik bu yok” diyenlere cevabımız çağlar ötesinden: Hasbunallah. Hasbunallah evet. Allah bize yeter! O ne güzel vekildir.

Fas’tayız, Mısır’dayız, Arakan’da, Türkistan’da, Filistin’de, Kürdistan’da, Afrika’da, Akdeniz kıyılarına vuran evlatlarımızın bedenlerinde.

Mazlum, mağdur kim varsa yanında değiliz sadece, onların yükünü sırtımıza alacak kudretteyiz. Bazen elimizde poşetlerle fukaraya koşarak, bazen elimiz kalem tutarak, işgallere karşı isyan ederek bazen, ayaklanarak…

Biz Ümmet-i Muhammed’iz. ‘Anti’ değil merkeziz. Biz varsak döner dünya adalet içre. Yok olmayız O’nun vaadiyle, yok da olmayacağız. Malcolm’un dediği gibi hazırolda değildik, rahat da durmayacağız.

Toprağımız yok, kainat bizim. Yeryüzü mescid. Sınırları kalbimizden de zihnimizden söküp atmışız. Bu yüzden bize yakışır ancak böyle asil yürümek.

Aynı aşkı taşıyoruz belleklerimizde, aynı imanı. Birimiz ötekinden başka değiliz.

Birimiz “biz” dediği zaman te’vile mahal bırakmaksızın anlarız gerçek “bizi” anlattığını. Gerçek bizi, yani İslam olanları.

Kardeşler arasına suizan düştüğünde yürümüyoruz, koşuyoruz. Zalime öfkemizi de kardeşimize şefkatimizi de yitirmiyoruz. Zira Ümmet-i Muhammed’iz biz.

Ademoğluyuz, Adem’den beri yürüyoruz, bağırıyoruz. Bu yüzdendir korkuları, bu sebepten endişe içindeler. Kalplerimiz inşirahla taşıyor her daim. Kalplerimizde Muhammed Aleyhisselam. Yeryüzünü ıslah, imar ve ihya için yapıyoruz ne yapıyorsak. Ümmet-i Muhammed’iz biz. Savrulmuyoruz.

Buradayız hâlâ. İnna fetehna leke fethen mubina.
Hüseyin Yahya Şekerci

SAYFA 20.indd