“DİN YERİNE KİN

Abdulhalim Almalı

VAN 9.04.2014 13:22:16 0
“DİN YERİNE KİN
Tarih: 01.01.0001 00:00

"DİN YERİNE KİN"


İnsana hayatiyet kazandıran, onu hayatta tutan ve onura eden kalbindeki duygusu(ahlak)dur. İnsanın beynindeki düşüncesi kalbinden bağımsız değildir. Hani derler ya, "insanın yüzü kalbinin aynasıdır." Kendisi olmamış olamamış bireylerde hâkim olan düşünce başkaları tarafından yönlendirilmiş olmaları birey açısından olsun, toplum açısından olsun son derece tehlikeli bir durumdur. Toplumda olgulaşmış olan "kin" ve "nefret" "sapıklık" ve "tecavüz" saldırganlaşmışlık bütün bunlar "din"in değil "kin"in ürünüdür, topluma hâkim olan anlayışın "din" değil ideolojinin olmasıdır.

Bu durumda bireye hâkim olan "din" değil, "kin"dir. Burada dinden kastımın sadece hak din olan İslam olmadığını, aksine diğer tüm batıl dinlerde dâhildir. Çünkü din insana öte bir âlemin varlığından bahseder, isterse Hinduizm'de olsun, isterse Budizm'de olsun, ister İsevilikte ister müsavilikte olsun fark etmez. İslam'da ise iman esasları ve dinamikleri içerisinde ahrete imanın ilk sıralarda yer aldığı bilinmektedir.

Tevhit dini olan İslam'da ideolojilere yer olmadığı için İslam dininin asıl kaynağı olan kur-an'ı kerim ve Allah resulü(sav)'ın sünneti belirleyicilerin başında yer alır. Yani bir işe Allah ve Resulü(sav) karar verdiklerinde ben Müslümanım diyenlere düşen şey sadece onlara uymak, teslim olmaktır; onun üzerinde neden ve niçin soruları oluşturmak değildir. Toplumda tıpkı insanlar gibi kalbe sahiptir, toplumun kalbi konumundaki dinamikler siyaset, sivil yapılaşmalar, vakıflar ve dernekler bunlar kemiyetlik yerine keyfiyetliği esas almaya başladıklarında o toplum iflah olması çok zor olur, toplum şu olduğu gibi cinnet geçirir.

Eğer bunlar "ed din"(hayat) yerine "kin"i kaçınılmaz kılan, varoluşsallığı meşrulaştırmak için çatışmacılığı kaçınılmaz kılan ideolojileri(buna dinin ideolojileştirilmiş hali de dâhildir) ki bu gün günümüz Türkiyesinde ve daha da acısı Müslümanların çoğunlukta olduğu Ortadoğu coğrafyasında görmemiz mümkündür. Allah'ın dini ed din yerine, yönetim anlayışına hâkim anlayış maalesef mezhebi aidiyetler, cemaatsel çıkarlar, etnisiteye(ırk, dil veya millî kimlik) dayalı ayrımcılıkların içinde doğal olarak "kin" dönüşmesine sebep oluyor.

Bakın şu halkında Müslüman olan ülkelerin haline sömürgeleştirilmemiş bir halk var mı, demokrasi denen yönetim biçiminde bile Müslümanlara kendi yöneticilerini seçme hakkı tanınmamaktadır. Fiziki ve zihni işgallerle yöneticileri belirlenen mazlum halklar, cetvellerle küçücük parsellere çizilerek adeta aşiret devletçiklerine bölünen topraklarda "kin" değil de "ed din" hâkim olmuş olsaydı bu işgaller, bu kani bu gözyaşı ve tecavüzler olabilir miydi?

Şimdi Müslüman olan parsellenmiş ülkeleri yöneten din(İslam) midir, yoksa "kin" şeytan mıdır? Din ahlakın bizatihi kendisidir, İslam dininin peygamberi(sav) aynen şöyle buyurmuştur. "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381). Aynı konuda kur-an şu ifadeyi kullanır. “Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.” (Kalem:4). "Şüphesiz ki Allah’a, ahret gününe iman edenlerle Allah’ı çok anan kimseler için Allah’ın elçisinde güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb:21)."

Burada bu soruyu sormadan da geçemeyeceğim. "din insanı ahlaklı yapar mı? Eğer bir din insanı değiştirmiyor, yaşam tarzını şekillendirmiyor, ona sorumluluk yüklemiyorsa bu din değil tam aksine ideolojidir, bunda da hâkim olacak tek şey vardır ahlak yerine "kin". Son günlerde Suriye ve Mısır da yaşadığımız olaylara baktığımızda hâkim olan anlayış din' midir yoksa "kin" midir?..

Suriye de her gün öldürülen yüzlerce insan, Mısır da halkın desteğiyle başa getirilen Muhammed Mursi ve taraftarlarına reva görülenler, yetmedi 529 Müslümanın idam kararının 20 dakikalık bir sürede verilmesi bütün bunlar neyin eseridir "din"in mi, "kin"in mi?

Her gün derinleşerek devam toplumsal sorunlarımızın insanımızı ne hallere getirdiğine, nasıl çatışmacı kıldığına, tahammülsüz yaptığına makaleyi uzattığımdan dolayı değinemedim, şu an coğrafyamıza "din(ahlak)" yerine hâkim olan "kin(ideoloji" konusunu bir başka makalede değinmek üzere.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.