Diktatörlerin Egemenliği Kandan Beslenir

Mazlumder Van Şube Başkan Yakup Aslan, halkı Müslüman ülkelerde diktatör yönetimlerin yeni idam kararları almasına tepki göstererek, “Diktatörlerin egemenliği kandan beslenir” dedi.

VAN 2.05.2014 10:04:27 0
Diktatörlerin Egemenliği Kandan Beslenir
Tarih: 01.01.0001 00:00

Mazlumder Van Şube Başkan Yakup Aslan’ın açıklaması şöyle:

“Uzun bir zamandır dünyanın kör, sağır ve dilsiz kaldığı İran’da uygulanan siyasi idamlara ilave olarak, son günlerde Mısır’da aynı uygulama başlayınca, duymayan kulaklar duymaya, görmeyen gözler görmeye başladı. ABD emperyalistlerinin iktidarların rengini belirleme projesi doğrultusunda yapılan iktidar değişiklikleri sonucunda iktidara getirilen Mısır darbeci militarist güçlerin kontrolündeki mahkemeler, askeri rejim muhalifi 529 kişiye "siyasi idam" cezaları vermiştir.

Avrupa ülkeleri ve ABD olmak üzere neredeyse bütün dünya, daha önce İran ve benzeri ülkelerde yapılan siyasi idamlara sessiz kaldıkları gibi bu idamlara da sessiz kalmıştır. Batılılarla birlikte onların uydusu çevrelerin, kuklalarının Afganistan, İran-Irak savaşı, Halebçe, Kürdistan’daki devlet kaynaklı şiddet ve cinayetler, mezar evler veya bugün Suriye halkının topyekün imha edilmesi karşısında takındıkları tutum hafızalarımızdan silinmiş değil. İnsanları katletmek için dünyaya dev bir silah pazarı ve her an bütün insanlığın hayatına son verebilecek tarzda nükleer/kimyasal silah düzeneği kuran ABD, AB “siyasi idamlar” çevresindeki ikiyüzlülüğünü sürdürüyor. O konsept ve onların eliyle iktidarlara getirilen yerli uşakları, silah tüccarlarının daha fazla zengin olması için kan ticareti üzerinden kendilerine bir gelecek hazırlamaya çalıştıkları için siyasi idamlara, cinayetlere sessiz kalıyorlar. Tıpkı iktidara getirdikleri Kenan Evren askeri darbesinin cinayetlerine, militarist terörüne, hukuksuzluğuna, gencecik çocukların ölümüne sessiz kaldıkları gibi…

Bilindiği gibi gelen haberlere göre; 28 Nisan itibariyle Mısır mahkemeleri 529 kişiden 37'sini idama mahkûm etmiş, 492 kişinin cezasını ise müebbet hapse çevirdiği öğrenilmiştir.

Gücünü kendi vatandaşını katletmekle sağlamaya çalışan diktatör rejimlerin insan haklarını ve hukuku hiçe sayan kararları karşısında uluslararası mekanizmaların sessizliği, çifte standartlılığı, politik bir argüman olarak "değer ticareti" yapan ülkelerin, marjinal çevrelerin 'idam karşıtlığı'ndaki seçiciliği ve siyasi tavrı dikkatlerden kaçmamalıdır. Kendi karşıtı veya kendisinden kabul etmediği insanların katline, idamına, zulüm görmesine seyirci kalanların bu zulmün bir yanı kendilerine dokunduğunda feryad etmelerini de samimi bulmuyorum. Çünkü adalet sadece kişinin kapsadığı alanla sınırlı değildi ve böyle bir adalet, adalet olamaz.

Başta, Halebçe katliamı olduğunda toplantı halinde olan ve bu konuya tek kelimeyle bile olsa değinmeyen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği olmak üzere bütün ilgili mekanizmaları; siyasi baskı oluşturmaya, diplomatik adımlar atmaya, sağduyulu geniş halk kitlelerini ise bütün idamlar, zulümler, adaletsizlikler, haksızlıklar karşısında protesto gösterileri ile tepkilerini ortaya koymaya çağırıyor, bugün başkasına lazım olan adaletin yarın sizin için de gerekli olabileceğinin bilinmesinin gerektiğine inanıyorum. Ne adına olursa olsun, idamları, savaş hukukuyla hiçbir ilgisi olmayan vahşice cinayetleri lanetliyoruz. Aynı şekilde dünyadaki bu zulme seyirci kalan zihniyeti de kınıyoruz.

Bu vesileyle Irkçı zihniyetle İran’da Kürtlere karşı sürdürülen siyasi idamların inançla hiçbir ilişkisinin olmadığını ve tamamen ulusal egemenlikle ilintili olduğunu belirtmek isterim. İran’daki idamlar ne kadar hukuksuzsa, Mısır’da iktidar değişikliğiyle militarist güçleri iktidara taşıyan ABD ve uşaklarının darbeci yargısının verdiği kararların da hukuksuz olduğunu ve orada verilen kararların 80 askeri darbesinde Türkiye’de alınan kararlardan farklı olmadığını belirtmek isterim.”



Diktatörlerin Egemenliği Kandan Beslenir