Deve idrarının yaptığı kafadan korkun!

Ramazan Yaman

VAN 8.08.2017 11:24:48 0
Deve idrarının yaptığı kafadan korkun!
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Uydurulmuş dincilerin birgün gelip ellerine fıçılar dolusu deve idrarı alıp, “bunu içmeyen kafirdir!” diye sokak sokak dolaşacaklarından korkuyorum!

“Yıkın hastaneleri, yakın eczaneleri! Şifa-i İdrar ile doldurun tüm mabetlerin önünü! Ve kanserli, veremli, böbrek hastası, dalak hastası, kemik hastası, ruh hastası müminlere bardak bardak ikram edin!” demelerinden korkuyorum!

 

“Hekimlik ilminin inceliklerini, zamanın en büyük alimi, "şifalı ayetlerin" müellifi cübbeli efendiden sorun!” demelerinden korkuyorum! 

 

Alemlere rahmet olarak gönderilmiş Hz. Muhammed’in davasını, onun aracılığıyla insanlığa bir hayat rehberi olarak inmiş kitabı kendilerinden başkalarının yorumlamasını, okumasını yasaklayacaklarından korkuyorum!

 

İhtirasları, kinleri öyle yüksek ki, ellerinden gelse, Allah’ın dinini noterliğe gidip kendi üstlerine zimmetleyecekler!

 

Şu an, Caner Taslaman’ın canlı yayında “madem deve idrarı içmek şifadır!.. Al iç o zaman!” demesinin yaktığı ateşte kavruluyorlar!

Ve peygamberle rüyasında görüştüğünü iddia eden, kendisiyle ilgili şeyhine Allah’dan vahiy geldiğini söyleyen bir şarlatan, insan dışkısını yine insanın yemesini önerecek kadar alçaklaştı!..

 

Caner hoca “insan dışkısı helal” demedi, fakat kendileri “deve idrarı şifadır!” dediler… Ve bunu demelerine rağmen içemediler! Belki “Televizyon ekranlarında içmek helaldir!” gibi bir “hadis” olmadığından, gizli yerlerde içip kafayı buluyorlardır! Çünkü bunca hezeyanı üzümden, buğdaydan vs. elde edilen alkollü içeceklerle serdetmek mümkün değildir! Bunu yapsa yapsa “sidik-i şerif” yapar!

 

Siz hiç alkol almış bir adamın, 

“Benim için özel vahiy geldi!” 

“ Beş yüz ayette getirseler inanmayın!” 

“Allah, ‘ete kemiğe büründüm, bilmem kim diye göründüm’ dedi” 

“Buhari çökerse İslam çöker!” dediğini duydunuz mu?

Ya da “Peygamberin burnundan çıkanlar Sümük-ü şeriftir!” deyip de, daha sonra, “bunu ben demedim! Mustafa İslamoğlu dedi!” diyen bir ayyaş gördünüz mü?

 

Bu kafayı yapsa yapsa deve sidiği yapar! Sadece kalabalıklar karşısında içilmesine cevaz olmadığı için kuytu yerlerde içilir! Ve bu kafa sahiplerinin kendilerine çok sevdikleri deve idrarı ikram eden insana, “hadi b.k ye!” derken görürsünüz! (bu ifadeyi yazarken utanıyorum! Fakat adam aynen böyle dediği için yazmak zorunda hissediyorum! Başta hocalarımdan ve tüm kardeşlerimden özür diliyorum) 

 

 B.k yemeyi öneren insan aynı zamanda kendisi için özel vahiy gelen insan olup, Ehli sünnetin en güçlü kalesidir! Öyle ki, kendisi olmasa Ehli Sünnet (yani onlara göre islam) yer ile yeksan olacaktır! 

 

Bu herif kendini peygamberin varisi saymaktadır aynı zamanda! Ve kendisinin literatüründe sidik içmeye cevaz veren, hatta “sevap” sayan hadisler olduğu gibi, b.k yemeye de cevaz veren hadisler mutlaka vardır! Emin olun vardır! 

 

Böyle değilse, kendisi için özel vahiy inen bir insan, Allah’ın bizzat, ‘Onun işini bana bırakın! O güzel kulumla bizzat ben ilgileneceğim!” dediği bir insan, “seçilmiş” bir insan, başka bir insana “b.k ye!” der mi? Mutlaka “vahiy” gelirken, “b.k yiyin! b.k şifadır!” “ayeti” de inmiştir! Nerden biliyoruz? 

 

Biliyoruz ki, onlara inen “vahiyler” hemen insanlara tebliğ edilmiyor! İhtiyaca binaen dillendiriliyor! Mesela, “Çanakkale savaşı sürerken inen “vahiyler” yüz yıl sonra tebliğ ediliyor! Mesela, 15 Temmuz gecesi inen vahiyler o gece değil de, günler sonra tebliğ edildi! Konya’dan şeyhlerin “vahiy” alır almaz havalanmasını bizler günler sonra duyduk! Bu vahiyler Hz. Muhammed’e ve diğer peygamberlere inen vahiylerden daha özel, daha işlevsel ve daha pratik! Zira onların ki hemen tebliğ ediliyor, bunların ki ise zaman ve zemin yoklaması yapılarak duyuruluyor! Bunların ki adamına özel! Mesela peygamberler istedikleri her konuda hemen vahiy alamazlar! Günlerc bekledikleri olur; fakat bunlar istedikleri zaman, postlarının üstüne göbeklerini havaya diktikleri an vahiy “şıp” diye gelir! 

 

Tüm bunlar, bu haller, bu esrarengiz olaylar, bu efsaneler, bu yalanlar, bu hokkabazlıklar, deve sidiği ile yapılan kafalardan sirayet edenlerdir. 

 

Deve sidiğinin yaptığı kafaların bir gün gelip tüm islam coğrafyasını necasete boyayacağı tehlikesi günden güne büyüyor! Ülkemizde ise siyaset, bilim, ilahiyat, sağlık, yönetim vs. tüm kurumlara sirayet eden sidikli kafa, kur’an ile inşa olan, olmaya çalışan kafalara geçit vermiyor! Ve daha dün bu sidikle kafayı bulmuş mankurtların yaptığı darbe girişiminden bile ders alınmadığı apaçık ortada! Darbe girişimine kalkışan kafayı hangi içecek yaptıysa, bunların kafası da aynı içecekle besleniyor! O da sidikten başka bir şey değildir! 

 

Ve şimdi, “Kur’an’da b.k yiyemezsiniz!” diye bir şey yok!”  diyen, yani kur'an'a göre yemenin caiz olduğunu iddia eden Enfal 75’i buna delil olarak gösteren, ve diğer ayetleri gizleyerek, hadislerin vahiy olduğu hükmünü insanların gözüne baka baka ifade eden adamın derdi apaçık ortadadır! 

 

Dert şudur; Önce hadisleri vahyin içine doldurmak, sonra peygamberi Allah’ın yanına çıkarmak, sonra peygamberin yerine kendisini koymak, daha sonra peygamberlik kurumunu işgal etmek! Yoksa, “falan ayeti bilmem nerenize okuyun!” diye yazdığı ve 1 TL’ye malettiği kitapları 30 TL’ye satamaz! 

 

Yanmaz kefen pazarlayamaz! 

Felaketlerden koruyan nalın satamaz! 

Falan sahtekarın dairelerinin, otellerinin reklamını yapamaz! 

Onu bunu din dışı ilan edemez!

Milyon dolarlık malikanelerde ikamet edemez! 

Kendi camiasındaki insanları bile menfaatinin önünde engel gördüğü için tekfir edemez!

Dün söylediğiyle bugün söylediğinin çelişkisini kendini “peygamberlik” makamında görmeden-göstermeden izah edemez! İnandırıcı olamaz!

 

Bunları söyleyebilmesi için kafasının güzel olması gerekir! O “güzelliği” meydana getirecek alkol mevcut değildir!

Tek çare, deve sidiğidir!

 

Ve ben bu “güzel kafalardan” korkmaya devam ediyorum! Bence sizde korkun! Çünkü korku büyük bir nimettir! Korkularına karşı önlem alan insan ise en cesur adamdır! Zira başına geleceği idrak edemeyen insan, onurlu bir şekilde ölmeyi bile beceremez! 

 

“Korkaklık mı?” Bundan Allah’a sığınırım!

 Korkaklık, hiçbir şeyden korkmayanların işidir!

Hiçbir şeyden korkmayanlar her şeyden korkuyorlardır da farkında değillerdir! 

 

Sidik ile “güzelleşmiş” kafalardan korkun! Çünkü bu kafa korkaklığından dolayı güce tapınmış, ne yapacağı belli olmayan kafadır! Korkmak ve önlem almak ise cesurlara gelecek rahmetin diğer adıdır!