Depremzedeler bir kışı daha çaresizlik içinde

Elektrikleri valilik tarafından kesilerek konteynerlerden zorla çıkarılmaya çalışılan depremzedeler, kışın gelmesiyle ne yapacaklarını bilmez bir halde çaresizce bekliyor.

VAN 20.10.2013 18:22:14 0
Depremzedeler bir kışı daha çaresizlik içinde
Tarih: 01.01.0001 00:00
Büyükler soğuk kış günlerinde nasıl ısınacaklarını düşünürken, depremzedelerden 11 yaşındaki Melisa Turgut ise tek isteklerinin aydınlık ve başlarını sokabilecekleri bir ev olduğunu söyledi.
 
Van'da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen iki büyük depremin ardından konteynerlere yerleştirilen depremzedeler, üçüncü kışlarını da konteyner kentlerde geçiriyor. Havaların soğumasıyla birlikte Van Valiliği tarafından elektrikleri de kesilen depremzedeler, kışı çaresizlik içerisinde karşılıyor. Anadolu Konteyner Kent'te yaşayan depremzedelerden Adalet Sinan, kış için hiçbir hazırlıklarının olmadığını dile getirerek, "Kış yiyeceği, kış giyeceği hiçbir hazırlığımız yok. Böyle soğukta bekliyoruz" dedi.
 
'Çocuklarımızın saçları kirden dökülüyor'
 
Elektriklerinin kesilmesi nedeniyle konteynerlerin önünde yaktıkları ateşte yemeklerini pişirdiklerini söyleyen İbrahim Şahbaz isimli depremzede ise 56 gündür sıcak su görmediklerini, bundan dolayı elbiselerini dahi yıkayamadıklarını, kirden çocuklarının saçlarının döküldüğünü ifade etti. Kışın çok zor geçeceğini ve konteynerde kalan çocukların hastalanma riskinin çok fazla olduğunu dile getiren Şahbaz, kömür sobası kullanmaları halinde zehirlenebileceklerini belirtti. Şahbaz, "Zaten geçen gün çocuklarım zehirlendi. Semaveri çay yapmak için yaktık. Semaverin ateşi söndü. Çocuklar 'biz üşüyoruz' deyince semaveri içeri aldım. İçerisi ısınınca biz de uykuya daldık. Saat 04.00'da lavaboya gitmek için kalktım. Başım döndü ve yere düştüm. Çocuklara zehirlendiğimizi söyledim. Komşumu çağırdım. Komşum bizi hastaneye kaldırdı. Serum ve oksijen verildikten sonra kendimize geldik. 4 kişi ölümden döndük" diye konuştu. 
 
'Biz öyle de ölmüşüz böyle de ölmüşüz' 
 
Havaların iyice soğuduğunu ancak konteynerlerden başka başlarını sokabilecekleri bir yerlerinin olmadığını söyleyen depremzede Lalihan Çiçek ise, şunları söyledi: "Biz böyle de ölmüşüz öyle de ölmüşüz fark etmez. Bir insan canını ortaya koyar mı? Ben kızımın boynundan tuttum ateşe atmaya çalıştım. İnsanlar engel oldu. Bir insan canını ortaya koymuşsa demek orada ciddi bir sorun vardır. Çocuklarım öleceklerse ölsünler biz çıkmıyoruz." Valiliğin konteynerlerin kaldırması halinde aynı araziye kendi imkanlarıyla barınacak bir yer yapacaklarını söyleyen Çiçek, "Soğukta hepimiz hastalandık. Çocukların hepsi deri hastalığına yakalandı. Soğukta çocukların elleri çatlamış, ellerinden kan akıyor. Bu çocuklar yıkanamıyor. Bu halde okula nasıl gitsinler. Utanıyorlar okula gidemiyorlar. Çocuğum iki gündür okula gitmiyor, elleri yara olduğu için utanıyor arkadaşlarından" dedi.
Ali Ahi adlı depremzede ise, insanların çaresiz olduğunu, havaların soğumaya başlaması ile birlikte konteynerlerde yaşayan ailelerde tedirginliğin baş gösterdiğini ifade etti. Kış için önlem almak istediklerini söyleyen Ahi, "Kış tedbirini mecburen konteyner kentin içinde almak zorundayız. Çünkü gidilebilecek hiçbir yerimiz yok. Bizim imkanlarımız olsaydı gerekirse jeneratör bağlardık. Ama yok, hiçbir çare yok. Şu an tamamen çaresizlik içindeyiz"
diye belirtti.
 
'Aydınlık ve başımızı sokabileceğimiz bir yuva istiyoruz'
 
İki senedir Anadolu Konteyner Kent'te yaşadığını belirten 11 yaşındaki Melisa Turgut adlı çocuk da tek isteklerinin aydınlık ve başlarını sokabilecekleri bir yuva olduğunu söyledi. Turgut, "Havalar soğuk olmaya başladı. Ben sinüzit hastasıyım. Bir arkadaşımız kalp hastası, cihaza bağlanmazsa bayılıyor. O yüzden biz sadece yetkililerin duyarlı olmasını bekliyoruz. Kış geliyor konteyner zaten soğuk, ısınmak için beş yorgan üst üste atıyoruz" dedi. Bir diğer depremzede Gülten Turgut da kışın geldiğini, ancak gidebilecekleri hiçbir yerlerinin olmadığını belirtti. Turgut, "Biz her akşam lastik yakıyoruz ve çocukları etrafına topluyoruz. Her akşam yaktığımız bu lastiklerin yanındayız. Bunun hepsi mikroptur, hastalanıyoruz" dedi.