`Bu paket uygulanırsa yargıda devrim olur`

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı`na sunulan Demokratikleşme Paketi`ni İLKHA`ya değerlendiren Av. M. Şefik Kocaağa, bu maddelerin uygulanmasının devrim niteliğinde olduğunu söyledi.

VAN 12.02.2014 16:42:30 0
`Bu paket uygulanırsa yargıda devrim olur`
Tarih: 01.01.0001 00:00
TBMM gündeminde bulunan `Terörle Mücadele Kanunu`nun (TMK) 10. Maddesi Uyarınca Kurulan Mahkemelerin Kaldırılması ve Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi` ve Özel Yetkili Mahkemeleri`nin kaldırılmasına dair teklif maddesi dün TBMM Adalet Komisyonu`nda tartışılmaya başlandı. Özel Yetkili Mahkemeler ve Terörle Mücadele Kanunu`ndaki değişikliklerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kocaağa önemli bilgiler verdi.

“ÖYM’ler istiklal mahkemeleri geleneğinin devamıdır”

Özel yetkili mahkemelerin İstiklal mahkemelerinin devamı niteliğinde olduğunu ve bu güne kadar sadece isim değiştirerek geldiğini vurgulayan Kocaağa, söz konusu demokratikleşme paketinin yargının normalleşmesi ve hukuk devletinin gerektirdiği standartlara ulaşması noktasında son derece önemli olduğunu belirtti.

“Türkiye tarihinde ilk defa geçmişi yargısız infazlarla dolu olan bu mahkemelerin kaldırılması girişiminde bulunuluyor”

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasından tutukluluk süresinin düşürülmesine, kişisel verilerin korunmasından yasal dinleme kararının alınmasına kadar birçok alanda değişikliler ön gören ‘Ağır Ceza Mahkemelerinin Kaldırılmasına ve Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Türkiye yargısı açısından hayati öneme sahip olduğunu dile getiren Kocaağa, “Türkiye’de olağanüstü yargı yolunu ve yargıda olağan üstülüğü kaldıran bir düzenleme olacak. Tabi aşama aşama Türkiye’de bu mahkemelerin çeşitli şekilleri görülmüş. İstiklal Mahkemeleriydi 1970’lerde Devlet Güvenlik Mahkemelerine dönüştü. 1982 Anayasa’ndan sonra yine DGM’ler şeklinde devam etti. 2004 yılına geldiğimizde ise DGM’lerde bir psikolojik eşik ile isim değişikliğine gidildi. Ve Özel Yetkili Mahkeme’ler ismi verildi. Psikolojik olarak bu DGM’lerin kaldırılması olumlu bir hava oluşturduysa da değişen pek fazla bir şey olmadı. Özel yetkili mahkemelerin ve özel yetkili savcıların kaldırılmasıyla ve bunların baktığı davaların ağır ceza mahkemelerine devredilmesi ile Türkiye tarihinde ilk defa tam anlamıyla geçmişi yargısız infazlarla dolu olan bu mahkemeler kaldırılmış olacak” dedi.

“Türkiye’de hukuka aykırı dinlemeler en üst perdeden yapılıyor”

Diğer 22 maddenin de yürürlüğe girmesi ve uygulanası halinde Türkiye hukukunda devrim niteliğinde bir yargı düzenlemesi olacağını ifade eden Kocaağa, “Özel yetkili savcıların da kaldırılması da özellikle siyasi soruşturmaların da daha sağlıklı yürümesinde etkili olacak. Buradaki en önemli noktalardan biri şüphesiz özel hayata ilişkin düzenlemelerdir. Kişisel bilgilerin kaydedilmesi yayılması ve ifşa edilmesi önemli bir suç sayılıyor. Bu çok önemli bir noktadır. Türkiye’de hukuka aykırı dinlemeler en üst perdeden yapılıyor. Bu çok yaygındı” şeklinde konuştu.
Müdafiinin soruşturma aşamasında dosyayı inceleyebilme hakkına sahip olmasının da önemine dikkat çeken Avukat M. Şefik Kocaağa, Dosyada gizlilik kararı olduğunda hem avukatların işlerini yapamadığını hem de vatandaşın ne ile suçlandığını bilemediğini belirterek, “Hal böyle iken sizler bir avukat olarak vatandaşın lehinde veya aleyhinde olan hiçbir şeyi göremiyordunuz ve vatandaş da ne ile suçlandığını dahi bilemiyordu” şeklinde konuştu.

“Paralel yapı kendine muhalif olarak gördüğü herkesi tasfiye yoluna gitti”

Yasama organından böyle bir kanun çıkmasının Türkiye’de çok şey değiştireceğinin altını çizen Kocaağa, şunları kaydetti. “Özel yetkili mahkemelerde yargılaması yapılan suçlar açısından yepyeni bir kapı aralayacaktır. Burada gerçekten paralel yapının elini fazlasıyla güçlü tutan özel yetkili mahkemelerle birçok Sivil toplum kuruluşu tasfiye edildi. Bu noktada özel yetkili mahkemeler ve özel yetkili savcıları kullanıldı. Telefon dinlemelerinden arama yaptıkları yerlere suç teşkil edecek bir şeyler bırakmaya kadar büyük zulümler işlendi ve büyük haksızlıklar yapıldı. Bu noktadaki eksiklikler suistimal edildi. Paralel yapı kendine muhalif olarak gördüğü herkesi tasfiye etme yoluna gitti. En son herkese yaptığı hançerlemeyi hükümet üzerinde de aynı şekilde uygulamaya koyduğunda hükümet baktı ki gerçekten hukukta çok büyük bir açık var. Onları bu şekilde kapatma yoluna gitti”

Öte yandan Yeni Demokratikleşme Paketi`nde yer alan başlıklar ise şöyle:

-Özel yetkili mahkemeler ve özel yetkilik savcılıklar kaldırılacak.

-Özel yetkili mahkemelerin baktığı davalar suçun işlendiği yerde bulunan ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

-Kişisel verilerin korunması amacıyla, bu verileri hukuka aykırı olarak kaydedenlere, yayanlara veya ele geçirenlere verilecek cezalar önemli derecede artırılacak.

-Arama, telefon dinlemesi ve teknik takip gibi soruşturma işlemleri sırasında elde edilen kişisel veriler ile özel hayata ilişkin bilgileri yok etmeyenlere verilecek cezalar yükseltiliyor.

-Müdafiinin soruşturma aşamasında dosyayı inceleyebilmesi ve belgelerden örnek alması konusundaki kısıtlama kaldırılacak.

-Özel yetkili mahkemelerin görevine giren suçlarda uygulanmakta olan azami 10 yıllık tutuklama süresi, 5 yılla sınırlandırılacak.

-Birden fazla suç işleyenler ile suçu meslek edinenler bakımından tutuklamayı kolaylaştırıcı düzenleme getiriliyor.

-Gözaltı, tutuklama, arama ve el koyma, dinleme, gizli soruşturma ve teknik takip işlemlerine karar verilebilmesi için “somut delillerin” bulunması zorunluluğu getiriliyor.

-İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, teknik araçlarla izleme, gizli soruşturmacı görevlendirme ve taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma koruma tedbirleri bakımından karar verme yetkisi tek hakim yerine ağır ceza mahkemesine verilecek. Mahkeme bu kararı oybirliğiyle alacak.

-İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, teknik araçlarla izleme ve taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma koruma tedbirlerinin uygulanacağı suçlar arasından Türk Ceza Kanunu`nun 220. maddesi çıkarılıyor. Böylece bu suç kullanılarak katalogda bulunmayan suçlar bakımından bu tedbirlerin uygulanma ihtimali ortadan kaldırılıyor.

-Suç nedeniyle taşınmazlara, hak ve alacaklara el konulabilmesi için ilgisine göre BDDK, SPK, MASAK ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan rapor alınması zorunluluğu getirilerek mülkiyet hakkının korunması amaçlanıyor.

-Arama kararı gereğince kişinin bilgisayarındaki verilere el konulduğunda bunların bir yedeğinin sahibine verilmesi zorunlu olacak. Böylece bu verilerde sahtelik ya da değiştirme iddialarının önüne geçilecek.

-Kolluk görevlileri telefon dinlenmesine ilişkin talepte bulunurken tedbir uygulanacak hattın sahibini gösterir belgeyi de talebe ekleyecek. Böylelikle dinleme kararı verilirken kimin hakkında verildiği açıkça bilinecek.

-Telefon dinlemesine ilişkin süreler 6 aydan 3 aya indiriliyor. Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak sürenin müteaddit defalar uzatılmasına son veriliyor ve bu durumda en fazla 3 ay uzatılabilmesi imkânı getiriliyor.

-Teknik araçlarla izleme tedbirine ilişkin süreler 8 haftadan 4 haftaya indiriliyor. Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak sürenin müteaddit defalar uzatılmasına son veriliyor. Bu durumda süre en fazla 4 hafta uzatılabilecek.

-Telefon dinlenmesine, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ve teknik takip yapılmasına karar verilmesi için yeni bir usul benimsendiğinden, daha önce bu işlemler için alınan kararların geçerliliğini devam ettirebilmesi için 15 gün içinde bu

Kanun hükümleri uyarınca yeniden karar alınması zorunluluğu getirilecek.-El koymaya ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilecek. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oybirliği aranacak. (Murat Dalgın-İLKHA)