Bölgede artan intihar vakaları korkutuyor

Van'da son günlerde yaşanan intihar vakalarının korkuttuğunu ve buna bir önlem alınması gerektiğini belirten Van Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı İlke Haber Ajansına (İLKHA) konu ile ilgili olarak yönelik değerlendirmelerde bulundu.

VAN 4.07.2015 18:46:01 0
Bölgede artan intihar vakaları korkutuyor
Tarih: 01.01.0001 00:00
Van’da son zamanlarda yaşanan intihar vakalarının ürkütücü boyutlara ulaştığını belirten, Uzman Dr. İzzet Çeleğen, intihar vaklarının altında psikolojik problemler ve travmaların yanı sıra manevi değerlerden uzaklaşmanın da olduğuna dikkat çekti.

İntiharların arkasında yatan nedenler

Son yıllarda bölgede ve Van’da artan intihar olaylarının arkasında farklı psikolojik problemler ve travmaların yattığını belirten Dr. Çeleğen, yaşanan bu sıkıntıların büyük bir çoğunluğunun da aile ilişkilerinden kaynaklı olarak meydana gelen iletişim problemlerinden kaynaklandığını söyledi.

Toplumdaki sosyal ve kültürel refah yoksunluğu ile okuma-yazma oranlarının özellikle kız çocuklarında düşük olmasının ve kırsaldan kente göç yoğunluğunun fazla olmasının bölgede intiharı arttıran sosyal nedenler olduğunu söyleyen Dr. Çeleğen sözlerini şöyle sürdürdü:

“İntihar eden kişilerin çoğunluğunun yoksul ailelerden gelmesi, kadınların eğitim düzeylerinin yetersizliği, mesleki bilgi ve beceriye sahip olmamaları da intiharlarda ekonomik faktörleri oluşturuyor. Erken yaşta evlilik, buna bağlı olarak evliliğin sorumluluğunu yerine getirememe, kız çocuklarının istemedikleri halde aile büyüklerinin isteği üzerine zorla evlendirilmesi, kadınlar üzerinde baskı olması, aile içi şiddet, gerek doğal, gerekse insan eliyle istenerek ve bilerek meydana getirilmiş çeşitli travmalar  ( deprem, göç, savaş, istismar vs.) beraberinde depresyonu ve çeşitli psikolojik problemleri getirmesi psikososyal etkiler olarak önümüze çıkmaktadır. Erken dönemde müdahale edilemeyen bu problemler de ne yazık ki intihar girişimiyle sonuçlanabilmektedir.” dedi.

Bölgede 15-24 yaş grubunda intihar olaylarının yaygın olmasının altında ise genelde ergenlik dönemine ait sorunların yattığına dikkat çeken Dr. Çeleğen, Van’da ise bu konuda en önemli nedenin aile içi iletişim problemlerinden kaynaklandığını söyledi.  

“Din, intiharı kabul edilebilir bir seçenek olarak görmez”

Dini faktörlerin ve maneviyatın intiharlarla doğrudan ve ya dolaylı ilişkisi olduğunu belirten Van Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Uzman Dr. İzzet Çeleğen, İslam dininin intiharı kabul edilebilir bir seçenek olarak görmediğinin altını çizerek, “Tabi ki dini faktörlerin maneviyatın intiharlarla doğrudan ve dolaylı ilişkisi vardır. Din maneviyatı da içinde bulundurabilen kutsal değerler ve kurallar bütünüdür. Her insanın bir manevi doğası vardır ve dini inançlar insana bir anlam duygusu ve yaşama amacı vermektedir. İşte din bu etkisi ile kişileri intihardan koruyabilmektedir. Dini bağlılığı yüksek olan insanların dindar olmayan ya da daha az dindar olanlara nazaran daha düşük intihar riskine sahip olduğu ifade edilebilir. Ayrıca dini inançların stresli zamanlarda intiharın bir kurtuluş seçeneği olarak kabul edilebilirliğini azalttığı bilinmektedir. Kısacası din intiharı kabul edilebilir bir seçenek olarak görmez.” değerlendirmesinde bulundu.

“Madde kullanımı intihar olaylarını tetikliyor”

Kentte madde kullanımına paralel olarak intihar vaklarının da arttığı gerçeğine de değinen Dr. İzzet Çeleğen, sözlerini şöyle sürdürdü.

“Aslında yukarıda ifade ettiğimiz sosyal, kültürel ya da ekonomik nedenlerden dolayı kişi aynı zamanda madde kullanımına da başlayabilir. Ya da tam tersi olarak kişi de alkol veya madde kullanımının ardından ek bir ruhsal bozukluk geliştirebilir. Madde kullanımında impulsif (dürtüsel) davranış bozukluğu artışının intihar olasılığını yükselttiğini biliyoruz. O yüzden alkol ve madde kullanan insanlarda yalnız yaşamak, kişilerarası çatışmalar, tıbbi hastalıkların varlığı, çoklu madde kullanımı ve ekonomik sorunlar gibi etkenler intihar oranını arttırır.”

“İntihar vakalarıyla mücadele de maneviyat şart”

İntiharın Ruhsal bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıktığını ve tedavi yöntemlerinin hayati önem arz ettiğini de sözlerine ekleyen Dr. Çeleğen, bu vakaların azaltılması ya da önlenmesinin, toplumun eğitilmesi ve manevi değerlerin aşılanması ile mümkün olabileceğini vurgu yaparak, bunun yolunun da aile içi iletişimden geçtiğini aktardı.

Dr. Çeleğen; “İntiharın yaklaşık olarak yüzde 30 unun depresyonlu hastalar tarafından gerçekleştirildiği düşünüldüğünde depresyon için tanı ve tedavi merkezlerinin arttırılması gerekiyor. Hastanelerin psikososyal destek ve krize müdahale birimleri artırılarak intihar girişiminde bulunmuş ya da intihar düşüncesi olan kişilerin takibi yapılarak ikinci bir girişimin önüne geçmek için destek sağlanmalıdır. 1. Basamak sağlık hizmetlerinde ( aile sağlığı merkezlerinde) görev yapan aile hekimlerinin nüfuslarına kayıtlı hastaların takibini yaparak gerektiği durumlarda 2. basamağa sevkleri yapılmalıdır.  Kişilerin kendini ifade edebilecekleri sosyokültürel alanların arttırılmalıdır.” dedi.

İntihar eğilimi olan bireyler için neler yapılmalı?

İntihar vakalarının altında yatan en önemli faktörlerden birinin de manevi değerlerden uzaklaşmanın bir sonucu olan aile yapısının bozulması olduğunun altını çizen Çeleğen; aile yapısının güçlendirilmesi çağrısında bulunarak, “Ailelerimizde ebeveyn ve çocuk arasındaki duvarlar kaldırılarak konuşma kültürü yerleştirilmelidir. Aile tarafından intiharla ilgili sözel mesajlar ve davranışsal girişimler ciddiye alınmalıdır. Bunların çocukça kaprisler olarak değil, kişinin çevresindekileri uyarmak için kullandığı anlamlı işaretler olarak değerlendirilmesi yaşam kurtarıcı olabilir. Kişi daha önce intihar girişiminde bulunmuşsa,  ailede psikiyatrik bir öykü varsa, kişi travma yaşadıysa, kişi tarafından ölüm ya da depresif temalar dile geliyorsa, kişide umutsuzluk, çaresizlik, yardımsızlık, kendine ve dünyaya karşı öfkeli oluş varsa, kişi sürekli intihar ile ilgili bilgi topluyorsa, kişide okula gitmeme, okuldan kaçma, okul performansında düşme, ani mizaç değişiklikleri, içe çekilme ve agresiflik varsa aile mutlaka bir uzmana danışmalıdır.”  diye konuştu.

Öte yandan TÜİK verilerine göre Van’da 2013 yılında 47 olan intihar sayısı 2014 yılında 42’ye düşerken bu yıl intihar sayısının şimdiden 25’in üzerinde olması olayın vahametini ortaya koymaktadır.