Sevgililer günün İslami olmadığına vurgu yapılan açıklamada “Anneler Günü, Sevgililer Günü… deyip hem dikkatleri sadece maddeye kaydırmak hem de sevgi gibi ulvi bir kavramı asıl anlamından sıyırarak basit bir kalıba sokmak amaçlanmaktadır.’’denildi.
Kalem Der tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Harama davetiye çıkaran görüntüler, şehveti tahrik eden resimler, al beni al beni dedirten alâyişli eşyalar… Biz Müslümanlara ne oluyor ki, başkalarına benzeme tehlikesi taşıyan böylesi günleri meşrulaştırma gayreti içindeyiz? İslam’ın iman ehline hediye ettiği izzet neyimize yetmiyor ki, başkasının günah yüklü amellerini doğallaştırıp onların yanında bir teveccüh arıyoruz? Allah Resulü- aleyhi salatu vesselam- buyuruyor ki: Hiç şüphesiz siz, kendinizden önceki milletlerin yoluna adım adım, karış karış, tıpatıp uyacaksınız. Öyle ki onlar keler deliğine girseler, siz de girmeye kalkışacaksınız. Bunun üzerine sahabe Rasulullah’a, Hıristiyan veya Yahudileri ima edip etmediğini sorunca, Rasulullah (s) da sesini yükselterek, ‘Ya kim olacaktı?’ diye cevap vermiştir.’’
“İslam sevginin özü olan “teslimiyet” ile eşanlamlıdır”
İslam’ın sevginin özü olan teslimiyet ile eşanlamlı olduğunun belirtildiği açıklamada şunlar kaydedildi: “Sevgi, muhabbetullah esaslıdır. Bu muhabbetin mayası da Sevgili Peygamberimizdir. Sevgi, adalete ve paylaşıma dönüktür ve gelip geçici değil; sınırlı günlere endekslenmemiştir. Müslüman’ın sevgisi, nefsin tatmin edileceği, şeytanın haz alacağı, şehvetin tahrik edeceği türden bir sevgi değildir. Bunlar birbirine karışmıştır, ayırmak lazımdır. Bugünkü manada bir Sevgililer Günü, İslam’da asla yoktur. Hem Fetavay-ı Hindiye adlı eserde bu günü kutlama, gayr-i Müslimlere benzeme hedefli olması sebebiyle haram olduğu belirtilmiştir.’’
İslam’ın günübirlik ve geçici hevesler üzerine değil; fıtrata mutabık sürekli ve ebedi güzellikler üzerine bina edildiği ifade edilen açıklamada “Nefsi tatmine dayalı bir sevgi ve Sevgililer Günü anlayışı kesinlikle İslam’da yoktur Çünkü bir insan evlendiği insanı sever, geçici bir zaman için değil. Dünya ve ahiret saadeti adına, sağlam nesillerin tesis edeceği sağlıklı bir yuva oluşturma meyanında sever ve korur eşini. İnsanın eşi bir mendil değildir, kullanılıp bir zaman sonra atılmaz.
Müslüman, İslam’a bağlandığı andan itibaren fıtratıyla ilgili olan her şeyi- güneşi, ayı, yıldızları; çiçeği, börtü böceği; arıyı, karıncayı; suyu havayı; hayatı, eşini, çocukları, insanları ve varlık âlemini- Allah adına, O’nun için sonsuza kadar sever. Sevginin madeni, muhabbetin kaynağı, huzurun adresi olan Allah Resulü Hz. Muhammed’in- salla aleyhi vesselem- bağlılığı ve sünnetinin hoşluğu bize bayram olarak yeterdir!” denildi. İLKHA
