Bir Süs Olarak Sigara

MURAT AYDOĞDU

VAN 6.08.2017 10:10:17 0
 Bir Süs Olarak Sigara
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

Bir Süs Olarak Sigara


Sigaranın bağımlılıktan, keyf(!) verici özelliğine kadar birçok yönünden söz edilebilir. Ben en önemli gördüğüm ritüel, aksesuar özelliğinden bahsedeceğim. Aksesuar yani insan’ın elinde ağzında bir dekor, tamamlayıcı süs aleti, bir takı…

Tütün bilindiği kadarı ile Amerikan Yerlilerinde bir ritüel, bir çeşit törensel işleve sahipti. Kabilelerin anlaşmalarında, barış yapmalarında ya da diğer kabile reislerinin karşılanmasında törensel bir atmosferde sosyal amaçlarla kullanılıyordu. Beyaz adam onu kitleselleştirdi, sıradanlaştırdı. Doğu toplumlarına girişinde bile eski bir enfiye, ya da afyon çekme işlevini ucuzlaştıran ve daha az uyuşturan tütün çiğneme şeklinde oldu.

Kapitalizm insan nefsini maalesef bizden daha iyi çözüyor ve onu bir alışkanlık ve tüketim olarak kullanıyor. Sigara reklamlarına bir bakın. Tam da sözünü ettiğimiz süs, takı özelliği ile büyük sigara şirketlerinin nasıl konuyu işlediğine bir bakın. Sigara reklamlarında kadın erkek farkını bile iyi analiz eden bir arka planı okuyabilirsiniz. Baze karizma bazen gizem bazen çekicilik katan bir ritüel iyi(!) işleniyor. Öyle bir sosyal davranış formu oluşturuyor ki, bir sohbet aracı, bir ikram nesnesine dönüşebiliyor. Olay gerçekten trajik bir kültür sorunu.

Her süs nesnesinde olduğu gibi sigarada da, kadın erkek doğal/fıtri yapısı, birbirinden farklıkları devreye giriyor. Derin nefes çekişler erkek güç gösterisi, narin tutuşlar kadın çekiciliğini tamamlayan unsurlar. Psikolojide kadınsı ve erkeksi davranışlar incelenir. Buna göre erkek bileğinin dış tarafını gösterecek şekilde saldırgan ve sert duruş ile, kadın ise bileğinin iç tarafını gösteren narin ve davetkar(!) yönü davranış biçimi ortaya koyar. Sigarada da aynı tutuş biçimini görürsünüz. Erkek’te kaba, kirli (kovboy) görüntüsü, kadında ise (film aktristleri gibi) makyajla, rujla tamamlanan bir aksesuarla elinde tam da bilek içini açığa alacak tutuş biçimi. İstisnaları ya da biz böyle yapmıyoruz bahanelerini geçin, yaygın toplumsal uygulanış budur.

Bir süs eşyasına bizim inançlarımız, ilkelerimiz nasıl bakıyor. Özellikle de insana ve çevresine zararlı olduğunda onun kabul edilebilir süs eşyası olmasını da ilave olarak değerlendirin. Biz yine davranış kalıplarına dönelim.

"Mü'min kadınlara söyle ayaklarını yere vurarak yürümesinler, dışarı çıkarken dış örtülerini üzerlerine alsınlar"

Bunu duyan seküler bir feminist zihin şöyle der: "Niye biz erkeklerden daha fazla örtünüyor muşuz, yürürken daha dikkatli oluyormuşuz? Bu erkekler bize ne gözle bakıyorlar? Bu eril bir bilinç altı, bilinç dışı şartlanmanın yansımasıdır."

Erkeğin kaba, saldırgan/tahripkâr yönü(!) başka ayetlerde vurgulanır, kadının davetkar, dikkat çekme yönü de burada vurgulanır. Bu ilkel nefsani dürtülerin ölçülendirilmesidir olay, bilinç altı dürtülerin terbiye edilmesidir.

Ve en son başörtü ve sigara üzerinde kapsamlı analizlerinin arasında Hayrettin Karaman bir tespitte bulundu. Bzim avukatlık gibi Hoca’nın sözünü şerh etme gibi saygısızlığımız olamaz. Olay gündem olduğundan irdelemeye anlamaya çalışıyoruz. Sayın Karaman edep yönünden, sosyal davranış yönünden ele aldığı makalesinde giriş paragrafı açık ve net bir durumu işaret ediyordu: “Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaa kapılıyorum: Sanki farklı olanlara şunu diyor: “Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var”.

Tabii belli kesimlerden bizim camiaya kadar sosyal linç(!) devreye girdi. Tekrarlayalım cümleler üzerine eleştiri yapılabilir ama olayın “Hoca’lar konuşmasın”, “Kadın istismarı bu”, “biliç altı, bilinç dışı yansımalar” gibi bir sürü açıklama okuma biçimleri de devreye girdi.

Kullanılan cümlenin hayli agresif ve yakışıksız olduğu üzerinde tartışmaya girmeyeceğim. Bence Hayrettin Karaman sözü eğip bükmeden doğrudan söylemiş. Ama kesinlikle yukarıda açıklamaya çalıştığımız psikososyal bir yönü ve kadın erkek ilişkilerindeki bir gerçeği işaret etmiş. Mü’min bir erkeğin bu şekilde algılamaması ve bakışlarını eğmesi bizim için asıldır, lakin ortada bir de fıtri/nefsani eğilim vardır.

Bence “Kral çıplak” diyen birisine gösterilen tepkiler gibi bu tepkiler. Belki de bizzat kendi içselleştirdikleri modern paradigma ile bütünleşmiş kendi bilinç altlarının tepkisi.

Sigaranın zararı sadece sağlık, çevresel ve psikolojik değil kardeşlerim ciddi sosyal davranış ve kültürel boyutu var, taa ki kadın erkek ilişkilerine kadar.