Bir overbooking hikâyesi

İsmail Kılıçarslan

VAN 12.08.2018 11:14:59 0
 Bir overbooking hikâyesi
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Bir overbooking hikâyesi
O meşhur turizm firmasına 600 Euro’yu havale edip arkasına yaslandığında “değer be” diye düşündü İhsan hoca. Yıl boyu dişinden tırnağından artırmış, hanımla kendisinin ek ders ücretlerini, sınav paralarını lazım olduğu zamanlarda bile harcamamış, memleketten gelen zeytinyağını da eşe dosta satmıştı.

 
Nicedir hayalini kurdukları “8 gece 9 gün İtalya tatili” rüya gibi geçti denebilir miydi? Eh işte. Pusette bir bebek ve yekûn 40 kişiyle koşturup durdular aslında. Yine de kitaplarda okuyup bayıldıkları, filmlerde görüp sevdikleri, matematikçi Sevim hocanın anlata anlata bitiremediği İtalya güzel yerdi.

Rehberin anlatıp durduğu ayrı tabii ama gezinin yıldızı bir bakıma İhsan hoca olmuştu. “Efendim esasen bu Ufiji Müzesi’nde sergilenen eserler ekseriyetle Hristiyan aydınlanmasının eserleri olduğu için…” diye söze başladığında turun diğer tatilcileri hocanın etrafında kümelenip bu hoş sohbetli adamı dinlemeyi itiyat haline getirmişlerdi.

Milano’dan Portofino’ya, Venedik’ten Floransa’ya, Roma’dan Napoli’ye derken haşatları çıkmış halde döndüler Pisa’ya.

İtalya’daki son gecelerinde, “evlendiğimizde seni adam gibi bir yere götürememiştim yoksulluktan, inşallah memnun kalmışsındır” diyerek yokladı Ebru’sunu. Ebru hoca yüzünde kocaman bir gülümsemeyle “geç olsun da güç olmasın demişler İhsan hocam” diyerek karşıladı soruyu.

Sabah kalktılar. Akşamdan hazırladıkları valizlere son eşyalarını da koydular. Kahvaltından ilkin onlar kalktı. İhsan hoca, her zamanki dakikliği ile otobüse ilk binen aile olmalarını sağladı.

Uçağa binmek için check in sırasındayken görevli bir kızcağız geldi İhsan’ın yanına. “Efendim, uçağımızda overbooking var. Sizi üç gün sonra uçursak uygun mudur? Tabii burada güzel bir otelde tamamen bizim konuğumuz olacaksınız, ayrıca sizlere yolcu başına 400 Euro da ödeme yapacağız.”

İhsan hoca gülümseyerek “bu overbooking iyi bir arkadaşa benziyor” dedi. 1200 Euro para. Turizm şirketinin üç yıldızlı otellerinden sonra insana çok iyi geleceğini tahmin ettiği beş yıldızlı bir otel… İstişare kısa sürdü.

Bütün İtalya gezileri bir yana, bu üç günlük yeni tatilleri bir yana. Havuzlar, pizzalar, masajlar falan derken ömürlerine ömür katıldı.

Nihayet Türkiye’ye dönerlerken birer business class bilet uzattılar bizimkilere. “Aman yanlışlık olmasın” falan diye düşündüler ama değilmiş. “Özür mahiyetinde efendim” dediler bir de üzerine. İhsan hoca “benden bu overbooking arkadaşa selam söyleyin, istediği zaman arayabilir beni” dedi görevlilere.

“Aman buralara fazla alışma” diyerek oturdu koltuğuna. Portakal suyuyla taze kuruyemiş gelince gevşedi yine de. Hatta bir Financial Times aldı kendine. Madem business, tam tetimatıyla öyle ya.

Uçağın kalkmasına yakın dizilerden mizilerden tanıdığı bir oyuncu kadınla yanında bir adam bindi. Niyeyse bir gecelikle gelmişti kadın uçağa. Bir de üzerine adamla ayakta oracıkta yani tövbe estağfurullah, çoluğun çocuğun önünde…

Kadının adamla işi bitince gelip oturdu İhsan hocanın yanına. Adam da ön koltukta tek başına oturan bir kızın yanına ilişti.

Bu durumlarda belediye otobüslerinde olsa bile hemen “siz böyle gelin isterseniz” diyecek adamdı İhsan. Ama bu sefer demedi. Yanına selamsız sabahsız oturan, Allah’ın bir merhabasını kendisine çok gören bu kadına yardımcı olmak içinden gelmedi.

Birazdan bu kadın kalkıp hostesin yanına gitti. Bıdı bıdı bir şeyler konuşup döndü. Az sonra da hostes İhsan’a gelip “efendim, bir çiftimiz ayrı ayrı oturuyorlar, onlara yarımcı olmak için yerinizi değiştirmenizi rica etsem” dedi.

İhsan bu ricaya “bir çift derken soyut bir kavramdan mı söz ediyorsunuz” diyerek mukabele etti. Hostes kız, gözüyle İhsan’ın yanında oturan dizi oyuncusunu işaret etti. “Anlasana be adam” der gibi bakmayı da ihmal etmedi elbet. İstifini hiç bozmadan “teşekkür ederim, iyiyim ben böyle” diye cevap verdi bizimki.

İhsan, kızın sevgilisinin yanında oturan diğer yolcuya da ilham vermiş olacak ki o da “ben de iyiyim böyle” dedi.

Hostes kıza “Türk çayınız var mı, ince bellide isterim ama” deyip koltuğuna iyice gömülürken “bu overbooking cidden iyi bir arkadaşmış yahu” diyerek gülümsedi İhsan. Bir gözü, sağ elini yumruk yapıp sıkmakla meşgul dizi oyuncusundaydı o sıra.