Bilici 4. Yargı Paketini değerlendirdi

Kamuoyunda 4. Yargı paketi olarak bilinen “İnsan Hakları Ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye devam ederken Şehrivan Gazetesi olarak Ak Parti

VAN 12.04.2013 14:56:02 0
Bilici 4. Yargı Paketini değerlendirdi
Tarih: 01.01.0001 00:00
 

Kamuoyunda 4. Yargı paketi olarak bilinen “İnsan Hakları Ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye devam ederken Şehrivan Gazetesi olarak Ak Parti Van Milletvekili Mustafa Bilici ile bu paketi konuştuk. Genel itibariyle yargı sisteminin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) standartlarına uydurulmasını amaçlayan tasarıda özellikle ifade özgürlüğü noktasında ciddi değişiklikler var. Ak Parti bu değişikliklerin bir an önce uygulanmaya koymanın mücadelesinin verirken tasarıyı sert sözlerle eleştiren CHP, tutuklu milletvekillerinin de paket içinde yer almasını istiyor. Öte yandan tutukluluk süresinin paket içerisinde değerlendirilmesi isteyen MHP de, "terör örgütünün propagandasına ilişkin hükümlerin görüşülmesi noktasında bir irade varsa biz bu iradede yokuz" bir tutum sergiliyor. Tüm bu tartışma ve karmaşaların yaşandığı mecliste bu görüşmelere bizzat şahit olan Bilici, tasarıdaki önemli maddelere Şehrivan aracılığı ile paylaştı. İşte Bilici’nin gözünden 4’ün Yargı Paketi:

 

 

Bununla ilgili detaylı olarak konuşacağız fakat bundan önce şunu sormak istiyorum. Tartışmalı ve oldukça gergin geçen bir sürecin ardından görüşmeleri devam eden bu 4’üncü yargı paketi ile ilgili çalışmalar nasıl başladı?

 

2011 yılında Avrupa Konseyiyle Ankara’da yapılan çalıştay sonrasında daimi bir komisyon kurulmuş söz konusu komisyonun çalışmaları sonucu neticesinde görüşülmekte olan insan hakları ve ifade özgürlüğü konusundaki maddeler hazırlanmıştır. Bu maddeler belirlenirken Türkiye’nin İnsan Hakları Mahkemesinde 2 bin 500 civarında almış olduğu ihlal kararları göz önünde bulundurulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararları, bir yandan Ülkemizin her yıl önemli miktarlarda tazminat ödemesine neden olurken diğer yandan da uluslararası toplumda, insan hakları konusundaki görünümümüzü olumsuz etkilemektedir. Adalet Bakanlığı tarafından 1959’dan günümüzü kadar en çok ihlal aldığımız konular belirlenmiş ve bu ihlallerin mevzuattan kaynaklı olanlarını gidermek amacıyla bir tasarı hazırlanmıştır. Tasarı genel olarak insan haklarına saygı ve bu konuda ortaya çıkan aksaklıkları iç hukukumuzda çözüme bağlama ilkelerinin gereğinin yerine getirilebilmesini amaçlamaktadır.

 

Şimdi değişiklikleri konuşacak olursak. Bu paket neleri değiştirecek? Sizin aklınıza ilk gelen önemli değişiklikler neler?

 

Tasarıya göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde açılan tam yargı davalarında; dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar bir defaya mahsus olmak üzere arttırılabilecek ve miktarın arttırılmasına ilişkin dilekçe 30 gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilecek. Bu hüküm derdest olan davalarda da uygulanacak. Yine Ceza Muhakemesi Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki hükümlere paralel şekilde, AİHM tarafından verilen ve kesinleşmiş ihlal kararları, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde görülen davalar bakımından da yargılamanın iadesi sebebi olarak kabul edilecek. Bu kararlar hakkında yargılamanın iadesi, AİHM kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilecek. Tazminatın daha yüksek olduğu anlaşılırsa miktarı arttırma hakkı tanınacak.

 

“AİHM YOLUNDA ÇEKİLEN SIKINTILAR GİDERİLECEK”

 

Mesela bir diğer önemli konu da AİHM’ye taşınan davalar. Bu Tasarıyla, AİHM'in, devletin sorumluluğuna ilişkin tazminat davalarında, davacıların yargılamanın yavaş işlemesinden doğan zararlarını ortadan kaldıracak yeterli bir çözüm bulunmadığı yönünde Türkiye aleyhinde verdiği ihlal kararlarının önünü kesmek amacıyla düzenleme yapılıyor. Buna göre, idari yargıda açılan tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, nihai karar verilinceye kadar talep edilen tazminat miktarını arttırma hakkı tanınacak. Yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı ortaya çıkan hak kayıplarının giderilmesi amacıyla düzenleme yapılıyor. Buna göre, açılan davanın 4 ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, bu sürenin bitiminden itibaren başlamak üzere, ödeme tarihine kadar geçecek süre için hesaplanacak kanuni faiz hak sahibine ödenecek.

 

TERÖRLE MÜCADELEYE "İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ" AYARI

 

Terörle mücadeleye yönelik değişiklikler merakla bekleniyor. Bu konuda ne gibi değişikliklere gidildi?

Bu konuda yapılan değişikliklerle bu konu tam AİHM standartlarına taşındı. Mesela tasarıyla, Terörle Mücadele Kanununun 7'nci maddesinde yapılan düzenlemeye paralel olarak örgüt propagandası suçunun unsurları yeniden belirlendi. Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Yani terör örgütlerinin içeriği şiddet unsuru içermeyen bildirilerini yayınlayanların, sadece bu eylemleri nedeniyle cezalandırılmasını ifade özgürlüğünün ihlali olarak saymasına paralel düzenleme yapılıyor. Buna göre, terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesinde, ''cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren, öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden'' şartı getirilecek. Böylece, suçun kapsamı AİHM standartlarıyla uyumlu hale getiriliyor.

 

İfade özgürlüğü noktasında da etkili olacak mı bu değişiklikler?

 

 

Elbette, aynı düzenleme, basın açıklamaları için de getiriliyor. AİHM'in, içeriğinde şiddete başvurmayı cesaretlendirici ifadeler yer almayan ya da kişileri silahlı isyana teşvik edici nitelikte olmayan açıklamalar nedeniyle bireylerin Terörle Mücadele Kanunu'nca cezalandırılmasını ifade özgürlüğüne aykırı bulmaması için düzenleme yapılıyor. Buna göre, terör örgütünün propagandasını yapan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilmesinde, suçun ''cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde olması'' şartı getiriliyor. Bu suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında arttırılması hükmü korunuyor. Terör örgütünün propagandasını yapan, örgütlerin bildiri veya açıklamalarını basanlara veya yayınlayanlara ceza verilmesinde, ''Cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren, öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden'' şartı getirilmektedir.

 

Peki sizce bu değişikliklerle birlikte KCK davalarında tahliyeler başlayacak mı?

 

4. Yargı Paketi'nde yapılan değişiklikle propaganda suçu işleyenler örgüt üyeliğinden ceza almayacak. Yine bununla birlikte değişiklikle KCK davasında bazı tahliyeler bekleniyor. Çünkü dediğim gibi artık her propagandaya "Terör örgütüne üye olmak" suçundan dolayı ceza verilmeyecek. Ancak, işlenen suçun; patlayıcı madde bulundurma, mala zarar verme, kasten yaralama, görevi yaptırmamak için direnme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma gibi cebir ve şiddet içermesi halinde, kişi ayrıca örgüt üyeliğinden cezalandırılacak.

 

 

Başka ne gibi değişiklikler var?

 

Bir diğer konu ise ihaleye fesat karıştırma mevzusu. İhaleye fesat karıştırmanın 5 yıldan 12 yıla kadar olan cezası, 3 yıldan 7 yıla indirilecek. İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemiş veya kendisine veya sair kişilere menfaat sağlamamış ise ihaleye fesat karıştıran kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Dava veya takibin açıkça dayanaktan yoksun bulunmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanılabilmesi sağlanarak adli yardımın kapsamı genişletilecek.


Röportaj: Ömer Aytaç Aykaç/Şehrivan ÖZEL