'Bilge lider' sus artık...

Emin Pazarcı

VAN 30.08.2015 11:01:59 0
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Anayasa gereği Türkiye’yi seçime götürecek Geçici Hükümet kuruldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de twitlerle atağa kalktı. Adeta bu anı bekliyormuş gibi bir değerlendirme yaptı: 

“AKP-PKK gayrimeşru birlikteliği hükümet nikâhı ile ilan edildi.” 
Hayır hayır, yanlış değil. Aynen bu ifadeleri kullandı! 
Açıkçası ilk anda ben de şaşırdım. “Aaaa” deyip, birkaç defa okumak zorunda kaldım. Baktım ki doğru. 
MHP’nin Manevi Lideri Alparslan Türkeş’in oğlunun Başbakan Yardımcısı, BBP’nin eski Genel Başkanı Yalçın Topçu’nun Kültür Bakanı olduğu bir hükümet, PKK ile nikâh kıymış! Öyle diyor Devlet Bahçeli. 
Hem de Tuğrul Türkeş’in “MGK üyesi olarak bölücü terörle mücadele edeceğim”, Yalçın Topçu’nun da “Türkiye’nin en önemli meselesi PKK terörüdür” dediği bir ortamda. 
Ayrıca, buna “ince siyaset” ve “milliyetçilik” adı veriliyor! Yetmiyor, kendine “milliyetçi” sıfatı biçen bir grup da alkışlıyor! 
Şaka gibi. İnsan rüyasında görse inanmaz. 
* * *
Neden yaptı Bahçeli bunu? 
Çünkü, yıllardır sürdürdüğü politika bu. Öyle alıştı, öyle gördü, öyle idare etti. TBMM’de her salı günü yapılan partisinin grup toplantılarında kürsüye çıktı. “Terör” dedi, “ihanet” dedi. Çözüm Sürecini yerden yere vurdu. Daha da ileri gidip Tayyip Erdoğan’la Abdullah Öcalan’ı aynı fotoğraf karesine yerleştirip omuz omuza hareket ediyorlarmış intibaını vermeye çalıştı. Ağzına geleni söyledi. 
Doğru, Öcalan bir terörist… 
Bu yüzden de kendisine “idam cezası” verildi. Ama o cezanın infazı 57. Hükümet döneminde altında Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz’ın imzaları olan bir anlaşma ile Meclis’e gönderilmeyerek engellendi. Daha sonra da yine aynı hükümet döneminde idam cezası kaldırıldı. 
Bahçeli, buna rağmen konuştu. Hatta meydanlarda “Asın Öcalan’ı” deyip ip bile attı.  “Elinde imkan varken sen niye gereğini yapmadın?” diye soran çok olmadığı için, O aynı söylemlere devam etti. 
Dün ipten kurtardığı bir teröristi, ülke menfaatine kullanıp kan dökülmesini önlemeye çalışanları “hain” ilan etmeyi sürdürdü. 
* * *
Bahçeli, “çözüm değil, çözülme”, “ihanet”, “PKK-Öcalan” diye diye bu güne kadar getirdi. Şimdi de kendi politikaları sonucu ortaya çıkan geçici bir seçim hükümeti üzerinden vurarak, aynı politikayı sürdürmeye çalışıyor. 
Ama şartlar çok farklı… 
Silahlı Kuvvetler, Kandil’e tarihinin en büyük darbesini vurdu. 
Terör örgütünün yurt içindeki yuvaları bombalanıyor. 
Sözde özerklik ilan edilen şehirlerde terör örgütü ile etkili bir mücadele var. 
En önemlisi de terör örgütü PKK ve HDP’nin en büyük düşmanı, Bahçeli’nin “fanus içine hapsolsun” dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan. Hatta daha da ileri gidip terörle mücadeleye “Sarayın Savaşı” adını takanlar bile var. 
Farkında değil herhalde, MHP şu anda HDP ile aynı görüntüyü veriyor. HDP, PKK ve Paralel Yapı ile birlikte Bahçeli de Saray’a, Erdoğan’a vuruyor. 
Bugün “milli duruşu” Erdoğan temsil ediyor! 
* * *
Şimdi gelelim MHP’deki üsluba… 
Eleştiri kabul etmeyen, eleştirileri hakaretle dizginlemeye çalışan bir yapı hakim. En tepe noktada yapılan açıklamalarda bile “hain”, “hırsız”, “şerefsiz” gibi kelimeler havada uçuşuyor. 
Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş bile bundan nasibini aldı. MHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Şevkat Çetin, bakanlığı kabul etmesi üzerine Türkeş’e “kaça ihanet ettin” diye sordu. Çünkü bu üslup ve kara çalma siyaseti MHP’de gelenek halini aldı! 
Bu siyaset kolay ama her zaman aynı sonucu vermez. Ayrıca, aynı üslupla biri de kalkar, aynı çirkinliği sergiler ve Bahçeli’ye “Öcalan’ın idamını kaça erteledin” diye sorar. 
Ne kadar etkili olur, bilmem. Benden söylemesi. Bu siyasetin ne MHP’ye ne de Türkiye’ye bir getirisi olur. Tersine, böyle giderse MHP’yi baraj altı bırakan bir 2002 şoku daha yaşanır!