“İsrail Türkiye’nin hiçbir şartını yerine getirmedi. Mesela özür dilemedi. Peki, İsrail Türkiye’den özür diler mi? Diler. Diler ama eski suçuna karşılık olarak değil, koparacağı daha büyük bir tavize peşinat olarak. Bu konuyu takip ediyorum. Özür dilerse Türkiye’den hangi tavizleri kopardığını hemen anlarım. (13.10. 2012 tarihinde Adil Medya’da yayınlanan “İsrail’in Erdoğan korkusu ”isimli makalemizden alınmıştır.)”
İsrail Türk halkından özür diledi. Bunu öngörmüştüm. Hangi tavizler karşılığı özür dilediğini ifşa edeceğime de söz vermiştim. Keşke atalarımı dinleseydim. Keşke büyük lokma yeseydim de büyük laf etmeseydim. Çünkü İsrail hükümetinin Türkiye halkından niçin özür dilediğini tam olarak anlayamadım. Gerçi Netenyahu özrü Suriye meselesine bağladı, Türk başbakan da özrün ardından, “Suriye’nin işi şimdi daha zor.” mealinde bir açıklama yaptı; ama acaba buna inanmalı mıyım? Çünkü bu düpedüz “Esat’ı devirmek için barış yaptık.” anlamına gelir. Ben yine de Netenyahu’nun açıklamasını iç siyasete yönelik bir argüman olarak görüyorum; fakat Erdoğan’ın açıklamasını nereye koyacağıma karar veremiyorum.
Muhafazakâr başbakanımız ne düşünüyor? Türkiye’deki İslamcılar ne düşünüyor? Selefiler, İhvan, Taliban ne düşünüyor? El Kaideciler ne düşünüyor? İsrail meşru bir devlet mi? İslamcılar Hamas’ı niçin destekliyor? Adımıza Kudüs için savaşıyorlar diye mi, yoksa “Kardeşlerimize İsrail zulüm yapıyor.” gerekçesiyle mi? İslamcılar İsrail’den ne istiyor? “Demokratik bir devlet” olmalarını, Filistinlilerin haklarını vermelerini mi? Bunu mümkün görüyorlar mı? Hamas İsrail’i tanımıyor, buna katılıyorlar mı? Yoksa Hamas’ı ikna etmeye mi çalışıyorlar? Ambargonun kalkmasından ne anlıyorlar? Gazze’ye gıda ve yapı malzemelerinin yanı sıra, silah da girecek mi? Gazze kendini nasıl savunacak? Daracık bir şeride sıkışmış Filistinliler için nasıl bir gelecek planlıyorlar? “İslam toprakları geniş, dağılsınlar, onlar da bizim gibi siyaset yapsınlar, ticaret yapsınlar.” diye mi düşünüyorlar?
El Kaideciler! El Cemaatçiler! İhvancılar! Selefiler! Türk halkının mücahitleri! İsrail’e neden bir kurşun sıkmıyorsunuz? “İsrail Ehl-i kitaptır, laik Esat dururken Ehl-i kitap’a kurşun sıkmak şer’an caiz değildir” mi diyorsunuz? Neden Suriye’de savaşıyorsunuz? “Esat’ın zulmü yüzünden” olduğuna inanayım mı? “Asıl zulüm İsrail’de, sıra oraya da gelecek” mi diyorsunuz? İsrail’le savaşmak için size kim silah verecek? Türkiyeden mi alacaksınız, Amerika’dan mı? Katar mı verecek, Arabistan mı? Yoksa Hamas’a silah veren İran’dan mı? Yoksa Rus silahları mı alacaksınız? Ama nasıl olur, siz zaten onlara karşı savaşmıyor musunuz? Kim bilir belki de kendiniz üretirsiniz(!)
İsrail’in özrü konusunda ne düşünüyorsunuz? İsrail Türkiye’nin gücünü anladı mı? Artık ayağını denk alır mı? Ambargoyu kaldırır mı? Yoksa Türkiye’nin itibarını kurtarıncaya kadar anasından emdiği süt burnundan mı geldi? Türkiye yeni bir gerginliği göze alabilir mi? Yeniden “Mavi Marmara”yı gönderebilir mi? Size göre bu konuda, başka ülkelerde yaşayan halk ne demiştir? “Gördün mü bak İsrail’i! Türkiye’nin bile burnunu sürttü” mü demişlerdir, yoksa “Türkiye İsrail’i şamar oğlanına çevirdi” mi? Özürden sonra İsrail’in pozisyonunda bir gerileme olduğunu düşünüyor musunuz? Bundan sonra İsrail, “Türkiye’ye ayıp olur.” diye daha dikkatli davranır mı? Yoksa Türkiye, “İsrail’e ayıp olur.” diye bundan sonraki şımarıklıklara göz mü yumar? Türkiye hangi yaptırımları uyguladı? İsrail’i nasıl pes ettirdi?
“Kürt-Türk barışı” kimin projesi? Sezai Karakoç’u dinliyor musunuz? Onun bu projeye, “Dışarıdan bir proje” dediğini biliyor musunuz?
Ey dünyanın tüm İslamcıları, birleşin! Dostunuz Amerika, düşmanınız İran; işte meydan, işte pehlivan!
