Bediüzzaman'dan Gülen grubuna mesaj!

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan, tarihçi Mustafa Armağan'ın anlattığı Bediüzzaman'ın bir anısını paylaşarak, Gülen grubuna çağrıda bulundu.

VAN 21.02.2014 12:01:20 0
Bediüzzaman
Tarih: 01.01.0001 00:00

İşte Kaplan'ın yazısının o bölümü:

Tarafların bu mesajı alıp almadıklarını bilmiyorum.

Ama bildiğim, yeni öğrendiğim bir şeyi anlatayım burada -yazıyı sonlandırırken.

Önceki akşam TVNet'ten sevgili Mustafa Armağan'la dönerken, Derin Tarih dergisinin Mart sayısının Bediüzzaman özel sayısı olarak hazırlandığını ve orada Mehmet Fırıncı Ağabey'le yapılan bir röportajda Fırıncı Ağabey'in anlattığı çarpıcı bir anı'yı aktardı Armağan.

Fırıncı Ağabey'in anısı şöyle: 1958 yılında, Menderes hükümeti, Nur talebelerinin ellerine kelepçe vurmaya başlıyor.

Bediüzzaman Hazretleri, çevresindeki insanlara, aynen şunu söylüyor:

'Yarın benim elime de kelepçe vurabilirler. Buna hazırlıklı olmalıyız. Ama aslâ Demokrat Parti iktidarını karşımıza almaya kalkışmamalıyız. Çünkü onlar, bu ülkenin, bu dinin ve bu aziz milletin önünü açtılar . Eğer onları karşımıza alırsak, onların önüne takoz koyarsak, bunun hesabını veremeyiz!'

Budur, diyorum!

Ve Bediüzzaman budur, işte!

O yüzden ikinci bir Bediüzzaman yoktur!

EĞER CEMAAT'TE BEDİÜZZAMAN'DAN ZIRNIK KADAR BİR İZ VARSA...

Eğer Cemaat'te Bediüzzaman'dan zırnık kadar bir iz, bir eser varsa, kendilerini 15 kat büyüten Tayyip Erdoğan'ın ipini çekme aymazlığına derhal son verir!

Eğer Cemaat'te Bediüzzaman'dan zırnık kadar bir iz, bir eser varsa, Fethullah Gülen, bir yandan 'hakaret eden, saldıran siz olmayın!' derken, öte yandan, gazetelerinin, televizyonlarının, sonuçta, Türkiye'yi kaosun eşiğine sürükleyen, İslâm dünyasında umut olarak görülen Türkiye'nin önünü tıkayan fütursuzca saldırılarına derhal son vermelerini emreder!

Eğer Cemaat'te Bediüzzaman'dan zırnık kadar bir iz, bir eser varsa, küresel şer odaklarıyla ve içerideki uzantılarıyla kurduğu kirli, esrarengiz ilişkilere derhal son verir!

Ve hem Erdoğan'dan ve milletten özür diler hem de Allah'a tevbe eder ve İslâm dünyasının Türkiye'ye umut olarak baktığı bu topyekûn yokoluş zamanında, İslâm dünyasının umutlarını karartmaz!

Türkiye'nin dış kuşatmayı -60 yıllık zorlu mücadeleyle- iyi kötü yardığı, her şeye rağmen güvenli bir duvar ördüğü; iç kuşatmayı da yaracak ve İslâm dünyasını toparlayacak, İslâm dünyasının da, mazlum halkların da bize umut ışığı olarak baktığı büyük bir medeniyet yolculuğuna soyunmaya karar verdiği bir zaman diliminde, bu yolculuğun önüne takoz koymanın bedelini kimse ödeyemez!