BAZI YAZILAR DERS VERİR ANLAYANA!

AHHH ZAVALLI HALKIM SEN NE ACI GÜNLER GEÇİRMİŞSİN!

VAN 14.04.2015 00:20:18 0
BAZI YAZILAR DERS VERİR ANLAYANA!
Tarih: 01.01.0001 00:00
 15 Kasım 2012 Perşembe Günü yazılan bu yazı ne kadar da sıcaklığını koruyor. Okuyun sizde hak vereceksiniz

Van’da yalan üzerine bina edilen siyaset ve idarecilik, Van halkını her gün biraz daha zor şartlarda yaşamaya sürüklüyor. Kişisel hedeflerine ulaşmak için kendinden üsttekilere yaranmak, ileride daha iyi bir yere gitmek için yalan söyleyen, kendi çıkar ve geleceğini korumaya çalışanlara sesleniyorum: Bir topluluğa zulmetmenizin bedeli ağır olacak, çünkü bu yaptıklarınızı ALLAH görüyor ve yaratandan kaçamayacaksınız.
Dün bu kent için söylediğiniz tozpembe sözler size de hoş gelebilir, günü kurtarabilirsiniz, -ki öylede oldu tüm ülkeye de Van’ı sorunsuz gösterdiniz- ama şimdi o konuştuğunuz yalanlardan dolayı halkın karşısına çıkabilecek misiniz doğrusu merak ediyorum. Neden yalan söylediniz, sizi yalana kimler alıştırdı ve sizi yalana sürükleyen nedenler nelerdi?
TOKİ’leri bas bas bağırarak teslim ettiğinizi tüm ülkeye övünerek anlattınız değil mi? Hiç mi vicdanınız sızlamadı, bu halk perişan durumdayken siz nasıl yalan konuştunuz, bu halkın ahını almaktan hiç korkmadınız mı? Zaten korksaydınız o yalanları söylemezdiniz. Ben bu yazıyı yazarken utanıyorum. Bu kentin siyasileri ve idarecileri, ses çıkaran ya da çıkaramayan, iktidar ya da muhalefet, hepinizin bu yalan ve yanlışlara ortak olduğunuzu unutmayın. Kiminiz yalan konuştunuz, kiminiz söylenen yalanlara seyirci kaldınız, halkın hakkını aramadığınız için suçlusunuz!!! Doğru konuşanlar da ya etkisiz ya da yetkisiz kaldı.
Depremden bu tarafa bakıyorum da, yalanın ustası olmuşlar. İnsanın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Biz siyasilerin ve idarecilerin yalancılığını yüzlerine vurmaya, onları utandırmaya çekiniyoruz. İnanın yazarken bile utanıyorum, çok da üzülüyorum. Ama siz, insanları kandırmaktan utanıp sıkılmıyor, istediğiniz sonucu aldığınızı sanarak yalanlarınızı sürdürüyorsunuz...
Üzülerek şahit oldum ki; adeta yalan makinesi gibi her yerde aynı sözleri ifade ettiniz. Yalanı doğru, doğruyu yalan olarak göstermeye çalıştınız ve buna devam ediyorsunuz. Ne yazık ki yalan üzerine kurulu propagandalarınız iftar programlarına, camilere bile taşındı. Her şey güllük gülistanlık olarak anlatıldı talimatlarınızla.
Yöneticilikte ve idarecilikte amaçlara ulaşmak için her yol mubah değildir. Buna sizleri kimler inandırmışsa; kendinizi ve düşüncelerinizi bir kez daha sorgulayın ve gözden geçirin.
Siyaset sorun çözme sanatıdır. Yöneticiler istişare etmez, görevlere en uygun kişileri getirmez ve adaleti kişisel hedeflerine, kariyer hesaplarına feda ederlerse önce halk acı çeker, sonra kendileri. Sizi bilmiyorum ama, Van halkı hakikaten acı çekiyor. İnanın ‘yalancılık’ çok çirkin bir alışkanlıktır. Yalan, büyük bir hastalıktır ve insanların, kendilerini bundan korumaları gerekir. Yalanın çirkin görülmesinin sebebi, çirkinliğiyle birlikte, peşinden bütün çirkinlikleri de beraberinde getirmesidir. Yalan, kişiliksiz ve onursuz bir sonuca düçar eder insanı.Kişi yalancı bilinirse, sözüne güven kalmaz, gözlerden düşer, değersiz olur. Hani biz toplum olarak çok inanan, çok Müslüman olan insanlarız ya(!), bu nedenle inananlar için bakın Kur’an-ı Kerim yalan ile ilgili neler söylüyor, belki akıl ederiz…
 
Basit dünya menfaatleri için yalan söyleyenler vardır. Özellikle yalan yere şahitlik yapmak çok kötü bir davranış ve büyük bir günah sayılmıştır. Gerçek bir müslüman kendi aleyhinde de olsa, doğru söylemeli ve asla yalana yaklaşmamalıdır. Çünkü Allah Teâla şöyle buyurmuştur:

"Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti yerine getirmeğe çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şâhidler olun. Velev ki, o şahitliğiniz nefisleriniz yahut ana babanızla yakın akrabanız aleyhine olsun. İster üzerine şahitlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun" (NİSA, 4/135).
“Ey iman edenler yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında bir gazap konusu olması bakımından büyüdü büyük bir suç teşkil etti” (SAFF,61/2-3-)
Kur’an-ı Kerim uyarıcı ve hatırlatıcı olduğu için yalanı, sanat edinenlere, ticaretin, idareciliğin ve siyasetin temel direği sananlara bir kez daha hatırlatayım dedim.
Dindarlıkla maskelenen yalanların en tehlikelisini görüyorum. Yukarıda görüldüğü gibi yüce ALLAH’ın, Kur’an-ı Kerim’de, yalana karşı ne kadar şiddetli bir tavır ortaya koyduğu çok açık. Ama İslam düşmanları, İslam dinini sabote etmek için, sıkışınca yalan İslam’da helaldir iftiralarını atıyorlar. Bu iftiralar, sahtekârlar yüzünden İslam dinine atılıyor. Herkes bilmeli ki; kimse İslam’ı temsil etmiyor, İslam tertemiz, yerinde duruyor, insanların hatalarını İslam’a mal etmesin kimse. Her toplumun iyileri, kötüleri ve sahtekârları vardır, tarih boyunca da bu böyle olmuştur.
Sevgili okurlar yukarıda yazdıklarımın sebebi şu: Van halkını görüyorum, deprem kaynaklı sorunlardan dolayı çok acı çekiyor ve ben yaşanan bu acıları görünce, inanın kahroluyorum. Onun için yazdıklarım, gördüklerim, tanık olduklarımdır.
Van'da geçen yıl yaşanan depremlerin ardından, hükümetin çözüm olarak sunduğu TOKİ’ler bitirilmeden, Van halkına teslim edildi. Vaat edilen tarihten çok sonra teslim edilen konutları, daha önceki yazılarımda da alkışladım. 15 ay sonra da teslim edilse, başarıdır dedim. Ancak konutlar henüz taşınmaya müsait hale gelmeden, oturmaya hazır olmadan su şebekesi ve elektriğin, doğalgazın dahi bağlanmaması, orada yaşayabilme ümidi taşıyan insanlara sıkıntı ve azaptan başka ne getirecek? Taşınan bazı vatandaşlar çocuklarını nerede okutacak, kışın okutsa dahi kış şartlarında gidiş gelişler nasıl sağlanacak? TOKİ’lere taşınan vatandaşlar sorunlarını kime anlatacağını bilmiyor, bu belirsizlik nasıl giderilecek? Peki, siz ey kıymetli idareciler, siyasiler; tüm Türkiye huzurunda Başbakanı da bu mizansene dahil ederek TOKİ’leri sorunsuz teslim ettiğinizi canlı yayınlara da söylemediniz mi? Daha yedi ay önce TOKİ Başkanı bir otelde; “su sorunu olabilir, onu da zamanında yetiştireceğiz” dediğinde, Sayın Atalay “TOKİ’lerin bir çivisi eksik olsa, yetiştirilmemiş demektir” ifadesini kullanmadı mı? Peki şimdi bu sorunlar karşısında hiç mi sıkılmıyor, utanmıyorsunuz, yazık değil mi? Bu yaralı ve gözünü sizin ağzınıza dikmiş, kış öncesi sıcak yuvasının özlemiyle kapı kapı, kurum kurum dolaşan halka karşı yalan söylemeyi ve aldatmayı nasıl kendinize yakıştırıyorsunuz?
Görünen o ki, Van halkının çoğu bu kışı da konteynırlarda geçirecek. Geçtiğimiz yılı çadır, konteynır ve barakalarda çok zor şartlar altında geçiren Vanlılar, verilen sözlerin yerine getirilmemesinden dolayı yine aynı zorlukları yaşayacak. TOKİ’ler neden bir türlü tamamlanamadı, bunun hesabını soran var mı, belli değil. Başıboş bir kent dediğimizde rahatsız olanlar, sorunları gidersin ve sorumlulara hesap sorsunlar istiyoruz. Yol, okul, cami, çevre düzenlemesi gibi bütün giderleri de üstüne koyarak, maliyetinin iki katı karşılığında sözde deprem yaşamış, evleri yıkılmış, birçok zarar görmüş sözümona ‘destek verilmiş’, neyi bu halka bedava verdiniz? Van halkına satılan konutların Başbakan Erdoğan'ın katılımıyla anahtar teslimi yapılmasına rağmen, halen büyük bölümü tamamlanmamış durumda. İkinci depremin yıl dönümünde konutlar yetiştirilmezken, konutları bekleyen Vanlıları bu yıl da dışarıda kalma endişesi sardı. Anahtar teslimi yapılmasına rağmen konutlarda su ve elektrik şebekelerinin yapılmaması nedeniyle vatandaş konutlara taşınmak istiyor ama taşınamıyor. Siyasiler ve idarecilerin dikkatine sunayım istiyorum: Gidin TOKİ’lere bir gözlem yapın, araştırın biraz da görün, halk size nasıl da beddua ediyor, ateş püskürüyor. Dediklerinizi kimse görmeyince TOKİ’lerde çaresiz halk, çare arıyor. Şu ana kadar çok soru sorduk, sorulacak çok da soru va,r ama cevaplayan yok… Van halkı sorularına ve sorunlarına cevap arıyor.
Gösterilmeye çalışılan tozpembe tabloya basının çoğu da ortak oluyor ne yazık ki. İnsanlık dersi alan ve vicdanı sızlayanlar, doğruları mutlaka bir gün göreceklerdir. Aksi halde doğrular bir gün, gözlerini kör eden üç maymunları oynayanlara görmeleri gerekenin ne olacağını gösterecektir. Son olarak, kimse sizi yalana zorlamıyor, durum ne ise onu anlatın, ama Van halkı aldatıldığını görünce daha çok yara alıyor, ben bunları görüyorum. Siz de gidin görün ve doğruyu konuşun, doğru konuşanlar pişman olmayacaklardır.