Ali Bulaç Suriye’siz Suriye yazıları yazmaya devam ediyor. Bugün de yine herkesi, hepimizi sorumlu tutmuş ama bir türlü katliamcı Esed rejimine ve onun baş destekçisi İran devletine toz kondurmamış.
Gerekçe malum: Esed rejimi zaten gidecekmiş ama böyle olmamalıymış!
Zaten gideceğini nasıl öngörebildin? Diktatörlükler kendi kendilerine mi yıkılıyorlar? Demek ki, Suriye halkı Esed’in dikta yönetiminden sıkılıp yetkilerinden vazgeçmesini beklemeliydi! Hem zaten ne olacak ki 30 yıl Hafız’a katlandılar, daha Beşşar geleli şunun şurasında ne oldu ki? Topu topu 12 yıl! Lafı bile olmaz!
Bu kadar basit bir söylemle 2 yıldır yaşanan vahşet açıklanabilir mi?
Çok yazık oluyor, çok ayıp oluyor! Rusya’nın bile manevra sinyalleri vermeye başladığı bir ortamda hala Esed zaliminin işlediği suçlardan ötürü onu bunu suçlamak hiç yakışmıyor!
Irak’ta Amerikan işgaline ve vahşetini Suriye’deki zulmü örtmek üzere kullanmaya kalkmak da ayrı bir ayıp. Bugün Suriye’de yaşananların Irak’ta işgalle birlikte yaşananlardan ne farkı var? Karşı çıkmak için illa da zalimlerin yabancı asker üniforması giymesi mi gerekiyor?
Üstelik de senin eleştirdiğin, suçladığın çevrelerin pek çoğunun Irak işgali karşısındaki tutumu belliydi. Sormak lazım, acaba Irak’ta Amerikan işgaline karşı sokaklara çıkanlar seni bir kere olsun yanlarında görebildiler mi? Bugün başta İran destekçileri olmak üzere Irak’ı ağızlarına dolayanlar sussalar kendileri için daha iyi ederler! Çünkü çoğunun Irak’ta işgali ağızlarına almaya dahi hakları yok! Malumdur ki, işgaller işbirlikçilik olmadan gerçekleşmiyor!
Haksöz Haber
