Başbakan Yıldırım ile Van’da neler yaşadık?

Bayram Zilan

VAN 3.04.2017 22:42:01 0
Başbakan Yıldırım ile Van’da neler yaşadık?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Başbakan Binali Yıldırım ile Van'a gitmek üzere ATA Uçağı'ndayız. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatih Şahin, bendeniz ve (neden Van'a götürüldüğüne anlam veremediğim) Hüseyin Çelik var uçakta. Başbakan Yıldırım, uçakta Van ile ilgili bilgileri alıyor, yapılan yatırımların detaylarına göz atıyor. Başbakanlığın hazırladığı “Van kitapçığına” göz atıyorum. Seçimlerle ilgili ilginç bir grafik var. AK Parti Van'da zikzak çizmiş. Bir ara HDP ile arasındaki fark 14 puana kadar inmiş. Sonra bu tekrar fark açılmış. AK Parti Van'da 7 Haziran'da 1 Milletvekili, 1 Kasım'da da 2 Milletvekili çıkarmış.

Başbakan Yıldırım, yüksek bir tempoyla hazırlanıyor mitinglere. Mitingler öncesi gideceği şehirle ilgili detaylı bilgiler alıyor. Van'a doğru yaklaşırken Başbakan Yıldırım'ın doktoru bir solüsyon hazırlıyor. Merak edip soruyorum “bu nedir?” diye. “Başbakan Yıldırım'ın sesini koruma amaçlı hazırlanmış bir solüsyon” olduğunu söylüyor doktor.

Van'a iniyoruz. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın da aralarında olduğu büyük bir heyet karşılıyor bizi. Başbakan Yıldırım'a ilgi büyük.

Başbakanlık otobüsüne biniyoruz. Havaalanının kapısından çıktığımız andan itibaren yol boyu dizilen insanlar selamlıyor Başbakanı. Van halkının bakışlarında bir umut var. Tebessüm ederek el sallıyor herkes. Mitingin yapılacağı alana, yoldaki coşku nedeniyle 45 dakikada varabiliyoruz.

Alanda da büyük bir heyecan var. “Başbakanımız alana giriş yaptı” anonsu ile heyecan daha da artıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Van'da olacaktı. Fakat ses kısıklığı nedeniyle gelemedi. Vanlılarda biraz burukluk var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı görmek isteyenler, bu özlemlerini Erdoğan'ın ismi geçtiğinde dakikalarca alkışlayarak ifade ediyor.

Başbakan Yıldırım'dan önce Van Milletvekilleri Beşir Atalay ve Burhan Kayatürk birer konuşma yapıyor. Ardından Başbakan Yıldırım coşkulu bir konuşma yapıyor. Başbakan Yıldırım konuşurken Vanlıların gözlerine baktım. Başbakan'ın konuşmalarına nasıl tepki verdiklerine dikkat ettim. Gözle görülür bir etkileşim var alanda. Halk, “terörle mücadele vurgusu” yapıldığında alkış tutuyor. Belli ki “güvenlik operasyonlarına” destek veriyorlar. Belli ki PKK'nın baskılarından kurtulmanın sağladığı rahatlığın sürdürülmesini istiyorlar.

Başbakan Yıldırım, açılışı yaptıktan sonra Valiliğe geçiyor. “Fırsat bu fırsat” deyip halkın arasına karışıyorum. Başbakan yıldırım'ın verdiği mesajların etkilerini ve Van'ın mevcut siyasi tavrını öğrenmek için nabız yokluyorum. Konuştuğum birçok kişi, “2001'de Van İl Başkanlığının kuruluşundaki mitingden sonra yapılan en coşkulu miting, bugün yapılan mitingti” diyor.

Van'daki tablonun değiştiğini dile getiriyorlar. Halkın daha serbest ve daha rahat olduğunu ifade ediyorlar.

Dönüş yolunda yola dizilen insanların sayısı çok daha fazla. Neredeyse şehrin tamamı yollara dizilmiş Başbakanı selamlamak istiyor sanki. Otobüstekilerden birisi bu manzarayı, “Van'da ilk kez böyle bir şey oluyor. Daha önce bu insanlar “zafer işareti” yapardı, hatta taş atarlardı. Kimse Türkiye Bayrağı'nı taşıyamazdı. HDP ve PKK'nın baskısından dolayı kimse rengini açık edemezdi. Elinde bayrak olanlar fişlenirdi. Ama bu defa insanlar sel olup aktı caddelere. Bu manzara, özlediğimiz bir manzaraydı” diye açıklıyor.

Van'dayken bir kulağım da Diyarbekir'deydi. Aslında plan, Başbakan ve Cumhurbaşkanının Van ve Diyarbekir mitinglerini birlikte yapmalarıydı. Dolaysıyla Van'dan sonra Diyarbekir'e geçecek, oradaki manzaraya da şahitlik edecektik. Ancak Sayın Erdoğan'ın sesindeki rahatsızlık nedeniyle Başbakan Yıldırım Van'da, Cumhurbaşkanı Erdoğan da Diyarbekir'de miting yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbekir programını an be an takip ettim. Diyarbekir'deki dostlarımız, havanın çok iyi olduğunu söylüyor, Diyarbekirlililerin miting alanına akın ettiği bilgisini iletiyordu. Doluluk nedeniyle miting alanına giremeyenlerin gönderdiği fotoğraflarla doldu telefonum. Halk, alana giremediği için öfkeliydi. “neden daha büyük bir yerde yapılmadı bu miting?” diyenlerin sayısı oldukça fazlaydı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbekir programı sonrası yaptığım görüşmelerden elde ettiğim sonuç, Sayın Erdoğan'ın konuşmasının bölgede olumlu karşılandığı yönündeydi. Van'daki manzaranın aynısı Diyarbekir'de de yaşanmıştı.

Dönüş yolunda Başbakan Binali Yıldırım ile uçakta sohbet ediyoruz. “Daha önce Kars ve Ağrı'da miting yaptınız, bugün Van'daydık. Nasıl buluyorsunuz bölgedeki durumu?” diye soruyorum. Başbakan, memnun olduğunu söylüyor. “Halk, baskılardan arındıkça, siyasi düşüncesini daha net ifade ediyor” diyor.

Evet, bölgede siyasi zemin değişiyor.

Kürt halkı, yıllardır ensesinde hissettiği PKK'nın siyasi hegemonyasından kurtulmuş görünüyor.

Daha özgür hissediyor kendisini herkes.

PKK'nın çukur siyaseti sonrasında oluşan yıkımın ve barış sürecinin bozulması sonrası yaşanan acı olayların faturası hem PKK'ya hem de HDP'ye kesilmiş.

Kürt halkının “siyasi bilinci” çok yüksek.

7 Haziran'da “barıştan” söz edenlerin 7 Haziran'dan sonra “sus pus” olmasının bedeli ödetiliyor hem PKK'ya hem de HDP'ye.

Bölgede “siyasi ve sosyolojik iklim” değişiyor.

Eğer AK Parti, bu iklim değişikliğini tam anlamıyla fark eder ve kalıcı dokunuşlar yaparsa, sadece referandumda değil, bundan sonra yapılacak olan “yerel ve genel” seçimlerde de ciddi başarılar elde edebilir.

Bu bilinç ve farkındalık Cumhurbaşkanı Erdoğan'da var.

16 Nisan referandumundan sonra Sayın Erdoğan'ın bölge ile ilgili, bilhassa bölge teşkilatları ile ilgili alacağı kararları bekleyin…

Sayın Erdoğan'ın ferasetine ve özellikle bölgede şikâyet konusu olan her şeyin farkında oluşuna işte o zaman şahit olacak ve şaşıracaksınız.

Biraz sabır…