Başbakan Erdoğan: Van'a 15 Katrilyon Harcadık

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Van'da konuştu: eski Türkiye’de yasakların olduğunu belirterek, bu yasakları ortadan kaldırmak için 12 yıl boyunca çalıştıklarını söyledi.

VAN 27.03.2014 18:46:11 0
Başbakan Erdoğan: Van
Tarih: 01.01.0001 00:00

AK Parti Van İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı mitingde il başkanı Abdullah Aras ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Nuri Gülaçar da birer konuşma yaptı.


Beşyol Meydanı’nda düzenlenen miting, AK Parti’nin Van adaylarının tanıtımıyla başladı. Aday tanıtımının ardından bir konuşma yapan Abdullah Aras, Başbakan Erdoğan’ın Van’ı çok sevdiğini belirtti. Aras,
Deprem felaketini unutmayalım. Depremi yaşamış olduğumuz andan 4 saat sonra Sayın Başbakanımız sizinle birlikte oldu. Sizlerin derdine derman olmak için, size gereken bütün maddi ve manevi desteği vermek için, sizinle bir araya gelmek için buraya geldi. Bütün kabinesiyle birlikte geldi. O gün 70 bin çadır dağıttı, ardından 30 bin adet konteynır gönderdi ve son olarak da 28 bin 500 hak sahibine konut teslim etti ve maddi manevi imkanları Van için seferber etti. Peki bunların tümünü kim yaptı? AK Parti’nin Genel Başkanı ve Başbakanımız Erdoğan yaptı. Bizler Van halkı olarak depremde bize yapılanlara bir teşekkür borcumuz vardır. Biz bu teşekkürü ne zaman ödeyeceğiz. 30 Mart’ta sandıkların başında AK Parti’ye evet demeye, Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etmeye hazır mıyız? Allah aşkına o gün deprem felaketinde mevcut olan Van Belediye Başkanı, çalışanları neredeydiler? Hangi birinize çadır, konteynır getirdi, hangi birinize konut yaptı. Kimin kapısını çaldı, kimin derdine derman oldu. Şu anda kapı kapı dolaşıp sizden oy istiyor. Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. İnanmayın bunlara. Eğer sıkıntı anında, deprem anında, benim sıkıntılı anımda yanımda değilsen, bugün yanımdaysan kusura bakma, Vanlılar buna inanmaz. Van’ın Başbakanımız büyükşehir yaptı. Başbakanımız, ‘Tek bir insan olsa bile Van’ı büyükşehir yapacağım’ dedi ve yaptı” diye konuştu.


Çözüm sürecine de değinen Aras, “Kısmet olursa 30 Mart’ta büyükşehir belediye başkanımızı seçeceğiz. Burası Kerbela’ya dönüşmüştü. Belediyenin en büyük hizmetinin başında su gelmektedir, ama onlar bunu bile yapamadılar. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından 48 kilometreden 150 milyon TL harcanarak su isale hattını getirdik. 1 yıldır tek bir gencimizin cenazesi gelmiyor. Bu bile tek başına Başbakan Erdoğan’ı desteklemeye yeter. 30 yıldır hiç kimse cesaret edip çözüm süreci için elini taşın altına koymadı. Başbakanımız ‘tek başıma kalsam bile çözüm sürecini başlatacağım’ dedi ve başlattı. Ey BDP’ye oy veren kardeşlerim, beni iyi dinleyin. Eğer sizler çözüm sürecinin devam etmesini istiyorsanız, annelerin gözyaşının dinmesini istiyorsanız, babaların ocaklarına ateş düşmesin diyorsanız gelin küçük hesaplar yapmayın, büyük düşünün. Bu seçimde kaybeden BDP, kazanan AK Parti yapmayalım. 30 Mart'ta Ak Partiye oy vererek hem dünyamızı hem ahiretimizi kurtaralım. Bu seçimde Tayyip Erdoğan’a destek verelim ki çözüm süreci devam etsin, anneler bir daha ağlamasın, kardeşlerimizin evlerine ateş düşmesin. Bunu sizden istiyorum. Aksi takdirde, şayet AK Parti’nin dışında MHP, CHP, bir takım yapılar bir araya gelir kan dökecektir, ocaklar sönecektir. Bu defa büyük düşünelim, belediyecilikten öteye referandum gibi düşünelim” dedi.


AK Parti Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Osman Nuri Gülaçar ise, bütün tehditlere, baskılara rağmen burada olduklarını söyledi. Gülaçar, “Ben de bugün Van’dan ve bütün ilçelerinden şu anı, şu fotoğrafı bekliyordum. Bizler tarih boyunca baskılara, tehditlere, ne zaman boyun eğdik ki bugün de boyun eğelim. Sizler hakkın ve hakikatin yanında olmaktan geri durmadınız. Bugün buradaki bu coşkulu kalabalık bu sözümüzü tekrar kanıtladı. İşte ben de bundan dolayı size teşekkür ediyorum. Yıllardır bölgemiz ve ilimiz büyük sorunlarla uğraştı. Özellikle 30 yıllık çatışma boyunca insanlarımız sıkıntı yaşadı. İnsanlık tarihine kara leke olarak geçecek zulümler yaşadık, ancak bunun elbette bir sonu gelecekti. Ülkemiz bu karanlık günlerden aydınlığa kavuşuyor. Bu değişim ve dönüşümün öncüsü AK Parti ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır. Hakikati görmek lazım. Bu memlekette yıllardır süren OHAL vardı. Dilimizi, anadilimizi konuşmaktan men ediliyorduk. Bacılarımızın, annelerimizin başörtüleriyle kamusal alana girmesine izin verilmiyordu. Ama şimdi, bugün, Allah’a hamdolsun bütün o zincirleri kırıverdik. Artık bizler bu ülkenin eşit insanları ve eşit evlatlarıyız. 30 Mart’ta Allah’ın izni ve sizlerin desteğiyle hayallerimizi gerçekleştireceğiz. Biz istiyoruz ki Van artık silah ve siren seslerinin değil, parklarında kuş ve çocuk sesleri duyulsun. Biz bunu istiyoruz. Biz istiyoruz ki Van gençliğinin kötü alışkanlıklara, işsizliğe mahkum olmuş bir şehir değil, gençlerinin çalışıp evine ekmek götürebileceği boş zamanlarını gençlik merkezlerinde, spor tesislerinde değerlendirebileceği bir kent olsun. Van, 30 Mart’ta yıllardır alamadığı hizmetlere kavuşma ya da halka hizmet etme gibi bir gayesi olmayan ideolojik bir zihniyet arasında tercih yapacak. 30 Mart’ta yeni işyerlerinin kepenk açtığı bir şehirle, esnaflara kepenklerin zorla kapatıldığı bir şehir arasında tercih yapacak.

Van; taşlar, molotfolar, tehditler ve baskılarla hizmet, istihdam, iş aş ve en önemlisi huzur arasında bir tercih yapacak. 30 Mart’ta ideoloji odaklı belediye anlayışıyla hizmet odaklı bir belediyecilik arasına tercih yapacak. 30 Mart’ta Van tercihini hizmetten, yatırımdan, huzurdan yana kullanacak” dedi. Son dönemlerde Başbakan Erdoğan ve AK Parti’ye yönelik oyunlara milletin ‘dur’ dediğini ve izin vermediğini belirten Gülaçar, “Bu millet, niye Recep Tayyip Erdoğan’ı seviyor? Çünkü Tayyip Erdoğan, Gevaşlı amcamın derdiyle dertleniyor, Özalp’ta ‘savaş istemiyoruz’ diyen gencimize karşılık veriyor. Bunun da ötesinde Erdoğan, bu halkın Başbakanı, lideri olduğu gibi, artık Suriyeli mazlumlarının da, Filistin’deki, Somali’deki yoksul insanların da lideri olmuştur. Artık Başbakan için gece namazlarında seccadeler ıslatılıyor. O bizden biri. Bizim acımıza ortak olan, derdimizle dertlenen bir lider olduğu için bütün Türkiye’de, mazlum coğrafyada sevilip baş tacı ediliyor. Bizler 30 Mart’ta sandıkları patlatacağız. Şu analarımızın duaları, onların coşkusu bunun kararını çoktan verdi. Biz istiyoruz ki, artık Van’da huzur olsun, insanlar evlerine giderken veya buraya gelirken, korku ve endişeden uzak, huzurlu bir kentte yaşasın. Biz projelerimizle geliyoruz, yapacağımız hizmetlerin müjdesini vererek geliyoruz. Bizden emin olun. Allah’ın izniyle biz bu şehri kalkındıracak, büyütecek, geliştirecek bir kadroyla geliyoruz” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, mitinge katılmak üzere Van’a geldi. Beşyol Meydanı’nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Başbakan Erdoğan, sesinin kısık olmasından dolayı vatandaşlardan özür diledi. 30 Mart’ta eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında tercih yapılacağını ifade eden Erdoğan; “Hemşehrilerimiz için, ülkemiz için, istikbalimiz için önemli bir tercihte bulunacağız. 30 Mart’ta sandık başına gidiyoruz. Mührü ya eski Türkiye’ye ya da yeni Türkiye’ye vuracağız. Eski Türkiye’de nelerin olduğunu biliyorsunuz. Bugünün gençleri, eskit Türkiye’nin ne demek olduğu bilmiyor olabilir” dedi.




“ESKİ TÜRKİYE’DE YASAKLAR VARDI”



Eski Türkiye’de yasakların olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan öyle konuştu; “Eski Türkiye’de yasaklar vardı, eski Türkiye’de kimlikler üzerinde, kültürler üzerinde yasaklar vardı. Cezaevinde dahil bir annenin oğluyla kendi anadilinde konuşması yasaktı. Eski Türkiye’de diller, düşünceler, türküler şarkılar, kitaplar yasaktı. Eski Türkiye’de klavyeler, harfler yasaktı. Mezralar, köyler, yollar yasaktı. Farklı dillerde gazete, radyo, kitap, dergi, propaganda yasaktır. Reddin, inkarın, asimilasyonun olduğu bir Türkiye’ydi. Eski Türkiye doğu ile batının, kuzey ile güneyin arasında mesafelerin olduğu bir zamandı. Eski Türkiye’de faili meçhuller, asit kuyuları vardı. Eski Türkiye’de başörtüsü yasaktı, imam hatiplerin orta kısımları kapatılmış, katsayı engeliyle meslek lisesi mezunları üniversiteye giremiyordu. Eski Türkiye’de kamuda başörtüsüyle çalışmak yasaktı. Manevi değerler, kutsal değerler, baskı, tehdit altında aşağılamalara maruz kalıyordu. Eski Türkiye’de devlet kibirliydi, tepeden bakıyordu. Devlet vatandaşına insan muamelesi yapmıyordu. Vatandaşını horluyor, tahkir ediyor, vatandaşları arasında ayrımcılık yapıyordu. eski Türkiye’de acılar vardı. Gençlerin kanı akıyordu. Eski Türkiye’de hemen her gün ocaklara ateş düşüyordu. Anneler, babalar ağlıyordu, yoksulluk varı çaresizlik vardı, kimsesizlik vardı.”




“YENİ TÜRKİYE’Yİ KURMA MÜCADELESİ VERDİK”



12 yıl boyunca yasakları kaldırmak için çalıştıklarını belirten Erdoğan; “İşte 12 yıl boyunca biz bunu ortadan kaldırmaya çalıştık. Yeni Türkiye’yi kurma mücadelesi verdik. Yeni Türkiye’de hastaneler, okullar, üniversiteler, yollar, köprüler, tüneller, konutlar inşa ettik. Barajlar, enerji santralleri, statlar, kültür merkezleri inşa ettik. Çiftçilerin elinden tuttuk, işçinin, memurun elinden tuttuk. Hiç kimse kendisini çaresiz hissetmesin, kimsesiz, garip guraba hissetmesin dedik. En önemlisi de biz yasakları kaldırdık. Anlamsız tüm yasaklara son verdik. Halkları teslim ettik. Reddi, inkarı, asimilasyonu kaldırdık. Diller, fikirler, klavyeler, türküler, şarkılar, kitaplar üzerindeki yasakları tek tek kaldırdık. Eğer BDP bugün Van’da Kürtçe propaganda yapabiliyorsa bunun önünü açan biz olduk biz.”




326 MİLLETVEKİLİYLE BUNLARI BAŞARDIK



Konuşmasında BDP’ye yüklenen Erdoğan; “Şimdi BDP’liler diyor ki, biz bunu zorladık da oldu. Sen kimsin ya, neyi zorluyorsun. 30 milletvekiliyle ne yaparsın. Biz 326 milletvekiliyle bunun önünü açtık. Eğer bugün televizyonlar 24 saat Kürtçe yayın yapıyorsa, TRT Şeş varsa bunu getiren biziz. Van’a bir şey soruyorum, BDP’nin Van’da yaptığı ne var. Burada Van’ı yakından ilgilendiren bir müjde vereceğim. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığımız Ehmed-i Xani’nin Mem u Zin adlı kitabını çok güzel bir şekilde Türkçe ve Kürtçe basmıştı. Şimdi de Vanlı değerli alimin Feqi'ye Teyran’ın divanını Türkçe ve Kürtçe olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle basıyoruz. Bunu da biz yapıyoruz. Bediuzzaman Said-i Nursinin eserlerinde yasak vardı. Kendisinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından eserlerinin basılmasına yönelik bir tavsiyesi vasiyeti vardı. Diyanet İşleri Başkanlığımız ‘İşaretül İcaz’ adlı eserini basmış vaziyette. Yeni Türkiye’de bunlar var. Kan yok, barış var, birlik, kardeşlik var. Biz gençlerin zamansız yitip gitmesinden çok çektik. Şu gençlerimizi dağlara çıkaran zihniyet hangi zihniyettir. Dağlara çıkaran zihniyet, barışı konuşabilir mi, demokrasiyi konuşabilir mi, kardeşliği konuşabilir mi? 16 yaşındaki yavrular kaçırılıyor, dağlarda eğitiliyor. Hani sandık vardı, sandıkta niçin meselelerini halletmiyorlar. Partinin adının barış ve demokrasi olması ne barışı ne de demokrasinin gelmesi için yeterlidir. Silahların gölgesinde aldığınız oylarla barış, demokrasi gelmez. Çıkardığımız yasayla terörden zarar görenlerin yaralarını sardık. Silahları susturduk, siyaseti devreye soktuk. Bunlar sizin en tabi hakkınızdı. Sizin hakkınız olduğu için bunları yaptık. Ben Türk’ü Türk olduğu için, Kürt’ü Kürt olduğu için, Arap’ı Arap olduğu için, Zaza’yı Zaza olduğu için sevmiyorum. Beni yaradan Allah onları da yarattığı için seviyorum” dedi.




“76 MİLYONUN PARTİSİYİZ”



AK Parti’nin 76 milyonun partisi olduğun vurgulayan Erdoğan şöyle konuştu; “Biz bunları tehditle yapmadık, tehditlere rağmen yaptık. Silahların gölgesinde yapmadık, silahlara rağmen yaptık. Şimdi BDP, ‘AK Parti yapmadı biz aldık’ diyor. O zaman 90’larda neden almadınız, 90’larda da vardınız, neden almadınız? Adeta kan gövdeyi götürürken tek bir yasa alamadınız. Biz Türkiye’nin partisiyiz, biz 81 vilayetin partisiyiz. Ayrımcılığın değil, birliğin, kardeşliğin partisiyiz. Biz ne Kürtçüyüz ne Türkçüyüz, biz kafatasçı değiliz. Milletin partisiyiz. BDP’ye bakıyorsun siyasi Kürtçülük yapıyor, MHP siyasi Türkçülük yapıyor. Biz 76 milyonun partisiyiz. CHP’yi söylememe gerek yok. O kutsalların partisi olduğunu söylüyor.”


FOTO GALERİ HAZIRLANIYOR (SÜREKLİ GÜNCELLENECEK)


Van’da yaşanan depremde buranın belediye başkanı, BDP’liydi. Hepsi kaçtı gitti, burada kimse kalmadı. Van’ı biz inşa ettik. Van’da, Erciş dahil yaptığımız yatırım 15 milyar TL’dir. Bizim Van’ı süratle ayağa kaldırmamız gerekiyordu ve bunun adımlarını attık. Van’ı, İpekyolu’nu , Edremit’i Erciş’yle adeta yeni bir şehir haline getirdik. Biz sorumluyuz, mesulüz, ama BDP’de böyle bir şey yok. Allah aşkına, çıkıyor diyor ki biz Kürtlerin temsilciyiz. Ben Kürtlerin temsilcisiyim demekle oy verilmez. Hizmete esere oy veriniz. Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Bunlarda böyle birey yok. Sadece ideoloji, ideolojik siyaset. Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik.



4 ay önce 16 Kasım’da Diyarbakır’da muhteşem bir buluşma gerçekleştirdik. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani Diyarbakır’da geldi. 38 yıldır vatanından, yurdundan ayrı kalan değerli sanatçımız Şivan Perver, Diyarbakır’a geldi. değerli sanatçımız İbrahim Tatlıses, Diyarbakır’a geldi. Orada sadece Diyarbakır’ın değil 77 milyonun gözyaşları altında muhteşem bir atmosferi yaşadık. Hep birlikte Türkiye’ye megri dedik. Megri, ağlama dedik. İşte bu kardeşlik atmosferi birilerini çok ciddi rahatsız etti. Yıllardır gençlerin kanından beslenen vampirler bundan rahatsız oldu. AK Parti nasıl megri der. Yıllardır huzursuzluktan, istikrarsızlıktan, ölümlerden beslenenler rahatsız oldu. Diyarbakır’ın buluşması farklıydı ama bilesiniz ki bu olumsuzluklara rağmen hedefleri farklı olarak geldi.




Pensilvanya diye bir olay yaşıyoruz. On yıllardır Beiduzaman Said-i Nursi’nin hatırasını ve eserlerini istismar etti. Van, Bediuzaman’ı çok iyi tanır. Bitlis’in Hizan ilçesinde doğdu Van’da okudu. Van kalesinde hem okudu hem de okuttu. Van ve çevresine düşman saldırıları başlayınca kalemi bıraktı eline silahı aldı, topraklarını kahramanca savundu. Bitlis deresinde Ruslara esir düştü. Sibirya’ya gönderildi. Oradan kaçtı, önce İstanbul’a ardından Ankara’ya ve daha sonra en sevdiği şehir olan Van’a geldi. 1925’ten itibaren sürgünlerle tanıştı. Tek parti, yani CHP döneminde birçok şehre gönderildi. Zindanlara atıldı, zehirlendi, çok çileler çekti. En büyük hayallerinden biri de ‘İşaretül İcaz’dı ve onu da basmak bize nasip oldu.




Sonra Şanlıurfa’da vefat etti. Ölüsünü de rahat bırakmadılar ve Isparta’ya götürdüler. Orada nereye defnettikleri beli değil. Bütün bunları CHP yaptı. Şimdi bu Pensilvanya’daki zat utanmadan, sıkılmadan, hayasızca CHP’ye oy istiyor. Burada şunu açık açık vurguluyorum, Pensilvanya’daki zat gençliğinde imkan varken gidip Said-i Nursi’yi ziyaret etmemiştir. Çünkü Kürt olduğu için yanına gitmekten kaçınmıştır. O gün nasıl tahkir ediyorsa, bugün senaryosunu yazdığı dizilerle Kürtleri tahkir ediyor. Pesilvanya’daki sarayından buradaki maşaları aracılığıyla çözüm sürecine saldırıyor, kardeşliğe, barışa saldırıyor. Oslo sürecinde saldırdı başarısız oldu, MİT müsteşarımı tutuklamak istedi başarısız oldu, 17 Aralık’ta başarısız oldu, 25 Aralık’ta başarısız oldu. Bu ahlaksız siyasete 30 Mart’ta siz cevap vereceksiniz. Bu ilkesiz, edepsiz siyasete gerekeni siz söyleyeceksiniz.




Sandıklara sahip çıkacağız, oy pusulalarına sahip çıkacağız. Burada çok hassas olacağız. Üzerinde çizik olun oy pusulalarını kullanmayın. Evet mührünü AK Parti’nin ambleminin altına vuracağız. unutmayın millet eğilmez, Türkiye yenilmez.




Bugün hayatımda özel bir gün. Bundan 20 sene önce mahalli seçimlerde İstanbul’a Büyükşehir Belediye başkanı olmuştum. Allah’a hamdolsun İstanbul’un bana yüklediği emaneti layıkıyla yerine getirdim. Siirt’te okuduğum şiir nedeniyle belediye başkanlığımı aldılar ve hapis yattım. Ama ardından milletim bana başbakanlık görevini emanet etti. Muhtar bile olamaz dediler, 12 yıldır bu kutsal emaneti taşıyorum. Belediyecilik bizim işimizdir. Belediyecilik bizim ilgi alanımızdır, uzmanlık alanımızdır. İdeolojiye, tehdide değil hizmete ve esere oy verin.



Van’ı biz büyükşehir yaptık. CHP Van’ın büyükşehir olmasına karşı çıktı, MHP karşı çıktı, BDP buna karşı çıktı. Çünkü onlar büyükşehir nedir bilmiyorlar. Şimdi bunlar hangi yüzle sizden oy isteyecekler. BDP hangi yüzle gelip sizden oy isteyecek. İnanın bunların derdi başka, size hizmet değil.