BAL ÜRETICILERI SIKINTILI SÜREÇTEN GEÇIYOR

Yaşanan olaylar her gün artarak devam ederken Vanlı arıcılar yaylalara gitmekten çekiniyor. Özellikle arıcılığın en yaygın yapıldığı ilçelerde olaylar yaşanırken arıcılık sektörünün şuan bittiği görülüyor.

Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Van Arıcılar Birliği Üyeleri, yaz aylarında Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, Van'ın ise Bahçesaray, Başkale ve Çatak ilçelerinde arıcılık yaptıklarını fakat yaşanan olaylardan sonra yaylalara gidemediklerini söyleyerek, "bal üretiminin durduğunu" söylediler.



"OLAYLAR NEDENIYLE YAYLALARA GIDIP ARILARA BAKAMIYORUZ"

Üreticilerin yaylalardaki arı kovanlarının bakımını yapmaktan tedirgin olduklarını belirten bal pazarlama ve satış müdürü Mesut Elasan, yaylalarda bulunan arı kovanlarını ilçe merkezlerine getirdiklerini söyleyerek şu ifaderini kullandı;

"Balımız Hakkari'nin Yüksekova ilçesi ve Van'ın Çatak, Bahçesaray, Başkale  ilçesinden geliyor. Bu aralar çok güzel bir bal sezonu vardı. Son zamanların en güzel balı geliyordu. Tabi bu olaylar olunca, bizde arılarımızı yaylalardan, merkezlere doğru çekmeye başladık. Çünkü o bölgelerde sürekli olaylar hakim. Arılarımızda yangından oldukça rahatsız oluyor. Ayrıca bu endişeyle yaylalara gidip arılara bakmak gibi bir duruma sahip değiliz." dedi.

Barış sürecinin bitmesiyle birlikte işlerinin tamamen bittiğini ve bal üreticilerinin de olaylardan dolayı bal üretemediklerini vurgulayan Elasan, "Bal üreticileri şuan şikayetçi. hükümetin onlara baskı yapması ve orada bir savaş ortamının olmasından dolayı bal üretemiyorlar. Özellikle balın en güzel olduğu yerlerde olayların daha yoğun yaşanması bal üretimini tamamen durdu." şeklinde konuştu.

"ESNAF KAZANCINI TURISTLERDEN SAĞLIYORDU"

Turistlerin olaylardan önce esnafa katkı sağladığını ifade eden  Elasan "İranlı turistler bizden bal almıyor, fakat komşu esnafın yüzünü gülüyordu. Esnaf kazanıyordu, bizde dolaylı yollardan iyi kazanıyorduk. Turistler Suruç patlamasından sonrada Van'a gelip alışveriş yapıyordu. Esnaf kazancının çoğunu yerli halk üzerinde değil, turistler üzerinde sağlanıyordu. Ama o da fazla devam etmedi. Bildiğim kadarıyla Ağrı'da otobüslerine bir saldırı oldu. O saldırıdan sonra da ortalıkta İranlı turist görmez olduk. Bu olayların devam etmesinden yerli halkı çekiniyor, yabancı turistler nasıl çekinmesin ki?" şeklinde sordu.

"SURUÇ PATLAMASINDAN SONRA IŞLERIMIZ DURDU"

İşlerinin durmasını ve tekrar düzelmemesinin nedenini çözüm sürecine bağlayan Elasan, "6-8 Ekim olaylarında iş yerlerimizi kapattık. Olaylardan birkaç hafta sonra işlerimiz tekrar düzelmişti. Zaten o sırada barış süreci devam ediyordu. Barış sürecinin devam etmesinden dolayı ortam tekrar sakinleşince, işlerimiz tekrar canlılık kazanmıştı. Fakat son olarak Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde meydana gelen patlamadan sonra, işlerimiz olduğu gibi kesildi. Biz işlerimizin durgun olmasını, bu olaylarla beraber barış sürecinin son bulmasından kaynaklandığını biliyoruz. Onun için tekrar daha çözümlü bir şekilde barış sürecinin  başlatılmasını istiyoruz."diye konuştu.


Daha sonra konuştuğumuz Van Arıcılar Birliği Üyesi Burhan Elasan, kış aylarında Akdeniz bölgesinde, yaz aylarında ise Doğu Anadolu bölgesinde arıcılık yaptığını söyleyerek, "Yaklaşık 10 yıldır arıcılık yapmaktayım. Kasım ayında Akdeniz bölgesine gider, orada arıcılık yaparız. Nisan ayında tekrar memleketimize döner, kendi memleketimizin yaylalarında arıcılığa devam ederiz. Üretim noktasında ise devlete katkılarımız çok fazladır." şeklinde konuştu.

BAL ÜRETICILERI SIKINTILI SÜREÇTEN GEÇIYOR

Barış Sürecinin Akdeniz'in yöre halkıyla aralarındaki ön yargıyı bitirdiğini ve aralarında barışın hakim olduğunu  belirten Elasan, hükümetin Barış Sürecini tekrar bitirmesiyle birlikte ön yargıların olacağını ve bu nedenle Akdeniz bölgesine gitmekten kaygı duyduğunu ifade ederek şunları söyledi;

"Biz kış aylarında arıcılığı Akdeniz bölgesinde yapıyoruz. Yaşanan olaylar nedeniyle Akdeniz bölgesine gitmekten çok tedirginiz. Bal üreticileri olarak çok sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Daha önceleri oranın yöre insanı sırf doğuda yaşıyoruz diye bize ön yargıyla bakıyordu. Çözüm süreciyle birlikte bu ön yargılar tamamen ortadan kalktı. Aramızda bir huzur, barış ve kaynaşma ortamı oluştu . Üretim noktasında Akdeniz'in yöre insanı bize yardımcı olurken, biz onlara yardımcı olduk. Ama şuan işler değişti,  Akdeniz'e gitmekten çok çekiniyoruz. İnsanlar bize sırf doğuda yaşadığımız için çok kötü bakıyor. Şimdi oraya gidersek bizim güvenliğimizikim sağlayacak? "dedi.