Bakan Soylu bu devrimi yapabilir

AhmetÜnlü

VAN 20.11.2017 09:29:06 0
 Bakan Soylu bu devrimi yapabilir
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Bakan Soylu bu devrimi yapabilir
Daha önce bu köşeden “İstisnai Kadro, Vali ve Açılım Üzerine İçişleri Bakanı’na öneri” başlıklı yazımda valilik müessesiyle ilgili bazı önerilerde bulunmuştum. Ancak, konunun yeterince anlaşılamadığını düşündüğüm için konuyu yeniden gündeme getirmek istedim. Bazı değişiklikler vardır ki değişiklik sonrasında dönüşüm başlar ve alışılmış ezberler bozulur. İşte dokunulmaz hale getirilmiş bu alanda nasıl bir değişiklik yapılması gerektiğini açıklamaya çalışacağız.

* Ülke yönetiminde İçişleri Bakanlığı Başbakanlık'tan daha etkindir

Ülke yönetiminde Başbakanlık dahil hiçbir kamu kurumunun İçişleri Bakanlığı kadar etkin olmadığını düşünüyorum. Çünkü taşra teşkilatında devletin ve Hükümetin temsilcisi konumundaki valilerin illerde dokunmadığı kamu kurum ve kuruluşu yoktur. Dolayısıyla ne kadar yetkin vali seçilirse sinerji o kadar yüksek olacak, dolayısıyla da değişim ve dönüşüm kendiliğinden başlayacaktır. 

Ancak, valilik seçimindeki tek kaynak sorunu sinerjiyi ciddi manada kısıtlamaktadır. Niçin tek kaynak tabirini kullandığımı açıklayayım. Mevcut valilerin tamamına yakını kaymakam ve emniyet kökenli kişilerden oluşmaktadır. İstisnai olarak da yönetsel başarısı tartışmalı olan birkaç kişi bu kaynak dışından atanmıştır. Bu durum ister istemez acaba bu kişiler kamu yönetiminde en nitelikli yöneticiler mi sorusunu gündeme getiriyor. Gerçekten böyleyse buna kimsenin diyeceği bir şey olamaz. Ama bunun böyle olamayacağını küçük bir araştırma dahi gösterecektir. Aksi olmuş olsaydı, kamu kurumlarının tamamına yakınının müsteşarlarının vali kökenli yöneticilerden oluşması gerekirdi.

Diğer yandan, valilerin yetkinliği kamu kurumları arasındaki iyi uygulamaları arttıracak ve yaygınlaştıracaktır. Çünkü, illerde valilerin talimat veremeyeceği kamu kurumu yoktur. Bu haliyle bakıldığında bırakın aynı ildeki iyi uygulamaların yaygınlaşmasını başka illerdeki iyi uygulamaların da alınması söz konusu olacaktır. Öyleyse taşrada iyi uygulamalar neden yaygınlaşamıyor? Valiler neden istenen ivmeyi sağlayamıyor? Neden istisnalar dışında temsil makamlarının ötesine geçemiyorlar? Rutin uygulamaların ötesine niçin geçemiyorlar? Bu ve benzeri soruların cevabını bulmak zorundayız.

* İstisnai kadrolar arasında bulunanvalilerin atanma yöntemi

657 sayılı Kanun'un 59’uncu maddesinde istisnai kadrolar belirtilmiş olup, bunlar arasında da valilere yer verilmiştir. Yine bu kanunun İstisnai Memurluklara Atanmada Aranacak Şartlar başlıklı 60’ıncı maddesinde; istisnai devlet memurluklarına 48’inci maddede yazılı genel şartları taşıyan kimselerden atanmalar yapılabileceği ve kuruluş kanunlarındaki özel hükümlerin saklı olduğu hükmüne yer verilmiştir. 657 sayılı Kanun'un 48’inci maddesinde ise memur olmanın genel ve özel şartlarından bahsedilmiştir. Yine bu kanunun İstisnai Memurluklara Atananlara Bu Kanunun Uygulanacak Hükümleri'ni düzenleyen 61’inci maddesinde; istisnai memurluklara atananlar hakkında bu kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümleri uygulanacağı belirtilerek istisnai kadrolara sınavsız atama yapılacağı belirtilmiştir.

* Valiler nasıl atanır ve hangi şartlar aranır?

Valilerin nasıl atanacağı 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nda belirtilmiştir. 5442 sayılı Kanun'un 6’ncı maddesinde; “Valiler, İçişleri Bakanlığı'nın inhası, Bakanlar Kurulu'nun kararı ve Cumhurbaşkanı'nın tasdiki ile tayin olunurlar. Vali tayininde 3656 sayılı kanun hükümleri cari değildir. Mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfından vali olarak atanacaklarda; birinci sınıfa yükselmiş ve birinci sınıfa yükseldikten sonra birinci sınıfa yükselme niteliğini kaybetmemiş olma şartı aranır. Valiler, lüzumunda tayinlerindeki usule göre kadro aylığı ile merkez emrine alınarak İçişleri Bakanı'nın tensip edeceği işlerde görevlendirilebilirler” hükmüne yer verilmiştir.

Görüleceği üzere, istisnai memurluklar arasında sayılan valiliğe atanmak için kanunlarda özel şartlar öngörülmemiştir. Dolayısıyla hükümetler şartları taşıyan güvendikleri herhangi birisini vali olarak atayabilirler. Uygulamada durumun hiç de böyle olmadığını söyleyebiliriz. Valilerin kökenlerine baktığımızda klasik devlet yönetim anlayışının dışına çıkılmadığını görürüz. Kaymakam ve Emniyet kökenli olmayanlar dışında vali ataması yapılmaz ve bu düzen böyle gelmiş böyle gider. Bu durum ise geniş yetkilerle donatılmış valilerin genellikle tek düze yönetim sergilemelerine yol açar. Elbette istisnalar vardır ve bu durum inkar edilemez bir gerçektir. Ülke kalkınmasında ciddi gayretleri ve başarıları olmuş kişiler vardır.

* Neden 69 yıllık kanuna dokunma gereği duyulmaz?

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu 18.06.1949 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 1924 Anayasası'na dayanılarak çıkarıldığını herhalde açıklamama gerek yoktur. Garip olan şu ki haklı olarak herkes 657 sayılı Kanun'u eleştiri yağmuruna tutarken bu 5442 sayılı Kanun'a laf eden bir kişi çıkmaz ve bu kanunun değiştirilmesi gündeme bile gelmez.

Acaba gerçekten çok güzel bir kanun mu? Yoksa zaman ilerledikçe gençleşen bir özelliğe mi sahip? Birilerinin bu soruların cevabını vermesi gerekiyor. Modern kamu yönetimi kurallarını işleteceksek 1949 tarihli bir kanunla bu işi yapamayacağımız bu kadar tecrübeden sonra herhalde anlaşılmıştır.

* Niçin başarılı müsteşarlar, genel müdürler ya da özel sektör CEO’ları vali yapılmaz?

Kendini iyi yetiştirmiş birikimli ve donanımlı özel sektör yöneticisinin veya çok başarılı bir bürokratın niçin vali olarak atanmadığını anlamak ve izah etmek mümkün değildir. Eğer ezber bozmak istiyorsak ve farklı bir yönetim sergilemek istiyorsak farklı yönetici tiplerinin valiliklerde görülmesine zemin hazırlamak zorundayız.

Hem 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun hem de 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun verdiği yetkiyi kullanarak klasik yönetim anlayışının dışına çıkarak vali atamalarındaki tek düzeliği ortadan kaldırmak zorundayız. Eğer ciddi bir kalkınma hamlesi gerçekleştirmek istiyorsak iyi yetişmiş özel sektör yöneticisinin veya bürokratın vali olarak atanmasını sağlamalıyız. Özel sektörde CEO olarak çalışmış ve her açıdan başarısını ispat etmiş bir yöneticinin niçin vali olarak atamasını sağlayamıyoruz? Özel sektörden müsteşar veya genel müdür transfer ederken niçin vali transfer edemiyoruz? Her açıdan yerli ve milli adaylar yok mu? Bu kişilerin vali olarak atandıkları illerdeki kalkınma hamlesini tasavvur dahi edemeyiz. Sadece ezberleri bozalım yeter. Bu kişilere verilecek azami iki aylık oryantasyon yeterli olacaktır.

Daha da ileri gitmek gerekirse çok başarılı bir belediye başkanının vali olarak atanması için ilk adımı atabiliriz. Nasıl ki bir siyasetçi cumhurbaşkanı olabiliyor ve partiler üstü bir konuma gelebiliyor aynı şey belediye başkanı kökenli valiler için de olabilir. Demokratik açılımdaki cesareti bürokratik açılımda da gösterebiliriz. Kanunlar müsait, tek engel oligarşik bürokrasiden gelebilir. Statükoyu yıkacak bu açılımı İçişleri Bakanı Sayın Süleyman SOYLU’nun yapabileceğini düşünüyorum. Hadi bakalım kolay gelsin.