Bakan Kurum: Van Gölü, yeşil yatırımların başında geliyor

Van Gölü Havza Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı'nda söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, çevre konusunda çok önemli projeler gerçekleştirdiklerini söyleyerek, "Türkiye'de son 20 yılda sahip olduğumuz doğ

VAN 1.06.2021 17:36:12 0
Bakan Kurum: Van Gölü, yeşil yatırımların başında geliyor
Tarih: 01.01.0001 00:00

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise bugünün Van Gölü için çok önemli bir gün olduğunu belirterek, "Bölgeyi cazibe merkezi haline getirecek Van Gölü Havza Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı kapsamında yapılan Van Gölü Sempozyumu'nun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

"Çevre kirliliği, dünyanın geleceğini tehdit ediyor"

Söz konusu çalışmalarında kendilerine destek sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a teşekkür ederek sözlerini sürdüren Bakan Kurum, "Çalışmalarımızda destekleri olan Emine Erdoğan Hanımefendiye şükranlarımı sunuyorum. Biz Anadolu'nun fethini sevgi ve şefkat ile gerçekleştirdik. Bu sevgimizi gökte uçan kuşu, toprakta biten nebatın bile hakkını binlerce yıl hep korumuştur. Ecdadımız canlı cansız tüm varlık alemine karşı s-beslediği sevgiyi, çıkardığı kanunnamelerle korumuştur. Son iki yüzyıl gelişen sanayileşmeyle insan ve doğa arasındaki denge bozuldu. Dünyanın geleceğini tehdit eden çevre kirliliği, küresel ısınma, su kıtlığı, biyolojik çeşitliliğin azalması gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Türkiye'de son 20 yılda sahip olduğumuz doğal hassasiyetle çok önemli projelerle gerçekleştirdik. 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde bu projelerimizin önemli kısmını milletimizin hizmetine sunacağız. Van Gölü çalışmalarımız bu büyük yeşil yatırımlarımızın başından gelmektedir. 600 bin yaşındaki Van Gölümüz, bünyesindeki değerlerle burada yaşamış medeniyetlere ait pek çok sırrı da bünyesinde saklamaktadır" diye konuştu.

Bakan Kurum NASA'nın yarışmasına değindi

NASA'nın düzenlediği yarışmaya da değinen Bakan Kurum, "Biz Anadolu'nun fethini sevgi ve şefkatle gerçekleştirdik. Bu sevgimiz; gökte uçan kuşun, deryada yüzen balığın, toprakta biten nebatın bile hakkını binlerce yıl boyunca hep tanımıştır. Ecdadımız canlı cansız tüm varlık âlemine karşı beslediği şefkati çıkardığı kanunnamelerle, kurduğu vakıflarla korumuştur. Fakat ne yazık ki son 200 yıldır süregelen sanayileşme faaliyetleri nedeniyle doğa ve insan arasındaki denge bozuldu. Dünyamızın geleceğini ve insan hayatını tehdit eden çevre kirliliği, küresel ısınma, su kıtlığı, tarımsal ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi çevre sorunlarıyla karşı karşıyayız. Türkiye'de, son 20 yılda sahip olduğumuz doğa hassasiyetiyle çevre konularında büyük projeler gerçekleştirdik. Önemli adımlar attık. 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde bu projelerimizin bir kısmını yine milletimizin hizmetine sunacağız. Van Gölü koruma çalışmalarımız bu büyük yeşil yatırımlarımızın başında geliyor. 600 bin yaşındaki Van Gölümüz, bu topraklarda yaşamış medeniyetlere ait pek çok sırrı bağrında saklıyor. NASA'nın düzenlediği yarışmada da gördük ki Van Gölü adaları, koyları, sahilleri, mavi ve turkuaz rengiyle bütün dünyayı kendisine hayran bırakıyor. Şimdi bu güzelliğe yeni güzellikler katmak; Van Gölü'nün, ekosistemini, balıkları ve tüm canlıları, zengin biyolojik çeşitliliği ve endemik türleri en güzel şekilde korumak adına, çok kapsamlı bir çevre koruma projesini başlatıyoruz. Bu projemizle; Van ve Bitlis'te mevcut atıksu arıtma tesislerini iyileştiriyoruz, yeni tesisler yapıyoruz. Bu kapsamda Van Merkezi İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde açılışını gerçekleştiriyoruz. Van Gölü dip tarama çalışmalarını başlatıyoruz. Böylece şehirdeki koku problemini tamamen ortadan kaldıracağız. Van Gölünün kirlilik kaynaklarından biri olan göl kıyısındaki ahırların 258'ini yıktık. Bu ahırları kuracağımız Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesine taşıyacağız. Bölgede hayvancılığın gelişimine ve şehrimizin kalkınmasına katkı sunacağız. Yine Van Gölü etrafında taşkın kotu altında kalan bölgeler için rehabilitasyon çalışmalarını en kısa sürede başlatacağız. Böylece Van Gölümüzün etrafındaki kirli görüntüyü, çarpık yapılaşmayı da ortadan kaldıracağız. Van Entegre Katı Atık Yönetim Tesisini kurarak düzensiz döküm sahasını ıslah edeceğiz. Tesisi, bu yılın sonunda hizmete sunacağız. Van ve Bitlis belediyelerimize çevre temizlik araçları, kanalizasyon, atıksu arıtma tesisi ve içme suyu gibi altyapı yatırımlarına 419 milyon lira finansman desteğinde bulunduk, desteklerimiz devam edecek. Tüm bu çalışmalarımızla, Van Gölü; çevre düzenlemeleriyle, bisiklet ve yürüyüş yollarıyla, temizliğiyle, canlı hayatıyla, masmavi sularıyla dünyanın göz bebeği olacak. Dünyada bir cazibe merkezi olacak ve bu büyük hedefi hep birlikte başaracağız" dedi.

"3 yılda 17 milyon ton kullanılabilir atığı geri dönüştürdük"

"Tüm ülkeler artık çevre sorunları karşısında 'çevre' ve 'kalkınma' olgularını birlikte ele alıyor, sürdürülebilir bir çözümler üretiyor" diyen Bakan Kurum, şöyle devam etti: "Bugün, biz de evlatlarımızın geleceği için yeşil projeler gerçekleştiriyoruz. Birleşmiş Milletler tarafından ödüllendirilen, Türkiye'nin en prestijli çevre hareketini Sıfır Atık Projemizi, Saygıdeğer Hanımefendinin himayelerinde başarıyla yürütüyoruz. Sıfır Atık Projemizle sadece 3 yılda 17 milyon ton kullanılabilir atığı geri dönüştürdük, ekonomimize 17 milyar lira katkı sağladık. Çalışmalarımızla tam 209 milyon ağaç kurtardık. Hâlihazırda yüzde 13 olan geri kazanım oranını yüzde 19'a çıkardık. 2023 yılında ise bu oranı yüzde 35'e, 2035'te yüzde 60'a çıkaracağız. Projeyle hedefimiz, 2023 yılına kadar 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamaktı. 60 bin kardeşimiz sıfır atık uygulamaları kapsamında çalışmaya başladı. 2023 hedefimizi güncelliyoruz, 150 bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Bu kapsamda 20 milyar lira olan tasarruf hedefimizi 30 milyar liraya çıkarıyoruz. Yakın zamanda kurduğumuz Türkiye Çevre Ajansı, projemizin yaygınlaşmasında ve atık yönetiminde önemli bir misyonu yerine getirecek. Van Gölü gibi birbirinden kıymetli doğal varlıklarımızı koruma altına alıyoruz. Milyonlarca metrekare büyüklüğünde millet bahçelerimizle, ekolojik koridorlarımızla ülkemizi yeşil ağlarla örüyoruz. Kilometrelerce uzunluktaki bisiklet yollarımızla, yeşil yürüyüş yollarımızla ve çevre dostu sokaklarımızla vatandaşlarımıza daha sağlıklı şehirlerde yaşama imkânı sunuyoruz. 2000'den bugüne atıksu arıtma tesisi sayımızı 8 kat artırdık. Arıtılmış atık suyun geri kullanım oranını yüzde 3,2'ye çıkardık, yüzde 5 hedefimize yürüyoruz. Türkiye'nin 8 büyük havzasında su kalitesini iyileştirmek için yürüttüğümüz altyapı yatırımlarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. Beyşehir, Meke, Mogan ve Salda gibi yüzlerce gölümüzde; doğa koruma çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

"Yerel yönetimlerimizin vazifesi başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir"

Ülkemizin tarihsel sorumluluğu yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim krizi ile mücadele yolunda başarılı adımlar attıklarını belirten Bakan Kurum, "Olumsuz etkilerini yoğun bir şekilde yaşadığımız iklim değişikliğinin su kaynaklarımızı da ciddi şekilde etkilediğine hep birlikte şahit oluyoruz. Bunun, en son üzücü örneğini, Marmara Denizimizde görüyoruz. İklim değişikliği nedeniyle deniz suyu sıcaklığındaki artış, denizdeki durağanlık ve kirlilik; müsilajın yani deniz salyasının artmasının temel nedenleri. Ekiplerimizle kirliliğe ve müsilaja neden olabilecek tüm arıtma tesislerinde denetimlerimizi başlattık. Denizin farklı noktalarından numuneler aldık. Denetimlerimizi en kısa sürede neticelendireceğiz. İklim değişikliğinin etkilerini ortadan kaldıramayız fakat kirlilikle el birliğiyle mücadele edebiliriz. Bu mücadelenin yolu da atıksularımızı arıtmaktan geçer. Her zaman söylüyoruz, çevre yatırımları süreklilik arz eder. Yerel yönetimlerimizin vazifesi başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir. Kritik önemi haiz arıtma tesisi projelerini engellemek hiç değildir. Tam aksine yerel yönetimlerin görevi; şehrini, kıyılarını, daha temiz, daha yaşanabilir kılmak için bu çevre yatırımlarına öncelik vermektir. Bakanlık olarak bizim koordinasyon, denetleme, yönlendirme vazifemiz var. Bu nedenle, 4 Haziran'da bakanlıklarımız, belediyelerimiz, akademisyenlerimiz ve STK'larımızla deniz kirliliği ve müsilaj problemine yönelik; sadece bugünümüzü değil, Marmara Denizi'nin yarınlarını kurtaracak bir çalıştay yapacağız. Marmara Belediyeler Birliğimiz ve belediye başkanlarımızla 6 Haziran'da gerçekleştireceğimiz toplantıda çalıştay sonucunda hazırlayacağımız Marmara Denizi Koruma Eylem Planını açıklayacağız. Bu eylemleri de hızlıca yerel yönetimlerimizle birlikte hayata geçireceğiz. İnşallah yürüttüğümüz tüm bu projelerle, yapacağımız çalışmalarla güzel evlatlarımız için daha yaşanabilir bir dünya, daha temiz bir ülke bırakacağız. Ben bu duygularla, programda emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyor, hepinize saygılarımı ve hürmetlerimi sunuyorum" şeklinde konuştu.