Asrın İdraki Akif’i Anladı Mı?

Cuma Obuz

VAN 23.11.2017 09:07:15 0
Asrın İdraki Akif’i Anladı Mı?
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhamı

 

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı

 

Bu sözlerin sahibi olan Mehmed Akif'in yaşantısı, yaşadığı çağdan günümüze kadar birçok mesaj barındırıyor. Bu mesajlara Akif'i Akif yapan özellikler dersek yanılmış olmayız. 

 

Nedir o özellikler; Öncelikle Akif'in şahsiyeti... 

 

Akif, yaşadığı çağ itibariyle mücadelenin, azmin, fedakarlığın beden bulmuş timsallerinden sadece biri. O, tıpkı çağdaşları Zenci Musa ve Muhammed İkbal gibi her şeyin karmaşıklaştığı bir dönemde duruşu ile kendisini ispat etmiş bir şahsiyyettir. 

 

Akif'i Akif yapan bir diğer özellik ile Kur'an ile olan eşsiz diyaloğu. Akif'in eserlerini okuyan hemen herkes görecektir ki Akif, Kur'an ile çift yönlü tepkime gibi diyalog halinde. O Allah'ın kelamının dilini de maksadını da çok iyi kavramış ve bunu da eserlerinde göstermiştir. Buna birçok örnek verilebilir ama şu şiir numuneyi imtisal olması açısından önemlidir:

 

İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de;

 

Bir ibret aranmaz mı ayetlerde ?

 

Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına

 

Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

 

Ne teze mezara okunmak, ne fal bakmak için

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

 

Ne duvarlara asılmak, ne el sürülmemek için

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

 

Ne tezhip, ne sülüs, ne hat yazmak için

 

Akif'i Akif yapan bir diğer özellik de edebiyat kabiliyeti. O, söz söylemeye bir sanat olarak bakar. O yüzden normal konuşmalarında bile binbir anlam barındırır. Bu yüzden etkilidir sözü. Yani sözün gücünü elinde tutan bir mütefekkirdir Akif. 

 

Şimdi özetlemeye çalıştığımız bu özellikler ışığında asrın idrakini sorgulayalım...

 

Akif'in kendi asrı onu ne kadar anladı? 

 

Onun içerisinde bulunduğu dönem gerçekten dünyanın ideolojik olarak yeniden kurgulandığı karmaşık bir dönemdi. Bu karmaşa sadece Osmanlı'da değil dünyanın tamamında mevcuttu. Mesela Avrupa, bir taraftan kapitalizmin temellerini atarken bir tarafta anarşizm ve komünizm tartışmalarına sahne oluyordu. Aynı şekilde Amerika'da ise yerliler ve yersizler tartışması vardı. Şarkta ise Çin, Japonya, Hindistan, Arap coğrafyaları birçok olaya gebeydi. Osmanlı ise tüm bunların arasında sıkışmış ve iç tartışmaların da etkisiyle günden güne zayıflıyordu. Ümmet şuuru giderek yok olmaya yüz tutuyordu ki Çanakkale Savaşı bu şuurun belki son ortaya çıktığı an olmuştu. İşte bu dönemde parçalanmışlıklar arasında Kur'an'a çağıran bir şairdi Akif. 

 

Onun Kur'an ile olan diyaloğu sadece şiirlerine yansımamıştı elbette. O öyle bir yaşantı sergilemişti ki Kur'an'a çağırmanın bedelini her dönemde ödemişti. Bazen Asım'ın nesli diye haykırırken aslında bir sonraki nesle seslenerek öğütler diziyordu. Kur'an şuurunu diriltmekle kurtuluşa erebileceğimizi belki de en iyi Akif biliyordu.

 

Fakat Akif'in Kur'an anlayışının tam tersine gelişen sözüm ona irfani anlayış Müslümanların zelil durumuna düşmesine neden oldu. Zira Kur'an ile bağını koparan toplum her açıdan kendisini zelil olmaya mahkum etti. Bunun en net göstergesi ise yaşanan 2 dünya savaşı sonucunda İslam aleminin paramparça olmasıdır. 

 

Arımızın idraki Akif'i anlayabilir mi?

 

Akif'i Akif yapan özelliklerin günümüzde anlaşılması hayati önem arz etmektedir. Özellikle yeni neslin sorgulayıcı, aklı ön plana alan inanç dünyasında Akif'in anlaşılması daha mümkün gözükmektedir. Fakat şu da bir gerçek ki günümüz gençliği Akif'i tanımıyor veya yanlış tanıyor. Onu ırkçı duygularla sevenlerin onu anlayamacağı açıkça ortadadır. Akif'i anlamak onun yaptığı gibi Kur'an ile diyaloğu geliştirmekle mümkündür. 

 

Kur'an ile bağları sağlam olan herkes Akif gibi fedakar, dava sahibi ve mücadeleci olacaktır. Zira bu özellikleri Akif'e kazandıran Kur'an'dır. Kur'an'ın o eşsiz motifi hem aklı hem kalbi hem de ruhu doyuran bir özelliğe sahiptir. Kur'an'a muhatap olan insan eğer fıtratına ihanet etmemişse kamil insan olacaktır. 

 

Akif'in edebiyatına da ilham olan Kur'an, insana söz sanatını da öğretecektir. Zira söz medeniyetinin çocukları olan bu toprakların insanına bu özelliği kazandıran yine Allah'ın vahyidir. 

 

Tüm bunların doğru anlaşılması ve yaşanması ile ancak asrın idraki Akif'i anlayacaktır. Fakat Akif'i ve onun gibi nicelerini anlamak için önce idrak sahibi olmak şarttır. Kur'anı okumadan, kıraat etmeden, anlamadan idrak sahibi olunmaz. Ve İdraki körelmiş zihinler Akif'i anlayamaz...