Aptallık mı Zor,İhanet mi?

Ömer Öcal

VAN 24.10.2013 12:54:51 0
Aptallık mı Zor,İhanet mi?
Tarih: 01.01.0001 00:00

Siyaset bilimi okumadım. Acaba ilk derste ne anlatıyorlar? Herhalde, “Kendiniz için istemeyin halk için isteyin, halk kendi yararına olduğuna inandığı sürece sizi takip eder.” diyorlardır. Nitekim Demirel siyasi yasaklı olduğu yıllarda şöyle konuşurdu: “Bu yasak bana değil, aslında size getirilmiştir. İstediğinizi seçmenize izin vermiyorlar.”

Meşhur hikâyedir. Osmanlı mesela bir köprü yapacak, önce İngilizlere sorar; sonra da tersini yaparmış. İngilizler siyaset dehasıdır. “Bu köprü bizim açımızdan zararlı.” diyecek değiller ya! “Bu, sizin yararınıza hizmet etmez.” derlermiş.

Osmanlı’nın bu yönteminden ben de yararlanırım. A.B.D./İngiltere ne düşünüyor merak mı ediyorum, hemen TGRT’yi açar yahut gazetelerini okurum. Biliyorsunuz V.O.A. (Amerika’nın Sesi) ile ortak yayın yapıyorlar.

Samanyolu daha sinsidir. Yağlı diken gibidir, batar; ama belli etmez. 28 Şubat günlerinde, bahsi geçen kanalın haberlerini dinlerdim. Aydın Doğan’ın yayınlarından bir farkı yoktu. Demek ki A.B.D. öyle istiyormuş.

Ergenekon’u tasfiye sürecinde Taraf’ı takip eder, Zaman Gazetesi’ni ve Samanyolu’nu heyecanla izlerdim. Demek ki A.B.D.’nin projesiymiş.

Yayınları bırakalı bir hayli zaman oldu. Bir kaç gün önce, vaktimin bol olduğu bir günde gazetelere yeniden baktım. İngiliz bir doktor kaynak gösterilmişti. En son, Taraf’ta okudum.  Doktorun söylediğine göre Suriye askerleri, “Hamile kadınların karnındaki bebekleri kim vuracak?” diye kendi aralarında sigarasına bahse giriyorlarmış. A.B.D.’nin Irak’ı işgal ettiği günlerde de benzer haberler yapılırdı: “Irak askerleri teslim olmak istiyorlarmış; ama Amerika askerleri bıyıksız olduğu için teslim olmak zül geliyormuş.” Neden böyle akıl dışı haberler yaparlar acaba? Kim bilir belki de bu haberler aptal kontenjanındandır. Kimse inanmasa yapmazlar herhalde.

Şimdi Samanyolu, benzer yayınlar yapmaya devam ediyor.  Birkaç ay önce, “İranlı kadın ajanların yerleştirdiği böcekleri” dillerine dolamışlardı, arkası gelmedi. Her fırsatta iğneliyorlar: “Kâbe baskınını yapanlar İran asıllıymış.”  Benzer yayınlara, on beş yıl abone olduğum gazeteler bile katılıyor.

Hz. Ali’ye göre, “Önce öldürüp sonra da matemini tutmak”  Muaviye taktiğidir. Ergenekoncular da aynısını yapıyordu. Mumcu’yu öldürdüler, sonra da yere göğe sığdıramadılar. Tabi katili de göstermek gerekiyor. Muaviye’ye göre Ammar’ın katili Ali’ydi. Mumcu’nun katili ise İslamcılar.

Yıllar önce, sağcı/Milliyetçi arkadaşlar P.K.K. ile uğraşırlar; Kürt sorunu hakkında benim de ne düşündüğümü sorarlardı. “Çapınıza göre bir mesele bulmuşsunuz, ben ilgilenmiyorum.” der, yüzyıllarca Avrupa’yı dize getiren bir ülkenin kendi halkıyla uğraşmasına acırdım. Şimdi Sünni Araplar Şiilerle uğraşıp, günahını da Şiilere atıyorlar. Ben Şii otoritelerinin beyanatlarını takip ederim. Ne Hamaney’in, ne de Nasrullah’ın açıklamalarında mezhepçilik yaptıklarına rastlamadım. Tersine, “Sünni büyüklerine hakaret haramdır!” diye fetva veriyorlar. Şimdi Sünniler, Osmanlı Avrupa’nın ortalarına yürürken işi gücü Osmanlı’yla uğraşmak olan Acemlerden intikam mı alıyorlar acaba?

İsrail ve Amerika dururken, din kardeşleriyle uğraşan yobazların haline acıyorum!