Anayasa sürprizleri

Ayhan BİLGEN -

VAN 19.02.2013 11:06:11 0
Anayasa sürprizleri
Tarih: 01.01.0001 00:00
Bu meclisin, “anayasa değişikliği” yapması ile “yeni anayasa” yapmasının farklı anlamlar ifade ettiğini kabul etmemekte direnenlerin bugün geldiği nokta bazıları için sürpriz olabilir. Bu kadarda olmaz, bu tartışma şimdi mi yapılır, bugüne kadar neredeydiniz, türünden tepkiler vermeye sonuna kadar hakkınız var. Emin olun iktidar partisi temsilcileri bu tartışmada ısrarcı davranırlarsa, şimdiye kadar bu boyut üzerinde bilinçli sessiz kalmayı tercih eden gazeteci ve akademisyenler, gayet hızlı biçimde yeni bir keşif gerçekleştirmiş olmanın heyecanı ile yeni duruma uygun görüşler sarf etmeye başlayabilirler.
 
Siyaset kurumunun halkı bu kadar aşağılama hakkını kendinde görmesinin en önemli sorumluları, suç ortakları, güya halkın sözcülüğünü yapan gazeteci, sivil toplum temsilcisi ve üniversite camiasıdır.
 
İktidar rotayı ne yöne çevirirse o yana dönenlerin, muhafazakar, solcu yada liberal kimliklerle karşımıza çıkıyor olmaları hiçbir şeyi değiştirmez.
 
Suriye politikasında Beşir Esad yönetimi ile ilgili analizlerin üç yıl öncesi ile karşılaştırmasını yaptığınızda bu utanç verici gerçekle yüzleşeceksiniz.
 
Kürt sorununda çözüm için kimin muhatap alınması gerektiğine dair yazılıp çizilenlere bakın aynı tutarsızlığa şahit olacaksınız.
 
Bir ülkede yönetimin insan onuruna yakışır standartlardan uzak olmasından daha kötü olan, halka kılavuzluk yapma iddiasında olanların  asgari ahlaki standartlar ve siyasal öngörüden yoksun olmasıdır.
 
“Dün dündür, bugün bugündür” sözünün ülke siyasetine damgasını vuran bir kişiye ait olmasının ötesinde, neredeyse meydanda gözüken büyük çoğunluğun kişiliğini tarif ediyor olması, karşı karşıya bulunduğumuz durumun boyutlarını gözler önüne sermektedir.
 
Toplumun bu profildeki temsilcilere mahkum hale getirilmesi, on yılların sistematik politikalarının yeni yüzler eliyle  sürdürülmesinden kaynaklanmaktadır.
 
Anayasa konusunda toplumsal ihtiyaç ile siyasal uzlaşmanın birlikte gerçekleşebilmesi için yapılması gerekenleri göze alamayanlar, şimdi yapacakları taktik manevraların alt yapısını oluşturmaktadırlar.
 
Devletin idari yapısı ile ilgili bir netleşme söz konusu olmadan, birlikte anayasa yazmaya çalışmanın komedisine birkaç ay daha şahit olacağız.
 
Yaşanan pratiğe baktığınızda, neredeyse anayasanın da hiçbir öneminin olmadığını görmeye başladığınız bir noktada, kimin kiminle ittifak yapacağı üzerine umutlar inşa etmek yada polemikler üretmek son derece anlamsızlaşmaktadır. “BDP ile olmuyor o zaman MHP ile yapalım” diyebilen bir iktidarın  anayasal önceliklerinin ötesinde “amaca ulaşmak için her yol mübahtır” anlayışı dikkate alınmalıdır.
 
Hastanın ateşini ölçmek için termometre kullanır ama vücudun içerden tükenişini görmek için, ultrason, tomografi gibi cihazlara ihtiyaç vardır. Kamuoyu araştırmalarını toplumsal nabzı tutmak için kullanabilirsiniz ama toplumsal çöküşü teşhis etmek için yeterli görmemelisiniz.
 
Türkiye bir çöküş yaşıyor ve siyasetçiler anketlerde gözüken oy oranları ile rota çizmeye çalışıyorlar.
 
Demokrasinin kokuşmasına dair siyasal sistem analizleri bundan binlerce yıl önce hem doğu hem batı bilgeleri tarafında yapılmıştı ama kimin umurunda.
 
Sürprizlere alıştırılanlar, sürprizin iyisi ile kötüsü arasında tercih yapma imkanından mahrum kalmayı da göze almalıdırlar.