Ana(dolu) İnsanı

Hasan Değirmenci

VAN 27.03.2018 12:06:44 0
Ana(dolu) İnsanı
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Ana kavramı bizim için mübarektir, muhteremdir, mukaddestir. 

Ana kaplayıcı kuşatıcı, koruyan ve kollayandır. Ana büyüktür, geniştir, çevreleyicidir, özverilidir ve fedakardır.

Ana kelimesinin yanına gelen her şey onun etki alanına girer, ana kelimesinin ayrılmaz bir parçası olur ve onunla bütünleşir.    

Mesela bütün yolların birleştiği yol anayol,  yasaların en üstünde anayasa vardır. Renklerin en belirleyici olanı ana renk gibi. 

İşim gereği Anadolu’yu geziyor ve dolaşıyorum  işte bundan dolayı Ana(dolu) insanı bende şöyle bir intiba bıraktı. 

Sanki insan kavramı ana kavramının yanına gelerek ananın tüm hasletlerini yüklenmiş ve bütün potansiyelini içinde barındırır hale gelmiş.

Şöyle ki; Ana(dolu) insanı; İnançlıdır, inancını gösteriş yapmadan, başa kakmadan yapar. Ana(dolu) insanı; Güvenilirdir. Karşısındakine güven verir, emanete ihanet etmez, ona bir halel gelmesine izin vermez, doğaldır, doğal yaşar, doğayı sever, teknolojinin esiri olmamıştır, varlık onu bozmamıştır.           Ana(dolu) insanı; İyi niyetlidir, herkesi kendi gibi bilir ve ona göre davranır, içinde kötülük beslemez. Her olaya iyi tarafından bakmasını bilir, misafirperverdir, eli açıktır, elinde avucunda ne varsa verir. Elindekini vermeyi ahlak haline getirmiştir.

Ana(dolu) insanı duygusaldır, duyguları ile hareket eder, hasbidir, hesapçı değildir, duygularına güvenir, duygularının kendisini yanıltmayacağını bilir. Saftır, temizdir ama aptal değildir. 

Ana(dolu) insanı hayrı sever, gönlü güzeldir,  her güzel işe yüreğini koyar, elini taşın altına koymaktan kaçınmaz, hayırda ve hayır işinde bütün benliği ile çalışır, çabalar. Çalışkandır, dünya ve ahiret için çalışır. Ahireti için çalışmayı dünyasından daha üstün tutar onun için birinci öncelik ebedi alemdir. Bunu bilir ve çalışmasını ona göre yapar.

Ana(dolu) insanı; İnsana, iş yapana, üretilen değere kıymet verir, onu destekler ve el üstünde tutar. Ve başarılı olması için sınırsız, hesapsız destek verir.

Ana(dolu) insanının gönlü geniştir, hiç kimseyi ötelemez, ötekileştirmez, kapısı herkese açıktır, gönlünde herkese bir yer vardır.  

Ana(dolu) insanı fedakardır, Rıza-i Bari için  canı dahil her şeyini feda etmeye hazırdır, arkasına bakmaz, gerisini düşünmez.

Ana(dolu) insanı fıtratını bozmamıştır, fıtratının bozulmasına izin vermemiştir.

Ana(dolu) insanı vicdanlıdır, kimseyi ezmez, kimsenin de ezilmesine izin vermez, özgür olmayı sever, hiçbir şeyin kendisini esaret altına almasına izin vermez. Modernizmin ve modernitenin kendisini galebe çalmasına izin vermemiştir.

Onun içindir ki  bu insanlar ana(dolu) insanı oldular ve o şekilde yaşıyorlar. 

Aslında bütün bu hasletler herkeste olması gereken değerlerdir. Maalesef metropollerde yaşayan bizler şehir hayatı, modernizm ve teknolojik yaşamın etkisiyle bize ait olan tüm güzelliklerimizi ve değerlerimizi yavaş yavaş kaybettik, unuttuk. 

Birbirimize ve kendimize yabancılaştık, birbirimizi tanıyamaz anlayamaz olduk. Şehir hayatı bize neredeyse insan olduğumuzu unutturdu. Ruhsuz robotlara dönüştük, gitgide monotonlaştık.

Artık bu işe bir dur demenin zamanı geldi ve geçiyor bile. Ağlamanın, sızlamanın, karalar bağlamanın zamanı değil. Hiçbir şeye geç kalmış değiliz, yan gelip yatmanın hiç zamanı değil. 

Bismillah deyip ayağa kalkıp gezin Ana(dolu)yu. Görün, tanıyın, tanışın, bilişin ana(dolu) insanı ile. 

Göreceksiniz bu size çok iyi gelecek, sizi kendinize getirecek ve o kaybettiğimiz değerlerimiz tekrar yeşerecek. Neler kaybettiğimizin farkına varacağız. Unuttuğumuz, ötelediğimiz, küçümsediğimiz, dalga geçtiğimiz, aşağıladığımız değerlerimizi  belki tekrar kazanacağız.

İşte o zaman geldiğimiz toprakları hatırlayıp fıtratımıza döneceğiz ve yeniden bizde ana (dolu) insanı olacağız.

Selam ve dua ile.

hilal haber