Altan Tan'dan PKK'ya HDP Çağrısı

'PKK VE KCK'DAN HDP'YE MÜDAHALE OLUYOR'

VAN 6.08.2015 10:19:18 0
Altan Tan
Tarih: 01.01.0001 00:00
 HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, 7 Haziran sonrasının 'heder edildiğini' belirterek, 'PKK'nın tek taraflı çatışmasızlık ilân etmesini ve HDP'ye daha fazla alan açmasını' istedi.

HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan son süreci Al Jazeera'dan Abdülkadir Konuksever'e değerlendirdi.

PKK'nın tek taraflı ateşkes ilan etmesi gerektiğini söyleyen Altan Tan; ‘ister devlet ister PKK; her kim tek taraflı ateşkes ilan ederse barışın tacı onun başında olacaktır' iddiasında bulundu.

Tan'ın açıklamalarından satır başları:

‘PKK'NİN HDP'YE DAHA FAZLA ALAN AÇMASI LAZIM'

Kürt siyaseti bir isyan olarak başladı, şu an siyasallaşmaya ve legalleşmeye çalışıyor. Bunun sancıları var, işte HDP de bu sancıları yaşıyor şu an. HDP'ye Kürt siyasetinin PKK'nin daha fazla alan açması lazım. Daha doğru bir alan açması lazım. Bu siyasallaşma sürecinin de hızla tamamlanması lazım. Çok uzun sürerse sorunlar çözülemez.

‘SİLAHIN DEVRE DIŞI KALMASI GEREK'

Türkiye Cumhuriyeti kurulurken de böyle oldu. Önce isyan, direniş, mücadele, Kurtuluş Savaşı, sonra siyaset geldi. Şimdi bizim söylediğimiz şu; niye olduysa oldu ama siyasallaşması lazım. Silahı devre dışına çıkarması lazım. Tabii burada bir şanssızlık daha var; en büyük şanssızlık Türkiye'nin dışındaki Kürt siyaseti devreye girdi. Mesela Suriye, Irak. Bütün bu coğrafyada silahlar konuşurken siz PKK'ye tek taraflı Suriye'de, Irak'ta 'silah bırakın' da diyemezsiniz.

Türkiye'nin içinde artık silahların susması lazım. Bunun da kararını Abdullah Öcalan verdi. 21 Mart 2013 Newrozu'nda, ‘silahlar taktik olarak değil, stratejik olarak artık Türkiye'de susmalıdır; Kürt hareketi bundan sonra Türkiye içerisindeki hak arama mücadelesini demokratik fikri ve siyasi olarak yapmalıdır' dedi. Bu noktada durmak lazım.

Maalesef,bir çatışmasızlık dönemi oldu ama maalesef nihai bir susma sağlanamadı.

‘EYLEMLER MEŞRU VE MAKUL DEĞİL'

Ceylanpınar'daki eylemde, Diyarbakır'daki trafik polisinin öldürülmesinde, başka yerlerdeki askerlerin veya Hakkâri Yüksekova'daki sivil astsubayın çarşıda öldürülmesi; bunların tamamı yanlış hareketlerdir. Yol kesmeler, araç yakmalar bunların hiçbiri meşrû, mâkûl görülemez. 

'SURUÇ'U ULUSLARARASI İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ YAPMIŞ OLABİLİR'

Dolayısıyla tabiî ki Suruç hadisesini sadece devlet değil uluslararası başka istihbarat örgütleri de yapmış, yaptırmış olabilir. 

'O ZAMAN BİZ ANKARA'YA NİYE GİTTİK?'

- Yeniden başlayan çatışmalara dönecek olursak; Demirtaş'ın, PKK'nın silah bırakması için adres olarak Öcalan'ı göstermesi ve "PKK'yı tehdit olmaktan çıkarmanın yolu müzakeredir. Buradan çağrı yapıyorum: PKK kesinlikle Türkiye'ye karşı silah bırakmalıdır" açıklamasına karşı KCK EŞ Başkanı Bese Hozat'tan cevap geldi: "HDP'den bazı kişilerin AKP'nin bu oyununa gelerek silah bıraktırma adresi olarak önder Apo'yu göstermeleri büyük bir yanlıştır. Bu, AKP'ye, "Önder Apo'ya baskı uygula" demekle eşdeğer bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ne niyetle yapılırsa yapılsın son derece apolitik, yanlış bir yaklaşımdır ve asla kabul edilemez" dedi Bese Hozat. Bu HDP siyasetine müdahale değil mi?

Şimdi bunu Osman Baydemir de söyledi. Üç, dört yıl evvel, ‘Türkiye'nin içinde silahlı mücadele dönemi sona ermiştir' dedi.

Evet, o da tekzip edilmişti Kandil'den.

Ona da tepkiler geldi Kandil'den. Tabii ki silahları durdurma kararını verecek olan Kandil'dir, İmralı'dır. Ama biz siyasetçi olarak, ‘silahlar devam etsin doğrudur' diyemeyiz veya birileri ikide bir, ‘susun konuşmayın' diyorsa o zaman bizim işimiz ne? Bize Tayyip Erdoğan da susun derse, bir başkası da susun derse, o zaman biz Ankara'ya niye gittik.

Siyaseten anlamı kalmaz.

'O ZAMAN BİZ DE EVİMİZE GİDELİM'

Siyaset yapan insanlar olarak eğer toplumun bize biçtiği bir rol ve verdiği bir vekâlet varsa kendimizce doğru nedir, yanlış nedir söyleyeceğiz. Ama bunu Kandil uygular uygulamaz. Tayyip Erdoğan uygular uygulamaz. Bu tabii ki onların bileceği bir şey. ‘Ben bilirim, sen karışma' derlerse, o zaman biz de evimize gidelim.

‘ÖLECEK OLAN BİZİM ÇOCUKLARIMIZ'

Tabii ki Türkiye'nin içinde devletin de silah kullanması son derece yanlıştır, PKK'nin de silah kullanması son derece yanlıştır. Devlet tankını, topunu kapatsın, götürsün, bıraksın demiyoruz. Biz diyoruz ki ‘Kürt sorununun çözümünde silah kullanma dönemi bitmiştir', bunu söylüyoruz. Bunu devlete de, PKK'ye de söylüyoruz.

PKK'nin de silahla gidebileceği daha ileri bir yer yok. Siyaset girecek devreye. Ha ‘girmesin' diyorsanız, çok savaşmak istiyorsanız siyasetçileri suçlamayın. ‘Buyurun savaşın' da diyemeyiz size çünkü ölecek olan bizim çocuklarımız.

'PKK VE KCK'DAN HDP'YE MÜDAHALE OLUYOR'

- PKK ve KCK'dan HDP siyasetine zaman zaman müdahale oluyor. Bu müdahaleler farklılık teşkil ediyor. Örneğin Karayılan bir zaman HDP'nin AK Parti ile koalisyon ihtimaline tepkisel yaklaşırken sonrasında Demirtaş'ın, ‘AK Parti ile koalisyon yok' yaklaşımını duygusal bulabiliyor. Karayılan dışında farklı seslerin yükseldiğine de tanık oluyoruz. Acaba KCK-PKK içinde farklı anlayışlar mı var, ne düşünüyorsunuz?

Bunu bilmiyorum, samimiyetle söylüyorum. Ama hiçbir siyasi yapı içerisinde yüzde yüz tornadan çıkmış gibi aynı düşünen insanlar olmaz. Bu siyasi partilerde de olmaz, örgütlerde de olmaz. Ama bunun teferruatını bilmiyorum.

‘PKK TEK TARAFLI ÇATIŞMASIZLIK İLAN ETMELİ'

Türkiye'deki aydınların, entelektüellerin, kanaat önderlerinin devlete de, PKK'ye de 'acilen durun' demesi lazım. Fakat burada daha can alıcı bir şey yapmak lazım. Kimin sözü kime daha fazla geçiyorsa, tırnak içinde 'kendi tarafına' o çağrıyı yapması lazım. Ne demek istiyorum; bugün keşke AK Parti milletvekilleri çıksa ve devlete, hükümete şunu söylese; ‘durun, operasyonları durdurun. Biz de bu çağrıyı PKK'ye yapmalıyız. Gerekirse ki gerekiyor; şu an tek taraflı çatışmasızlık ilan etmeli.

'BUNUN YOLU ARTIK SİLAH DEĞİL'

Devlet demokratikleşmeye mutlaka devam etmelidir PKK dağdan inmese bile. PKK'ye de şunu söylüyoruz: ‘Devlet bundan sonra hiçbir adım atmasa da bunun yolu artık silah değil.' Siyasi kanallar vardır, bu siyaset caddesini genişletip, bulvar haline getirmek lazım. Yüzde 13'ü yüzde 43'e getirmenin hesabını yapmak lazım. Türkiye halkı ile birlikte yeni bir Türkiye inşa etmenin yolunu siyasette açmak; bunu söylüyoruz.