AK PARTİNİN VANDA KAYBETMESİNİN TEK SEBEBİ!...
Bu makalem 10.06.2012 tarihinde "Koordinatörizm" adıyla yayınlanmıştı. AK Parti genel merkezinde ismi bende saklı vekillerden birine sorulan "kim bu adam" sorusuna karşılık verdiği cevap aynen şu olmuştu "ihale isteği yerine getirilmediği için yazıyor demişti." Onu Allah'a havale ederek o gün yayınlanan makalemi yeniden sizlerle paylaşmak istedim umarım AK Partinin başbakanın tüm arzusuna rağmen son üç seçimi niçin kaybettiklerini anlamış olursunuz.
"Birileri (koordinatörler) öncelikli olarak fikri, idari ve yaratıcı görevleri yerine getirirken, vatandaşlar ise başkaları tarafından belirlenen rutin işleri yapar; yani koordinatörler vatandaşların önüne neyi koyarlarsa ona uyma zorunluluğu getirir. Tartışma hakkın yok, belirleme hakkın yok, sadece siyasal yelpazenin etkisiyle zirveye çıkanların herhangi bir ile teşkilata giderek belirlediği belirleyeceği konuma göre hareket etmek desteklemek zorunluluğu getirmektedir.
Burada böyle bir misalle konunun daha iyi anlaşılmasına çalışayım. Bir yerleşim birimi düşünün o yerleşim birimini bilmeyen tanımayan birini (gözleri bağlı, artık değişen şartlardan dolayı uçakla gelinir VİP’ ten geçirilir, protokol yolu kullandırılır vs.) getirirken o şehrin gerçeklerini görmesi engellenirse, vatandaşların istekleri dinlettirilemezse, sadece ve sadece siyasal gücü ellerinde bulunduranların sınırlı sayıda kişilerle görüştürülürse o koordinatörün sağlıklı bir sonuca varması mümkün olabilir mi?..
Mesela Xaçort, Şabaniye, Eminpaşa, İskele, yalı mahallesi, kahvehane lokanta pastane ve. gibi yerlere götürülmeyip halkla görüştürülmek yerine VİP ‘ten çıkarılıp, protokol yolundan film çekilmiş camlı arabayla, kahvaltıcılar sokağına oradan hemen kahvaltıya, daha sonra deniz kenarındaki beş yıldızlı otellere götürülen birinin o beldeyi tanıması halkın taleplerini dinlemesi mümkün olur mu?..
Hep şikayetçisi olduğumuz merkezi idare anlayışının biraz daha göz boyacılığı olan koordinatörlük maalesef ilde bulunan çok sınırlı sayıda kişinin(ki, bunları belirleyenler zaten hakim olanlardır, halkın önünde barikat kuranlardır) görüşünü tüm toplumun görüşüymüş gibi lanse ederek karar aldırmaları gizli diktatörlük değil de nedir?..
Atanan her koordinatör kendi dünyasında yer eden, kendi bakış açısına uyan neyse ona göre karar alır. Birinin aldığını bir diğeri değiştirebilir. Buna ne değiştirilen, ne de tabanın itiraz etme gibi bir lüksü yoktur. Çünkü: adı üstünde “KOORDİNATÖRİZM”. Halkın talepleri ve beklentileri doğrultusunda alınacak olan kararlar hem halk açısından hem de hareket açısından oldukça önemlidir. Önemlidir, çünkü listeler halkın önüne gittiğinde eğer liste halkın istediği gibi oluşmuşsa halka sadece onaylama kalır.
Yok, sadece belirli kesimlerin belirledikleri listeler halkın önüne konulduğunda ise halk o listeleri onaylamaz tepki koyar. Onay verenlerin içinde sadece lider portresinden dolayı kerhen de olsa destek verenlerin sayısı hiçte azımsanacak kadar az değildir. Eğer bu anlayış ortadan kaldırılırsa sadece aday edilenler üzerinden değerlendirme yapılacak olursa işte o zaman durum hepten rezalet olur. Toplumsal taleplere yön vermek için kim olursa olsun isterse VİP’ ten geçenler olsun, isterse koordinatör olsun, isterse vekil olsun il teşkilatı olsun kim olursa olsun toplumun tüm katmanlarını kucaklayacak bir tutum ve davranış sergilemeleri hem kendileri açsısından hem de memleket açısından sağlıklı olur.
Her zaman realist olmak yani toplumsal gerçekleri görmek, idealist olmaktan yani hayalci davranmaktan daha iyidir. Günümüz meselelerini çözümlemeye kalkarken de en ideal olanı konuşmak belirlemek yerine gerçekçi davranmak ve içinde yaşanılan şartları iyice anlayarak çözümlemeler yapmak daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır.
Kaldı ki, bu durum tespiti size çok yabancı değil sadece parti liderinin söylem ve eylemlerine barksanız herhalde ne söylediğimi anlarsınız. Anlamak istemiyorsanız elbette ki sizi şekillendirecek olan koordinatlarınız olacaktır. Bunun ısrarı ve aşırısı deseniz de demeseniz de “KOORDİNATÖRİZM”dir. Bununda ne kadar faydası olur diye düşünecek olursanız derim ki, hiç düşünmeyi beklemeyin geldiğiniz noktayı gözden geçirin yeterlidir…"
Aradan iki yıl geçti tablo ortada, eski koordinatörlerden biriyle bir yıl önce bir otelde yaptığım görüşmede kendisine Van il teşkilatının yetersiz olduğunu söylediğimde bana "ne yapalım kardeşim size adam beğendiremiyoruz" diye tepki koymuştu. Doğrudur zaten Osman Gülaçar'da teşkilatça beğenilmemiş gerekli olan destek verilmediği için AK Parti Van'da kaybetti. Sahi işe nerden başlanmalı?..
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
