AK Parti ile MHP ittifakı ve açılan ufuk

Hasan Aksay

VAN 15.01.2018 09:31:52 0
AK Parti ile MHP ittifakı ve açılan ufuk
Tarih: 01.01.0001 00:00
 AK Parti ve MHP ittifakını, millet tarafından benimsenmiş iki köklü partinin ittifakı olarak ele almak, seçim arifesinde değil, çok erkenden ve seçimden sonrası da dikkate alındığı zaman her detay, ayrı ayrı değerlendirilip bütünleştirmeye değer detaylardır. Zira Türk siyasi tarihinde, seçim ittifakları, seçimin hemen arifesinde yapılan geçici ve tamamen seçim üzerine kurulmuş ittifaklar olmalarına rağmen başlangıçta, “Bu anlaşma burada kalmaz, demokrasiye katkı sağlayacak birlikler doğurur” diye hayal edildi ise de hem hukuki dayanıksızlığı, kısa zamanda oluş kısa ömürlü olması, bu hayallerin ümide dönüşmesine imkan vermedi. 

Dünyamızın ve bizim içinde bulunduğumuz zaman ve coğrafyanın son derece istikrarsızlaştığı, dost ve müttefik devletlerin, birbirine güvenlerinin, eski zamanların düşmanının dürüstlüğüne güveninin dahi altına düştüğü birdönemde, dünyanın zıddına Türkiye’nin güven ve istikrarını, birlik ve beraberlik yolunda ilerlemesi, mevcut dünya şartlarında düşünülmesi zor bir başarı, çıkarcılıktan uzak, manevi ve ahlaki gücünün göstergesidir. Siyasilerimizin bu vahdeti, sade Türkiye’yi değil, bütün dünyadaki barış yanlıları, mazlum ve sömürülen kitleler için, inşallah tutunacak ahlaki bir imkan olacaktır.

Geçen sömürü ve zulüm asrında, imkânsızlıklar içinde yani sosyal ve siyasi yoklukların zıddına, Allah’ın lütfu ile dünyanın en büyük nüfusu, yani insani değer gücü haline gelen İslam dünyası ve insanlığı, son derece memnun edecek, önemli bir birlik olduğunda hiç şüphe yoktur. Onun için ilk gününden bu genel görünümüyle bakmak, dikkate almak, “Siyasette ittifak ve birlik”konusunu önemseyerek yola devam etmekte yarar vardır. Bu ittifak yolu, ahlak, vatanperverlik, samimiyet ve güvene dayalı olarak herkese açıktır. Zira insan olan herkes, bu yüce insani değerlerle sorumludur. 

AK Parti ve MHP ittifakına baktığımız zaman, açıkça görülüyor ki, ülkesi için canını vermeye hazır insanlar, seçimi atlatmak için değil ülke için dayanışmalarını, vahdetle pekiştirmek için, özellikle sınırlara dayanmış düşmanakarşı beraberce durmak için şimdiden beş-altı seneyi içine alan bir kararla yola çıkıyorlar. Bu başlayış tarzı, kararıyla büyüktür. Bu ittifak, sömürü ve zulüm güçlerinin kuşatmasına karşı, milli gayretin, son derece şuurlu hareketidir. Bu vahdet şuuru, Menderes, Erbakan, Özal hareketlerinde ayağa kalktığı gibi Erdoğan’da da ayaktadır ve devam etmektedir. Şöyle ki: 

AK Parti hareketinde, beş tane güce dönüşen vahdet hareketi var: 1) Katılım oluyor. Her katılımla, parti ve millet yönetimde güç ve istikrar kazanıyor. 2) katılım oluyor. Bitmiyor. Devam ediyor. Bu devamlılık ümitleri güçlendiriyor. 3) Yeni katılımların işaretleri doğuyor. 4) Birliğe güç katan katılım ve ittifaklar kadar önemli bir husus da, müzmin muhalefet gibi parti içi çekişme, olmaması, AK Partinin uyum içinde çalışması. 5) AK Parti ilk günden itibaren önemli kitlesel katılımlar olmuştur. Bütünleşen kitlelerden biri veya diğeri, yama değil, millet bünyesinde olduğu gibi, parti bünyesinde de asli üye olmuş, kan uyuşmazlığı yaşanmamıştır. 

İnancıyla, ahlakıyla, vatan millet aşkıyla, beklentileriyle ayrı düşmemiş, aynı vücudun parçaları olarak tek vücut olmuşlardır. İnşallah hızla böyle devam ederek dünyanın barış, insanlık ve ümit ışığı olma sorumluluğunu yeniden yüklenen ve hakkıyla yerine getiren eski makamımıza milletçe otururuz.

MHP ile beraber AK Parti üç önemli birleşim ve ittifak yaşıyor. Önümüzde de güzel işaretler var. Özlenen bu birleşme ve ittifaklar, Allah’ın lütfu ile devam edecek. Şöyle ki:1) AK Parti kurulurken, 28 Şubat darbecilerinin, RP’nin kapatılması ile RP milletvekillerinin büyük kısmı katılarak, AK Parti kurucuları arasında yer aldı. Zaman geçti, 2) Devlet adamı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve arkadaşları, önemli bir gurupla AK Parti’ye katıldılar. Aynı değerlere sahip olunca uyumla, güçlenerek devam etmek elbette en güzeli. Milletçe vahdet, her zaman çok önemli. Özellikle dünya ve Türkiye şartlarının, milletçe bir ve bütün olmamızı, zaruri hale getirdiği bu günlerde. Bir süredir AK Partiye destek veren Sayın Devlet Bahçeli’nin seneleri hedefleyen kararlılığı, 3) AK Parti, MHP ittifakıyla,Türkiye’nin istikrarını bozmak isteyenlere, hayalen dahi sevinme imkânı bırakmayan bir iklim doğmaktadır.

Birleşme ve ittifaklarıngiderek büyümesi ümidini doğuran güzel işaretler de var:1) İİT’nin, Türkiye’nin başkanlığı döneminde İstanbul’da, Kudüs gibi,önemi kadar da, çetin bir konuda yapılan zirve toplantısı, son derece önemli bir katılımla toplanmakla kalmamış, ilk defa son derece önemli kararlar alınmış, BM’de başarıyla neticelendirilmiştir. Bu ışık,bütün insanlık için ümit vadediyor. 2) BBP Genel Başkanı sayın Mustafa Destici de AK Parti ile ittifaka sıcak baktığını ifade ediyor.

Bu tür müspet gelişmeler, fitnecilerin, fitnede geç kalmama gayretlerini de en üst seviyeye çıkarmasına neden olduğu ve dikkat gerektirdiği bilinen gerçeklerdir. 

Bu durum, demokratik sisteme uygunyeni ve doğru bir muhalefet tarzıdır:

Türkiye’de yıllarca “Açık oy, gizli tasnif” türü seçim sistemleriyle millete rağmen denecek derecede milletten uzaklaşan CHP, ilk seçimde muhalefete düşünce,muhalefetin temel görevi, “Millet iradesiyle doğan iktidarlara düşmanlıktır”şeklinde bir muhalefet geleneği doğurmak için çalışmış ve demokraside kötü örnek olmuştu. Şimdi Sayın Devlet Bahçeli, inşallah, sistem ve millete uygun, ahlak ve vicdanla barışık muhalefet yolunu açacak, siyaset adına fitne ve darbe devri, Türkiye’de olsun kapanacaktır.   

 SEÇİM İTTİFAKI KANUNU

Bu konuda kafa karıştıracak hiçbir husus yoktur. Fakat iki gündür TV programlarında izah etmeye çalışır gibi kafa karıştırmaya çalışan oluyor. 27 Kasım 2017 tarihli Akit gazetesinde etraflıca yazmıştım. Kısaca:

İki yol var: A) Tek liste çıkılacaksa, milletvekili sayısına göre hazine yardımı da kanunla belirlenebilir. Örneğin milletvekili nispeti ne ise, para yardımı da o olur veya üç-beş puan aşağı ve yukarı olur. Yetkili merciler hesabını yapar. B) İttifakta partilerin oyları ayrı ayrı belirlenmek isteniyorsa, yine kanunda bellidir. İttifak eden partilerden biri, oy pusulasındaki sıra çekimini yapar. İkisi aynı sırada yer alırlar. Hangisinin önce; hangisinin sonra yer alacağını kanun belirler. İki parti bir dikdörtgen çemberine alınır. Çemberin içindeki oy toplamı, seçim bölgesindeki milletvekili sayısıdır. YSK, önce toplam oya göre kazanılmış milletvekilini, sanki yalnız iki parti seçime girmiş gibi partiler arasında taksim eder. 

Milletimize ve tüm insanlığa hayırlı olsun.