Ahmet Hakan'dan Geri Vites

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında AK Parti'nin başarısının nedenlerini sıralarken muhalefeti de eleştirdi...

VAN 3.04.2014 11:22:28 0
Ahmet Hakan
Tarih: 01.01.0001 00:00

İşte Ahmet Hakan'ın "AK Parti nasıl başarılı oldu" başlıklı o yazısı:

LİDERLİK: Liderin olağanüstü hitabeti, çabası, azmi ve inandırıcılık gücü... (Bir tarafta Tayyip Erdoğan var, diğer tarafta Kılıçdaroğlu ile Bahçeli... Hitabet, çaba, azim ve inandırıcılık gücü açısından mukayese ettiğimizde karşımıza ne çıkıyor?)

-BARIŞ SÜRECİ: “Artık şehit cenazeleri gelmiyor” cümlesiyle anlatılan “barış süreci”nin halkta esaslı bir karşılık bulması, “bölünme paranoyası”nın kabul görmemesi... (CHP’nin ve MHP’nin “şehit cenazeleri gelmiyor” cümlesine verebildikleri ikna edici bir cevaplarının olmamasına dikkat lütfen.)

-MAĞDURİYET: “Ey halkım, hükümet olarak saldırı altındayız” mesajını, seçmene etkili ve doğru biçimde aktarabilmesi. (Yine mağduriyet vurgusu! Yine mağduriyet algısı! Yine mağduriyet şekillendirmesi!)

-EKONOMİ: Ekonomide ciddi ve hissedilir bir sıkıntının yaşanmaması. (“Millet cebine, parasına bakar kardeşim, gerisi lafügüzaf” diye özetlenen klişenin doğru tarafı çoktur.)

-OSMANLI: Sağ muhafazakâr seçmenin yıllardır içinde biriktirdiği “Osmanlı özlemi” hayaline bir biçimde karşılık verebilmesi. (Somut bir şey sunmuyor bu konuda AK Parti... Ama Erdoğan, “Üsküp, Kudüs, Kahire...” diye başlıyor ya konuşmaya... Bir “Kanuni Sultan Süleyman” edasıyla... İşte o edaya meftun olan çok insan var memleketimizde.)

-BASİTLEŞTİRME: Meseleleri basitleştirerek anlatabilmekteki başarısı... (Partinin entellerine, partinin gazetecilerine, partinin ideologlarına bakmayın siz... Bütün iş Tayyip Erdoğan’da... Daha doğrusu onun basitleştirerek anlatabilme yeteneğinde.)

-GÜÇ: Okumuş yazmışlarımızın “otoriterlik” ya da “otoriterleşme” diye nitelendirdiği olayı, ahaliye “güçlü liderlik” olarak satabilmekteki ustalığı... (“Abi adam dünyaya racon kesiyor, hey aslanım hey” diyenler var Anadolu kahvelerinde.)

-MEYDAN OKUMA: Okumuş yazmışlarımızın “dünyadan kopmak” olarak yorumladığı olayları, ahaliye “dünyaya meydan okumak” olarak satabilmekteki ustalığı... (“YouTube’u, Twitter’ı bile bir emirle kapattı, işte budur” diyenler var... Gerçekten var.)

-BÜYÜLÜ İLİŞKİ: AK Parti iktidarının dindar kitleye kazandırdığı özgürlük ve özgüven... Ve bundan kaynaklanan muhafazakâr kitleyle kurduğu büyülü ilişki... (Neredeyse sarsılmaz, kopmaz bağlar oluştu dindarlarla AK Parti arasında. Cemaat’le savaşa rağmen oy kaybetmemesinin temel nedeni bu.)

-DOKUNMAK: Kenar semtlerde halka dokunabiliyor AK Parti... Bunu ısrarlı ve inatçı bir politika haline getirdi... (CHP’nin bu seçimde azıcık anladığı bu dokunma meselesini, adamlar 20 yıldır belediyelerinde uyguluyor.)

-RAKİPLER: Rakiplerinin olağanüstü yetersizliği... Ve bu yetersizlik nedeniyle halkta “şimdi macera aramayalım, başımıza iş almayalım” duygusunun uyanması... (Bu duygu ortadan kalkmadan AK Parti’nin oy kaybetmesi asla gerçekleşemez.)

-ARAŞTIRMA: Kamuoyu araştırmalarına verdiği büyük önem... (Erdoğan’ın danışmanlarından en az dördünün araştırma şirketi yöneticisi olması... Buna mukabil CHP ile MHP’nin kamuoyu araştırmalarına burun kıvırmaları... Bilimsel olarak seçmenin nabzını tutmaktan kaçınmaları... Dolayısıyla seçmenin talepleri doğrultusunda politikalar üretememeleri...)

-PROPAGANDA: Devlet imkânlarını kullanması, elindeki medya organlarıyla cepheye dalması ve ortaya çıkan ağır propaganda makinesini çalıştırması... Algı yönetimini başarıyla yürütebilmesi...

-HAMLELER: Önsezisi güçlü liderlikler, sürekli doğru adımlar atar ve kayıp hanesine yazılacak puanların önünü keser... AK Parti bunu yaptı... (Bakınız: Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu gibi isimleri transfer ederek HAS Parti ve Demokrat Parti’nin küçük oy tırtıklamalarına fırsat verilmemesi.)

-YOLSUZLUK ALGISI: Yolsuzluk iddialarına yönelik cevaplarını halka iyi anlatabilmesi... (Geçen gün AK Partili bir vatandaş, “Reza’nın parası bizim para değil ki... İran’ın parası... Reza’nın İran’dan para getirmesine önayak olunmuş, daha ne istiyorsunuz” demişti.)

-CEPHELEŞTİRME: Kutuplaştırma politikaları toplumsal barışa zarar verir, ülke yönetilemez hale gelebilir. Ancak aynı politikalar, oy kazandırır. AK Parti, “cepheleştirerek kazanma” taktiğini uyguladı ve kazandı.

-ALTERNATİFSİZLİK: AK Parti’ye oy vermeyecek olan seçmenin gidecek parti bulamaması... CHP ve MHP dışında merkezde bir partinin olmaması... Alternatifsizlik yani...