Ağacın içindeki kurt!

Celal Kazdağlı

VAN 28.04.2014 10:49:14 0
Ağacın içindeki kurt!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Her şey 2011 Haziran’ından sonra değişti. Oysa ne büyük umutlarla girilmişti o seçime.

Herkes “iyi şeyler” olacağına dair umut besliyordu.

Oslo’da görüşmelerin başladığı biliniyor, seçim sonrası “Kürt Meselesi” çözülecek diye bakılıyordu.

Arap Uyanışı Mısır’da başarıya ulaşmış, Suriye değişimin ilk işaretlerini vermeye başlamıştı.

Türkiye için “yıldızın parladığı an” artık uzak değildi.

Beklenen değil beklenmeyen oldu

2011 seçim sonrası beklenen şeylerin tam tersi gerçekleşti.

Önce Oslo’da masa devrildi. Kürt siyasal hareketi ile yürüyen görüşme sona erdi.

Çözüm istemeyen güçler masayı devirdi.

BDP seçim sonrası boykot kararı aldı. “Meclis çalışmalarına katılmayacağım” dedi.

Tutuklu milletvekillerini gerekçe gösterdi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si BDP’nin peşine takıldı Meclis’e gitmedi.

PKK Silvan’da güvenlik güçlerine saldırdı; aynı gün Demokratik Özerklik ilan edildi.

Ağustos Şurası’ndan önce 4 komutan görevlerinden istifa etti. Eski Masa yıkıldı.

Bir tek Jandarma Genel Komutanı Org. Necdet Özel kaldı.

Komuta Heyeti Askeri Şura’da oluşturuldu. Yeni Masa kuruldu.

PKK’yı kullananların Yeni Masa’ya cevabı “Devrimci Şiddet” uygulamasıydı.

Her yerde aynı anda saldırdılar. Şemdinli’yi ele geçirmek istediler. Başaramadılar. O çatışmada 26 tane İsrail’de doğup büyümüş, “PKK savaşçısı” öldürüldü.

Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel Ankara’da tebrikleri kabul etmeden sahaya çıktı; PKK’ya karşı verilen mücadeleyi yönetti.

Cepheden yapılan her türlü saldırı püskürtüldü.

Kaleyi içeriden fethetme çabası

Cephe savaşını kazanma şansı olmadığını anlayan güç, kaleyi içerden fethetme yolu izledi.

Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması ile Uludere katliamı aynı zamana denk geldi.

Uludere “ağaçtaki kurdun” oynadığı en hain tuzaklardan biriydi.

Ardından MİT’e yönelik 7 Şubat yargı darbe girişimi geldi.

İçerdeki “sizdenmiş” gibi gözüken gücün ne yapacağı işte o zaman anlaşıldı.

Başbakan Erdoğan Paralel Yapı ile 7 Şubat’ta tanıştı.

KCK operasyonlarını “Şike Operasyonu” izledi. FB’ye kazandığı kupa verilmek istenmedi. Işıklar söndürüldü. Kupa Başbakan’ın devreye girmesi ile verildi.

Eski Üst Yapı, Paralel Yapı ile eklemlendi, CHP üst yönetimi ile yan yana düştü.

Gezi en özel operasyonlarıydı

İmralı’da Öcalan ile bizzat görüşüp çözüm sürecini başlatmak Yeni Devlet’in beklenmedik çıkışıydı.

Eski Masa’nın buna cevabı Paris’te öldürülen üç kadındı.

Kürtler ve Türkler o provokasyona gelmedi. Çözüm süreci 21 Mart 2013 Nevruz’u ile önemli bir bariyeri aştı.

Suriye’deki terörün içeriye taşınma çabaları sonuç vermeyince en hassas eylem devreye sokuldu.

Gezi Parkı eylemleri sivil toplumu öne çıkartma çabasıydı ve bunda başarılı oldular.

Paralel Yapı’nın eski tecrübeli kadrolarla bizzat sahada çalıştığı ve başarıyı bir ölçüde yakaladıkları bu deneme ile ağacın içindeki kurt açığa çıktı.

17 Aralık öldürüleceğini anlayan kurdun erken hamlesiydi.

Millet cevabı 30 Mart’ta verdi.

Haşim Kılıç’ın konuşması “siniri bozulan adamın ağlaması”ndan başka bir şey değildi.

Ya da ağacın içindeki kurdun ölümü.