Adalet İçin Yatıp Kalkıp Roboski Diyeceğiz.

MAZLUMDER'DEN AÇIKLAMA

VAN 3.04.2013 14:39:36 0
Adalet İçin Yatıp Kalkıp Roboski Diyeceğiz.
Tarih: 01.01.0001 00:00
Adalet İçin Yatıp Kalkıp Roboski Diyeceğiz.
 
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nun 28 Aralık 2011’de sınır ötesi operasyonla Türk Hava Kuvvetlerine bağlı uçaklarca 34 köylünün bombalanarak katledilmesi olayını araştırmak amacıyla oluşturduğu Uludere Alt Komisyonu'nun hazırlamış olduğu raporu oy birliğiyle kabul etmesi üzerine, 03 Nisan 2013 tarihinde Van MAZLUMDER şube binasında yaptığı açıklamayla, barış süreciyle birlikte oluşan bu olumlu atmosferde toplum vicdanının bir kez daha bombalandığı vurgusu yapıldı. Basın açıklamasını şube başkanı Yakup Aslan okudu.
 
 
Adalet İçin Yatıp Kalkıp Roboski Diyeceğiz.
ROBOSKİ katliamı faillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından aklanması ve maktul ailelerinin adaletten ümit kesecek tarzda ötekileştirilmiş olmalarını protesto etmek için bugün yine buradayız. Adalet gelinceye, bu katliamın asıl sorumluları bulunup, cezalandırılıncaya kadar ‘yatıp kalkıp, ROBOSKİ’ diyeceğiz. Bir kez daha tekrarlıyoruz: “ROBOSKİ’de karlar üzerinde can çekişenleri, mağdur ailelerinin acısını, yapılan bu zulmü unutursak, kalbimiz kurusun.” 
Faili malum bu cinayetin sorumlularının, Türkiye Büyük Millet Meclisi eliyle gizlenmesini, zulümden yana bir duruş sergilenmesini ve suçun meşrulaştırılmış olmasını, protesto etmek için buradayız. Katiller aklanarak, ROBOSKİ mağdurlarının bir kez daha katliamın acısını, yeniden yaşamaları sağlanmıştır.          Hiçbir insan vicdanının kabullenmeyeceği, bu toplu cinayetin “failleri tespit edilemedi(!)” türünden bahanelerin arkasına sığınarak resmi raporun kabul edildiği, trajikomik yeni bir gelişmeyle sarsılmış bulunuyoruz. Olay sonrası, yaralıların yardımına gitmeme, yaralıları ve cesetleri taşımakla meşgul olan köylüler üzerinde alay edercesine helikopterlerle dolaşma, maktullerin yakınlarını ve katliamdan kurtulanları tutuklama, yargılama ve cezalandırma türünden insan hakları ihlallerine, hukuksuzluğa karşı sesimizi yükseltmek için buradayız. 
28 Aralık 2011’de Türkiye savaş uçakları, Irak sınırında, ‘sınır ticareti’ yapan 38 kişiyi saatlerce bombaladı,              34 köylünün ölümüyle sonuçlanan bu bombardımanı araştırmak üzere TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından oluşturulan failleri tespit edilemediği(!), katliamın kasten yapıldığına dair herhangi bir bulguya ulaşılamadığı vurgusunun yapıldığı, Uludere Alt Komisyon Raporu, oy çokluğuyla kabul edildi. Rapor, Komisyon gündemine alınıp oylandıktan sonra resmileşecek ve Diyarbakır’da davanın görüldüğü mahkemeye gönderilecek.
Her gün rutin bir ‘sınır ticareti’ olarak, kimi zaman 100’e yakın kişinin Irak tarafına gidip geldiği bir bölgede, Türkiye sınırına yaklaşmakta olan grubun ‘’kaçakçı’’(!) olup olmadığı sorusu, sınır birliklerine ve istihbarat kaynaklarına sorulmadan, hava saldırısına hedef yapılarak katledilmelerinin ardından, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonundan bütün toplum vicdanını ikinci kez bombalayan böyle bir raporun geçmiş olması, vicdanları bir kez daha yaralamıştır. Olayın başından beri sürekli olarak insan hakkı ihlalleri, bariz bir şekilde sergilenmiş, insanlık onurunu inciten çok yönlü hukuksuzluklara rağmen, raporda olayın aydınlanmasına yönelik bir çabaya yer verilmemiştir. Toplum vicdanında, ROBOSKİ katliamının suçlularını ortaya çıkarma zemininde gerekli ve yasal mekanizmayı harekete geçirmediği için olayın sorumlusu hükümet olarak görülmektedir. Kamuoyunda oluşan bu algının gereğince katliamı aydınlatmak, suçluları tespit edip haklarında idari ve cezai soruşturmanın gereklerini yerine getirmek hükümettin sorumluluğundadır, bunun yapılmadığı gözlenmektedir. Buna rağmen içlerinde bölgeden de vekillerin bulunduğu komisyonun, vicdanın ve adaletin aklıyla değil, devlet(!) aklı denilen paranoya ile raporu hazırlayıp kabul etmesi, katliamın maddi boyutuna da ortak olması sonucunu doğurmuştur.
Maktullerin ve yakınlarının kar üstünde kendilerine uzanacak bir eli beklerken, olay gününden bugüne kadar evlerinden matem eksik olmayan köylülerin, anaların ve daha sonraki hukuk sürecinde ortaya çıkan sonuçtan dolayı çektiğini düşündüğümüz acıları MAZLUMDER camiası olarak paylaştığımızı ve adaletin icra edilmesi gerçekleşinceye kadar bu duruşumuzu sürdüreceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz. Bu olayın failleri ve sorumlularının Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğiz. Barış sürecinin ülkede olumlu bir havaya yol açtığı, insanların geleceğe dair ümitlerini yeniden hayata hakim kıldığı bir zamanda, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu/Uludere Alt Komisyonun 15 ay adalet ümitlerinin diri kalmasına vesile olduktan sonra, böyle bir raporu kabul edip bu süreç içerisinde açıklanması da manidardır.
 
Buna rağmen, kanın durmasını sağlayacak her türlü girişim değerlidir ve MAZLUMDER olarak bu çabaları desteklediğimizi de kamuoyuna ilan etmeyi gerekli görüyoruz. Anaların ağlamaması ve gencecik insanların, kanının akmaması adına bu sürecin desteklenmesi insani bir zorunluluktur.
Barış sürecinin, doğru kararları da kendisiyle birlikte getireceğinin umudunun bir belirtisi olarak Van Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Bekir Kaya, Cüneyt Caniş ve diğer bazı siyasi tutukluların tahliyelerini umutların yeniden yeşermesi açısından olumlu görüyoruz.
 
Basın ve kamuoyuna saygılarımızla.
 
                                                                  Yakup Aslan
                                                                    MAZLUMDER Van Şube Başkanı