Abdulhakim Beyazyüz, Müslümanların Siyasetini Değerlendirdi

Abdulhakim Beyazyüz, bu haftaki Cuma hutbesinde Müslümanların Siyaseti konusunu üzerine tespit ve değerlendirmelerde bulundu.

VAN 18.10.2014 19:56:44 0
Abdulhakim Beyazyüz, Müslümanların Siyasetini Değerlendirdi
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Konuyu çağdaş dünyada Müslümanların siyasal dil ve tutumda düştüğü zaaflar üzerinden değerlendiren Beyazyüz, hutbesinde konuyla ilgili olarak yer yer Siyer örnekliğinden kalkarak ufuk açıcı karşılaştırmalar yaptı.

Bu bağlamda Rasulullah’ın kendi toplumu içerisinde bir mücadele fıkhı ve dili geliştirdiğine dikkat çeken Beyazyüz, şu ilgili çekici saptamalarda bulundu:

“Rasulullah (s) efendimizin pratiğinde bizim için güzel örneklikler var. Rasulullah (s) efendimiz içinde bulunduğu toplumda, o toplumsal şartların gerektirdiği fıkhı sürekli yenilemesi gerektiğinin bilincindeydi. Ve belirli bir değeri merkeze alarak sürekli kendisini ve fıkhını yeniliyordu. Mekke toplumunda arkadaşları işkenceyle öldürülmesine rağmen asla eline silah almıyordu. Halbuki pekala bazılarını öldürebilirdi. Hatta Akabe gecesinde ‘Eğer emrederseniz buradaki Müslümanlarla birlikte bir baskın düzenleyelim?’ diye teklifte bulunan 72 kişilik Ensar grubuna ‘Hayır’ diyordu. Bakıyoruz Rasulullah (s) efendimiz içinde bulunduğu topluma göre bir fıkıh oluşturuyor. Bakıyoruz Ammar Bin Yasir, Yasir ve Sümeyye (r) işkence altında ama Rasulullah (s) efendimiz onlara ancak ‘Sabredin ey Yasir ailesi! Size cennet var.’ diyebiliyor. Rasulullah (s) efendimiz korkak olduğu için bunu yapmıyor. Rasulullah (s) efendimiz onları düşünmediği için bunu yapmıyor. Şartlar imkan vermediği için bunu yapıyordu. Her kabile bir devlet gibi idi ve müdahalesi kabileler arası çatışmaya dönüşecekti. Rasulullah (s) efendimiz anın fıkhını yerine getirirken ‘Ebu Talip oğulları müşriktir, Muttalip oğulları müşriktir. Ben onların himayesine girmem.’ demiyordu. Tersine başta amcası Ebu Talip müşrik olmasına rağmen Haşim oğulları ve Muttalip oğullarının aşiret durumundan en üst derecede yararlanıyor ve İslam’ın ilk tohumlarını müşrik olan bu aşiretlerin desteğiyle, onların koruması altında atıyordu. O toplumun fıkhı buna imkan veriyordu. Rasulullah (s) de bundan yararlanıyordu… Rasulullah (s) efendimizin Taif dönüşü Mekke’ye yeniden girmesi de yine buna bağlıydı. Bu nedenle birkaç kişiye himaye talebini iletti. İlk iki kişi reddetti. Ancak üçüncü bir kişi onu himayesine aldığında Mekke’ye yeniden girebildi. Zayıflamış olarak… Ve oradaki mücadelesine devam edebildi. Yeni arayışlarını sürdürdü. Bunu yaparken bugünkü anlamda sistem içi araçlardan en güzel bir şekilde yararlanmaya devam ediyordu. Mesela Panayırlar bunlardan birisiydi. Ki Panayırlar bugünkü uluslararası fuarlara denk geliyordu. Mekke müşriklerinin dini de aslında bugünkü Amerika ve Avrupa’daki gibi çıkara, ticarete ve paraya dayalıydı…”

Abdulhakim Beyazyüz’ün “Müslümanların Siyaseti Üzerine” hutbesinin video kaydı: