AB sınırlarında 23 bin mülteci yaşamını yitirdi

Her yıl yüzlerce hatta binlerce göçmen Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere geçiş yapmak isterken yaşamını yitiriyor.

VAN 6.04.2014 22:23:00 0
AB sınırlarında 23 bin mülteci yaşamını yitirdi
Tarih: 01.01.0001 00:00

 

Sivil toplum kuruluşları tarafından AB ve değişik kaynaklardan alınan bilgiler incelenerek yapılan bir incelemeye göre ise Avrupa yolunda yaşamını yitiren göçmenlerin sayısının gerçekte çok daha fazla olduğu ortaya çıkıyor.

Geçtiğimiz Ekim ayında İtalya’nın Lampedusa Adası açıklarında 360 kişinin yaşamına mal olan facia sonrası, AB’nin sınırlarını koruma politikasının katliamlarda etkisinin olduğu gündeme gelmişti.

ANF'nin haberine göre, 560 kadar sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu UNITED ağı tarafından yapılan incelemelerde yaşamını yitirenlerin sayısının daha fazla olduğu ortaya çıkıyor. UNITED tarafından yapılan incelemelerde bu yüzyılın başından itibaren yaşamını yitiren mültecilerin sayısının 23 bin olduğu ortaya çıkıyor ve bu da Avrupa Birliği (AB) tarafından yayınlanan rakamlardan 5 bin daha fazla.

5 BİNLİK FARK ÇELİŞKİ İÇERMİYORMUŞ

Araştırmada yer alan Fransız gazeteci Nicolas Kayser-Bril, Avrupa yolundaki mülteci facialarında yaşamını yitirenlerle ilgili verilerde, bazı olayların yer aldığı ancak bazılarının ise görünmediğine dikkat çekiyor. Kayser-Bril, “Bu şekilde, kurbanların sayısının bilinenden fazla olduğunu tespit ettik ve gazete haberleri ile diğer kaynakların bilgilerini de değerlendirmeye aldık” sözleriyle rakamlar arasındaki çelişkileri ifade ediyor.

Alman Deutsche Welle televizyonuna konuşan AB Komisyonu İçişleri Komiserliği sözcüsü Michele Cercore ise, rakamlar arasındaki farkların AB’nin rakamları ile çelişki içermediğini iddia etti.

AB VE ÜYE DEVLET YETKİLİLERİNİN BİLGİSİ YOK


Gazeteci Nicolas Kayser-Bril ise, AB ve üye ülke yetkililerinin Avrupa yolunda hayatını kaybeden göçmenlerin sayısı ile ilgili net bilgilere sahip olmadıklarına dikkat çekiyor. Kayser-Bril, “Hem AB hem de devletler nezdinde birçok resmi organ ile temasa geçtik. Ve maalesef kimsenin Avrupa yolunda yaşamını yitirenlerin sayısı ile ilgili en küçük bir fikri bile olmadığını gördük” diyerek, duruma açıklık getiriyor.

HEDEF MÜLTECİYİ DEĞİL, AB’Yİ MÜLTECİYE KARŞI KORUMAK

AB’nin mülteci politikası son yıllardır birçok eleştirinin odağında. Birlik, şimdiye kadar sürekli olarak ‘mültecilerin yaşamlarını korumak istediklerini’ söylemelerine, binlercesinin yaşamına mal olan sert önlemler almayı da ihmal etmiyorlar. Zira üye devletlerin en önemli politikası mültecileri korumaktan çok, birliğe mülteci akınının önüne geçmek.

Sürekli yenilenen teknoloji ile donatılan Eurosur adı verilen AB sınır kontrol mekanizması nedeniyle mülteciler birlik sınırlarına giremeden engelleniyorlar. Zaten bu nedenden dolayı da AB artık ‘Avrupa Kalesi’ olarak da adlandırılıyor.

FACİA KARAYA AZ BİR MESAFEDE YAŞANMIŞTI

Avrupa Sınır Polisi (Frontex) de aldığı önlemler ile bu katliamların çoğalmasına yol açıyor. Frontex, resmiyette sınırları korumanın yanında, denizlerde ölümle yüz yüze kalan göçmenleri de korumayı hedefliyor. Ancak, AB sınırlarını korumayı temel görev olarak gördüğü, yaşanan facialar ile daha net açığa çıkıyor. Sadece geçtiğimiz Ekim ayında yaşanan Lampedusa faciasında 360 göçmen yaşamını yitirmişti ve facia karaya sadece birkaç yüz metrede yaşanmıştı.

ÖNEMLİ OLAN GELİNEN YOLLARIN NE KADAR GÜVENLİ OLDUĞU

UNITED adlı sivil toplum kuruluşu ağı yöneticilerinden Geert Ates’e göre de AB’nin ‘kıtayı göçmenlerden korumaya odaklı göç ve mülteci politikası ölümlerde rol oynuyor.

Ateş, “Mülteciler hangi yolla olursa olsun her zaman gelecekler. Sorun, bu yolun ne kadar tehlikeli olduğu ve birçoğu bu nedenle yaşamını kaybediyor” diye konuşuyor.

Ateş, AB’nin mülteci politikasını değiştirmesini beklemenin pekte mantıklı olmadığını ve AB için önemli olanın sınırlarını kapatmak olduğunun da altını çiziyor.

AB SADECE VAAT ETMEYE DEVAM EDİYOR


AB ile Afrika ülkeleri arasında 2-3 Nisan tarihleri arasında yapılan zirvede de birlik temsilcilerinin oldukça temkinli davranmaları dikkat çekmişti. Birlik temsilcileri, önümüzdeki dönemde Lampedusa benzeri faciaları önlemek istediklerini iddia etseler de, kesin olarak hangi önlemlerin alınacağı ve ya ne kadar kişiye yasal göç yollarının açılacağı konusunda da bilgi vermekten çekinmişlerdi.