28 Şubat ve Gezi’nin beyaz yakalı faşistleri

Eksiksiz her darbeyi destekleyen ama hep itibarlı kalmayı başaran gazeteci ve yazarlar, 28 Şubat’ta ‘darbe eğitimi’nde kazandıkları deneyimi şimdi çapulcuların hizmetine sunuyorlar.

VAN 17.09.2013 11:21:39 0
28 Şubat ve Gezi’nin beyaz yakalı faşistleri
Tarih: 01.01.0001 00:00

"Şu günlerde plajdan dönen beyaz yakalı çapulcular, özellikle Kadıköy’ü merkez alarak her gece yollara barikatlar kurarak ateşe veriyorlar, molotofkokteyli atarak demokrasi(!) gösterileri yapıyorlar. Anlayacağınız, bankalarda, itibarlı holdinglerde çalışan, iyi arabalara binen, pırıltılı plajlarda güneşlenen bu beyaz yakalı arkadaşlar geceleri kendilerine eğlenceli bir demokrasi işi buldular; sokakları terörize etmek... 
Gece maskeli, gündüz dijital takılan bu beyaz yakalı sınıfın taşlı sopalı eğlencelerinin arkasında aynı zamanda güçlü bir medya desteği var. Eksiksiz her darbeyi destekleyen ama hep itibarlı kalmayı başaran gazeteci ve yazarlar, 28 Şubat’ta ‘darbe eğitimi’nde kazandıkları deneyimi şimdi çapulcuların hizmetine sunuyorlar." 

 

Akşam yazarı Mehmet Ocaktan'ın yorumu:

28 Şubat ve Gezi’nin beyaz yakalı faşistleri

Bilmem dikkat ediyor musunuz, Türkiye’deki bazı medya grupları, gazeteciler, yazarlar şu günlerde devam etmekte olan 28 Şubat yargılamasını adeta görmezden gelerek etrafından dolaşmayı tercih ediyorlar. Ortada 28 Şubat var, yandan geç… 

Biliyoruz ki, dün 28 Şubat’ta kirli işlere bulaşan, darbecilerle aynı yatağa giren gazeteci ve yazarlar, sözde sivil toplum kuruluşları ve tuzu kuru beyaz yakalı faşistler, bugün de Gezi’nin etrafında kenetlenerek benzer bir senaryonun icrasında görev almış bulunuyorlar. 
Her ne kadar millet iradesine karşı sergiledikleri vandalizmi bir demokrasi ve özgürlük hareketi olarak ambalajlanmaya çalışsalar da 28 Şubat’ta nasıl bir ‘toplum mühendisliği’ projesinde görev almışlarsa, bugün de aynı ezberi tekrarlıyorlar. 
Gezi’yi başlatan gençlerin iyi duyguları üzerine faşizmin bütün renklerini katarak karanlık bir Türkiye fotoğrafı yaratan kirli akbabalar, bu fotoğrafı demokrasi ambalajına sararak Batılı paydaşlarına pazarlama konusunda da başarılı bir iş çıkardılar. 
Şu günlerde plajdan dönen beyaz yakalı çapulcular, özellikle Kadıköy’ü merkez alarak her gece yollara barikatlar kurarak ateşe veriyorlar, molotofkokteyli atarak demokrasi(!) gösterileri yapıyorlar. Anlayacağınız, bankalarda, itibarlı holdinglerde çalışan, iyi arabalara binen, pırıltılı plajlarda güneşlenen bu beyaz yakalı arkadaşlar geceleri kendilerine eğlenceli bir demokrasi işi buldular; sokakları terörize etmek... 
Gece maskeli, gündüz dijital takılan bu beyaz yakalı sınıfın taşlı sopalı eğlencelerinin arkasında aynı zamanda güçlü bir medya desteği var. Eksiksiz her darbeyi destekleyen ama hep itibarlı kalmayı başaran gazeteci ve yazarlar, 28 Şubat’ta ‘darbe eğitimi’nde kazandıkları deneyimi şimdi çapulcuların hizmetine sunuyorlar. 
Hatırlayalım, 28 Şubat’ın en acımasız günlerinde medya kurumlarının başındaki bir numaralı aktörler, yazarlar çoğu kez asker gibi düşünerek hatta çoğu kez askerden bile daha öfkeli bir edayla manşetler attılar, yazılar yazdılar, programlar yaptılar. Bütün bunları korkuyla değil, özellikle İslami kesimlerin en temel özgürlüklerinin ellerinden alınmasına inandıkları için yaptılar. 
Bunun için yeni bahaneler üretmeye, etraftan dolaşmaya hiç gerek yok. Dönemin gazetelerinin, televizyonlarının her günü 28 Şubat’ın delilleriyle doludur. Dolayısıyla, darbe suçuna ortak olanların hiçbirisi, “Biz korktuk ve bu işin ortağı olduk” diyerek bu işten paçayı kurtaramazlar. 
Postmodern darbe döneminde millet iradesine karşı oluşan yıkım ekibinin içinde yer alan medya gruplarının hatırı sayılır bir bölümü, bugün de o günkü politikalarını aynı şekilde yıkım işlerine endekslemiş bulunuyorlar. 
Yani, Gezi etrafında oluşan antidemokratik yapı ve halen sürdürdükleri yıkıcı eylemler, bir bakıma “28 Şubat’ı yeniden ihya” projesinin parçalarıdır. Çünkü bu yapı dün olduğu gibi bugün de aynen muhafazakâr çoğunluğa, dini olana, Kürt meselesine ve demokratik olana karşıdır. 
Hemen belirtelim, geçmişteki günah defterleri hâlâ açık olan medya ve siyaset aktörlerinin, Gezi’nin etrafında 28 Şubat benzeri yeni bir faşizm dalgası oluşturma heveslerini çok iyi gördük, millet de gördü… 

Akşam