Tandoğan: 'Arıcılık 2 yıl içinde bitebilir'

Van Arıcılar Birliği Başkanı Halil Tandoğan, küresel ısınmanın doğada yarattığı değişikliklere karşı yeni önlemler alınmazsa arıcılığın 2 yıl içinde bitebileceğini ve en az 50 yıl bu sektörün toparlanamayacağını söyleyer

TARIM VE HAYVANCILIK 9.08.2021 11:20:10 0
Tandoğan: 'Arıcılık 2 yıl içinde bitebilir'
Tarih: 01.01.0001 00:00

Dünya ve Türkiye genelinde olduğu gibi Van’da da bu yıl yaşanan aşırı kuraklık hali arıcılık sektörünü de vurdu.
Van Arıcılar Birliği Başkanı Halil Tandoğan, yeni koşullar için yeni önlemler gerektiğine vurgu yaparak, üniversiteye ve ilgili kurumlara çalıştay çağrısı yaptı.

YÜZDE 60’LIK KAYIP

Van genelinde sektör dahilinde yapılan üretimin bu yıl geldiği aşamaya ilişkin bilgi veren Tandoğan, ciddi bir verim kaybı olduğundan söz etti.
Verim kaybının yanı sıra arı ölümlerinin de söz konusu olacağını ifade eden Tandoğan, şunları söyledi:
“Bu sene kuraklığı iliklerimize kadar yaşadık. Kuraklık nedeniyle bu sene inanılmaz bir verim kaybı var, öyle gözüküyor. Bugünlerde de zaten hasada başlayacağız. Verimle ilgili şunu söyleyebilirim; geçen seneye göre yüzde 60’ı yok. Bununla beraber her anlamda zarardayız, 12 ay boyunca yaptığımız bunca masrafı karşılayamayacağız. Bir de daha da önemlisi kuraklıkla beraber bizim endişemiz arı ölümleri de artacak. Sağlıklı beslenmeyen bir arının bağışıklık sistemi zayıf düşüyor, direnç sağlayamıyor hastalıklara karşı. Ki önümüzde uzun bir kış var ve bu arılar beslenemediği zaman, yeterince bal yemedikleri zaman bunun bahara çıkma şansı çok zayıf. Bu nedenle en azından yüzde elliye yakın bir arı kaybı da yaşanacak endişesindeyiz.”

"BÖYLE DEVAM EDERSE 2 SE
NEDE BİTER”

Kuraklığın önümüzdeki yıllarda da aynı şekilde veya daha ağır devam etmesi durumunda arıcılığın bitebileceğini belirten Tandoğan, şöyle devam etti:
“Kuraklık çok sıkıntılı, ömrümüzde böyle bir sezon, böyle bir yıl görmedik. Küresel ısınma dediklerinde biz bunu ciddiye almamıştık. Bununla ilgili aslında bizim üst akıl, işte üniversiteler, bilim insanları oturup bununla ilgili değerlendirme yapmalı. Eğer gelecek sene de böyle devam ederse tamamen bitecek bu sektör. Çünkü hem kazançsız hale gelecek hem de üretici verim alamayacağı için mevcut arısını da kaybedecek. Bu nedenle çok ciddi önlemler almak lazım. Yani üretim tekniklerini değiştirmek lazım, bazı alışkanlıkları, teknikleri, bildiğimiz şeyleri değiştirmemiz lazım. Bunun için çok ciddi bir kafa patlatmak lazım. Dediğim gibi bu durum 2 sene daha devam etsin, arıcılık belki 50 yıl yapılmamak üzere bırakılır, terk edilir, bu kadar net söylüyorum.” 

ÜRETİCİNİN ELİ KOLU BAĞLI
Üreticinin kendi başına önlem almasının söz konusu olmadığını, konunun doğadaki değişimle ilgili olduğunu söyleyen Tandoğan, şunları aktardı:
“Şimdi arı ne satılabilir ne elden çıkarılabilir. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Tamamen bal olmadığı zaman kimse müdahale edemez, bu doğayla ilgili bir durum, ağaç gibi gübre vermekle, budamakla olacak bir iş değil bu. Yani ekosistemi koruyan bu arının yok olmasına insanların dikkat çekmesi gerektiğini düşünüyoruz. İlgili kurumların bu işe eğilmesi lazım. Yoksa eğer biz ara verirsek arıcılığa, bunun toparlanması belki 50 yılı alır, belki daha fazla.” 

ÇALIŞTAY ÇAĞRISI

Van Arıcılar Birliği Başkanı Halil Tandoğan, sektörün devamı ve doğanın dengesini de ilgilendiren sorunun çözümü için çalştay önerisinde bulundu.
İlgili kurumların bir araya gelerek alınacak önlemler ve yeni üretim teknikleri konusunda bir kararlaştırmaya varmaları ve uygulama alanına aktarılması gerektiğini belirten Tandoğan, şunları kaydetti: 
“İlimizde resmi kayıtta arıcılık yapan yaklaşık bin 140 tane işletme var. Bunun dolaylı istihdamı 5-10 bin rakamına tekabül ediyor. Yani sonuçta bu önemli de bir ürün. Hem doğadaki tozlaşma, tarım girdileri hem de insanın besin değeri ile alakalı bir ürün. Sağlık açısından da önemli yani. Diğer yandan ilin tanıtımına katkı sağlayan bir ürün, prestijli bir ürün. Bu anlamda şu an kara kara düşünüyoruz. Elimizden de bir şey gelmiyor. Ama eğer ki bununla ilgili bir eylem planı, bir çalıştay olursa belki orada o beyin fırtınasıyla bir şeyler çıkabilir, önlemler alınabilir. Bir de teknikler, modeller değiştirilebilir diyorum. Üniversite bu konuda başı çekmelidir. Bu konuda kurumları göreve davet ediyoruz.” 
Özel Haber: M. Selim KURT

Kaynak: (Prestij Haber Merkezi) - Prestij Haber Merkezi