MİSVAK, her zaman olduğu gibi gündemi karikatürize etmede maharetini ortaya koydu.
Dergi, 6 Ağustos 2020 tarihinde Twitter hesabından paylaştığı karikatüründe, Hz. Yusuf ve Züleyha’nın bir kıssasına gönderme yaptı.
İstanbul Sözleşmesi ile "Kadının beyanını yeterli gören" kanunlar karşısında mağdur edilen erkeklerin sesi olan derginin bu ince göndermesini anlamaktan yoksun bazı zevzekler dergiye tepki gösterdi.
Zevzeklerin yersiz tepkisi nedeniyle çok geçmeden derginin sosyal medya hesabı geçici olarak kısıtlandı.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE GÖRE HZ. YUSUF TACİZCİ
Mevcut kanunlara göre Misvak dergisinin karikatüründe olduğu gibi Hz. Yusuf Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılanacak olsa yalan söyleyen ve iftira atan Züleyha karşısında - ki bu Züleyha'nın devlet yöneticisinin hanımı olduğu da düşünüldüğünde - alacağı ceza en az 40 yıldı.
Bu inceliği dahi görmek istemeyen bazı zevzek müslümanların tepkisini görünce müslümanların alması gereken çok yol olduğu anlaşılıyor. İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması adına tepkilerini dile getiren çevrelere en güzel şekilde tercüman olan MİSVAK dergisinin bu karikatürünü sözleşmeye karşı çıkan tüm çevrelerin sloganlaştırması gerekirken tepki vermesi gerçekten şaşırtıcıydı.
Aklı başında bir müslümanın MİSVAK'ın bu karikatürünü ele alıp "HZ. YUSUF İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE GÖRE TACİZCİ Mİ?" deyip gündem oluşturmalıydı.
TASAVVUFUN ÇARPIK DİN ANLAYIŞININ SONUCU
Bilindiği gibi Tasavvuf/ tarikatların yanlış din sunumu nedeniyle her gördüğü peygamber tasvirini, peygambere hakaret gören zevzeklerin MİSVAK dergisini Charlie Hebdo ile bir tutması ise tam bir garabetti.
Oysa MiSVAK, karikatürü ile sosyal bir yaraya parmak basıp Hz Yusuf üzerinden zulüm gören erkekleri savunmuştu. Charlie Hebdo ise yaptığı karikatürle Peygamberimizi "sübyancı" ilan etmişti.
Diğer taraftan Kur'an peygamberleri sosyal yaralara merhem olacak şekilde örnek örnek olarak anlatırken bir zevzeğin, "Hz. Yusuf'u gündelik konulara alet etmeyin" çıkışı tasavvufun Kur'an'ı müslümanların hayatından nasıl çıkardığının en açık göstergesiydi. Batıl tasavvuf dininin etkisi altında kalan bu zevzek; "İslam'a, Kur'an'a saygı" adı altında hayatından tüm kutsalların sinsice safdışı bırakıldığını dahi farkedemeyecek durumdaydı.
