Yapılmayan konferansa 31 yıl hapis cezası

Köklü Değişim Medya grubu tarafından 2017’de İstanbul’da yapılması planlanan ancak mülki idarenin izin vermemesi sebebiyle gerçekleşmeyen Hilafet Konferansı sebebiyle başlatılan yargılamada, 4 kişi hakkında toplam 31 yıl 3 ay ceza ha

SİYASET 4.04.2021 12:39:06 0
Yapılmayan konferansa 31 yıl hapis cezası
Tarih: 01.01.0001 00:00

Haber Merkezi 

2017 yılında İstanbul’da yapılması planlanan ancak valiliğin izin vermemesi sebebiyle gerçekleşmeyen Hilafet Konferansı sebebiyle başlatılan yargılamanın karar duruşmasında skandal nitelikte bir karar çıktı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, yapılmayan konferansın konuşmacısı 4 kişi hakkında toplam 31 yıl 3 ay ceza verildi.

Aklından geçirmek bile suç

Köklü Değişim Dergisi tarafından planlanan “Dünya Hilafete Neden Muhtaç?” başlıklı konferans, mülki idare tarafından engellenmiş, konuşmacılar hakkında dava açılmıştı. Konferansla ilgili açılan davada savcılık, konuşmacı listesindeki alanında uzman 4 kişi için 52.5 yıl hapis cezası talep etmişti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen yargılamanın cuma günkü karar duruşmasında vicdanları yaralayan bir karar çıktı. Hilafeti aklından geçirmeyi bile suç sayan mahkeme, konuşmacılardan Mahmut Kar’a 12.5 yıl, Abdullah İmamoğlu, Musa Bayoğlu ve Osman Yıldız için ayrı ayrı 6 yıl 3’er ay ceza verdi. Ayrıca 4 isim için yurtdışına çıkış yasağı kararı alındı. Maşeri vicdanı yaralayan karar oy çokluğu ile alınırken, bir yargıç ise şerh koydu.

Somut delil yok

Karar duruşmasında; Mahmut Kar, İlahiyatçı Yazar Abdullah İmamoğlu, Musa Bayoğlu ve Osman Yıldız savcılık mütalaasında ortaya konulan iddiaları tek tek çürüten savunmalar yaptılar. Hizb-ut Tahrir’in cebir ve şiddet eylemini reddettiğini, dolayısıyla çalışmalarında ve konuşmalarında terörü teşvik eden hiçbir açıklama yapmadıklarını, yapılamayan bir konferans sebebiyle haklarında ağır ceza talebinin hukuka ve vicdana uygun olmadığını dile getirdiler.

AYM kararını takmadılar

Yine yürürlükte olan Terörle Mücadele Kanunu’nun açık olduğunu, şiddet ve terör içermeyen eylem ve faaliyetlerin suç sayılamayacağını bu sebeple iddia makamının iddialarının somutluktan yoksun olduğunu beyan ettiler. Sanık avukatları Kaya Kartal, Ahmet Sait Öner ve Mehmet Alagöz mahkeme heyetine, “Terör örgütü, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle hareket eden siyasi amaçlı bir örgüt tipidir. HT bu bağlamda bir örgüt değildir” diye savunma yaparak, Anayasa Mahkemesi’nin Hizb-ut Tahrir hakkında verdiği “terör örgütü değildir” kararlarını sundular.

Mahkemeden keyfi karar

30. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, savunmaların alınması ve aradan sonra “Biz konuştuk, değerlendirdik Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü olduğuna karar verdik” diyerek skandal nitelikteki kararı açıkladı.

Açıklamada Hizb-ut Tahrir’in terör örgütü olduğuna dair somut bir gerekçe ortaya koymayan mahkeme başkanı, “Bu dosya çok su götürür” diyerek keyfi karar verdiklerini gözler önüne serdi.