Vali Mehmet Emin Bilmez’den belediye başkanlarına uyarı

Katıldığı radyo programında Van’a dair birçok konuda önemli açıklamalarda bulunan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, seçilen belediye başkanlarını tebrik ederek, başkanların yasa ve mevzuatlara uygun hareket etmelerini istedi.

SİYASET 8.05.2019 15:16:15 0
Vali Mehmet Emin Bilmez’den belediye başkanlarına uyarı
Tarih: 01.01.0001 00:00

Katıldığı radyo programında Van’a dair birçok konuda önemli açıklamalarda bulunan Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, seçilen belediye başkanlarını tebrik ederek, başkanların yasa ve mevzuatlara uygun hareket etmelerini istedi.

Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, Van FM’de Gazeteci Ziya Türk’ün hazırlayıp sunduğu Van’da Gündem Programı’nın canlı yayın konuğu oldu.  Ziya Türk’ün sorularını cevaplayan Vali Bilmez, turizm, ekonomi, çevre sağlık, belediye gibi birçok konuda açıklamalarda bulundu. 

TERÖRLE MÜCADELEDE HEPİMİZE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’
Van’da huzurun egemen olduğunu ve terörle mücadelenin çok etkin bir şekilde yapıldığını ifade eden Vali Bilmez, “Terörle mücadele tüm toplumun görevi. Özelikle anne ve babaya büyük görev düşüyor. Terörü beseleyen argümanları bizim ortadan kaldırmamız lazım.  Hukukun sağlanamaması, adaletin sağlanamaması, eğitim sisteminde sevginin işlenememesi terörün oluşmasında bir etkendir. Anne baba ilişkisi buna bir etkendir,  komşuluk ilişkileri buna bir etkendir. Bunun için hepimize görev düşüyor” dedi.

‘BÖLGE İNSANI TERÖRE PAS VERMİYOR’
Bölge insanının terör örgütünün gerçek yüzünü gördüğünü ifade eden Vali Bilmez, ailelerin bu konuda güvenlik güçleriyle işbirliğini artırdığını altını çizdi. Vali Bilmez, “Hendek döneminde bölge insanı PKK’nın gerçek yüzünü gördü. Şuan elhamdülillah mahallesinde şüpheli durumları 156’ ya bildiren kişi sayısında ciddi bir artış var. Teröre katılım yok denecek düzeye indi. Bu anlamda da ailelerin güvenlik güçlerini bilgilendirmede güçlü bir katılımI oldu. Başkale’de, Özalp’ta, Saray’da, Bahçesaray’da, Çatak’ta, Gürpınar’da Erdiş’te, buna şahit oluyoruz. Bunun için vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu kent bizim, bu ülke hepimizin, bu devlet 82 milyonun devletidir, bu bayrak 82 milyon insanın bayrağıdır. Van’daki Kürdün de bayrağıdır, Mardin’deki Arap’ın, Süryani’nin de bayrağıdır. Dolayısıyla bu bayrak altında bir birimize saygı duyarak, kanun ve nizamlara uyarak kardeşçe birlikte yaşayacağız” dedi.

‘BU DEVLETİ DAHA FAZLA YAŞANILABİLİR KILMALIYIZ’
Devletin, asayişin olmadığı yerde kargaşanın başladığını belirten Vali Bilmez, “Ardahan’da görev yaparken orada bulunan Suriyeli aileler benimle konuşmak istediler. Onlarla konuşurken hemen hemen hepsi Halep’ten geldiğini söylediler. Bunların Halep’te zengin aileler olduğunu öğrendim. Bugün ise burada komşunun vereceği bir kuru ekmeğe muhtaç durumdalar. Bir yerde devlet yoksa, asayiş yoksa, adalet yoksa, sizin mülkünüzün hiçbir kıymeti de yok. Şimdi o Halep’teki insan Arap olsa ne yazar, Kürt olsa ne yazar, Türkmen olsa ne yazar. Bu nedenle bizim mülkümüzün, kişiliğimizin bir değerinin olması için öncelikle bir otoritenin varlığı gerekiyor, bir düzen gerekiyor, bu düzen de devlet ile sağlanır.  1919’da doğulusu batılısı, kadını erkeğiyle bu devleti kurduk. Karadenizli bu bayraktan Vanlıdan daha fazla hak sahibi değildir. 82 milyon insan el ele verip bu devleti daha fazla yaşanılabilir kılmalıyız” şeklinde konuştu.

‘FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ AYRI TERÖR ÖRGÜTÜNÜ SAVUNMAK AYRI’
Yasaların şiddet içermeyen her şeye izin verdiğini aktaran Vali Bilmez, düşünce özgürlüğü ile terörü savunmanın ayrı şeyler olduğunu aktardı. Vali Bilmez, “Türkiye geçmişten buyana dünyadaki bütün mazlumlara kucak açtı. Halepçe’de kapılarını açtı, Suriye’de kapılarını açtı, Bulgaristan’da kapılarını açtı. Gelen Türk mü, Kürt mü Arap mıdır demedi. Üstünlük bizim soyumuzdan sopumuzdan değildir. Kim toplum için daha faydalıysa, kim insanlık için daha güzel şeyler yapıyorsa, kim Allah rızasına uygun davranıyorsa üstün odur. Yoksa Habil ile Kabil H.z Âdem’in iki çocuğuydu. Kabil yeryüzündeki kötülüklerin sembolüdür,  Habil ise iyiliğin sembolüdür. Kim yaşadığı aileye, mahalleye, İlçeye ile ülkeye daha iyi hizmet ediyorsa iyi odur, üstün odur.  Bu ülke değil 82 milyonu, 182 milyonu besleyecek potansiyele sahiptir.  Sorunlarımız olabilir ama bunları şiddetle çözüldüğü görülmemiştir.  Şiddet içermeyen her şeye kanunlarımız, mevzuatımız yer veriyor. Dün daha çok şey yasaktı. Bu ülkede şiddeti savunmayan, bu ülkenin birliğine beraberliğine, kastetmeyen her türlü düşünce, fikir artık savunulabiliyor. Ama şiddeti savunan hiçbir oluşuma da devletimiz müsaade etmez.  Fikir özgürlüğü ayrı bir şeydir, öğretmenini, doktorunu ortadan kaldıran terör örgütünü savunmak ayrı bir şeydir.  Bunu fikir özgürlüğü olarak anlatmasına dünyanın hiçbir yerinde müsaade edilmiyor, ülkemizde de edilmeyecektir” diye ifade etti.

‘BORÇ YAPMADIK BORÇ ÖDEDİK’
Van Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklanan borçlara da değinen Vali Bilmez, belediyenin geçmişten gelen borçlarını ödemekle kalmayıp, kasasında 15 milyon lira nakit parayla devrettiğini söyledi. Vali Bilmez, “Seçimler oldu. Yeni belediye başkanları seçildi. Biz hepsine hayırlı olsun diyoruz, tebrik ediyoruz.  Keşke belediyenin borçlarını konuşacağımıza dünya mirası olan Van Gölü’nün kirliliğini konuşabilseydik.  Keşke bunun yerine birikmiş 3 milyon metre küp patlamaya hazır çöpü konuşabilseydik.  Projeleri konuşabilseydik. Belediye başkanları borç açıklayabilir. Van Büyükşehir Belediyesi, borçlu bir belediye ama biraz elini vicdanlarına koyup bu borcun nereden kaynaklandığını da açıklayabilirlerdi. Bu da çok iyi biliyorlar. Bunun sanki kayyum döneminde oluşan bir borçmuş gibi kamuoyu ile paylaşılması ve özelikle partinin eş genel başkanlarını getirip açıklamaları onlara yaptırılması etikle uzaktan yakında bir ilişkisi yoktur” dedi.

‘KAYYUM BELEDİYEYİ DEVRALDIĞINDA UÇAN KUŞA BORCU VARDI’
Türkiye’de belediyelere kayyum atandığı dönemde Mahalli İdarelerin Genel Müdürü olduğunu belirten Vali Bilmez, “ O dönemde belediyelerin mal varlıklarını borçlarını biliyorum. Bunlara neden kayyum atandığını biliyorum. Kayyum atandığında o dönemde belediyeler içerisinde borcu en fazla olan belediye Van Büyükşehir Belediyesi’ydi.  Personel giderlerini zar zor ödeyen ve piyasaya da ciddi anlamda borcu vardı. Nerdeyse ucan kuşa borcu vardı. Kayyum döneminde  piyasa borcu tamamen kapatıldı. Belediyenin kasasına 15 milyon para bırakarak ayrıldık. Belediye kayyuma geçtiğinde 870 milyon  piyasaya nakit borcu vardı. Daha sonra açılan deprem tazminatlarıyla belediye 35 milyon bir borç daha geldi. Sonra çıkarılan yasayla birlikte belediyenin borçları yapılandırıldı. Belediye devralındığında faizlerle birlikte bir milyar 121 milyon üzerinde belediyenin borcu vardı. Kayyum belediyeyi devrettiği zaman da bir milyar 98 milyon ile devretti. İşleyen bir belediye devretti, piyasaya borcu az, kamuya olan borçları da hemen hemen hepsi yapılandırılmış bir belediye bıraktı. Bu yönetilemeyecek bir borç değildir” diyerek gerçeklerin çarpıtıldığını söyledi.

KİMSE BELEDİYELERİ KAFASINA GÖRE YÖNETEMEZ’
Belediyelerin birer devlet kurumu olduğunu, kimsenin belediyeleri kendi kafasına göre yönetemeyeceğinin altını çizen Vali Bilmez, “Belediyeler bir devlet kurumudur, bütçesinin büyük bir kısmı merkezi bütçeden aktarılan kaynak ile oluşuyor. Hiç kimse belediyeyi kafasına göre yönetemez. Belediye başkanı seçilen kişi belediyeyi kanunlara ve mevzuatlara göre yönetmek zorundadır.  Bu çerçevenin dışına çıktığı zaman karşısına savcılık çıkar.  Devlet hiçbir kurumunu kanun dışı yönetilmesine müsaade etmez. KHK ile ihraç edilen birisinin belediyeyi yönetmesine kanunlarımız müsaade etmez. Ben seçilen belediye başkanlarına kanunlara uygun hareket etmesini istiyorum. Hangi partiden olursa olsun kanunları görmezden gelemez, belediyeler ideolojik birimler değildir. Belediye başkanların A partiden B partiden olması bir şey ifade etmez.  Bir yolun yapılış standartları bütün dünyada aydır, kanalizasyonların yapılış standartları aynıdır. Hayatı kolaylaştırmak, engellilerin daha rahat dışarıya çıkmasını sağlamak, kadınların parklarda, bahçelerde, sahillerde dolaşmasına imkân sağlamak, belediyelerin görevi budur. Belediyelerin eğitim sistemiyle ilgili bir görevi yoktur. Alt yapı üst yapı hizmetleri veren aynı zamanda kendi kültürünü yaşatmaya çalışan, gençlerine yardımcı olmaya çalışan kurumlardır. Belediyeleri ideolojik bir pencereyle yönetmeye kalkarsak, devlet kurumlarıyla çatışır şekilde bir pozisyon almaya kalkarsak buna devlet müsaade etmez” ifadelerini kullandı.

'DEVLET ÖRGÜTÜN BELEDİYE BAŞKANLARINI YÖNETMESİNE MÜDAHALE ETTİ'
Bölücü terör örgütünün belediye başkanlarını yönetmeye, yönlendirmeye zorlandıkları için kayyumların atandığını söyleyen Vali Bilmez, “KCK, belediyelere temsilciler atadı. Bunlar belediye başkanlarına emirler verdi.  Örneğin Diyarbakır’da Başbakan’ı karşılamaya giden zamanın belediye başkanı Osman Baydemir’i arayıp hakaret eden belediye işçisini gördük. Örgüt, belediye başkanlarını örgütün talimatlarını uymaya zorladı. Devlette buna müdahale etti.  Esas olan bu insanların seçmiş olduğu kişilerin belediyeleri yönetmesidir. Kayyumluk kısmı istisnai bir durumdu.  Belediyenin kendi görevi olmayan işlere kalkıştığı için belediye başkanları hakkında teröre yardım ve yataklıktan ve ya üyelikten soruşturma açıldı. Ve sonuç itibariyle kayyum atandı. Kayyum atandığında belediyenin çalışma düzeni değişiyor. Meclis işlevsiz kalıyor. Bu istisnai bir durumdu.  Esas olan belediyenin seçilmiş kişiler tarafından yönetilmesidir.  Bu durum sadece burada yapılmadı. FETÖ’ya destek veren belediyelere de yapıldı.  Bu anlamda seçilmiş belediye başkanlarımıza mevzuata, yasaya uygun vatandaş memnuniyetini önceleyen bir yönetim anlayışını sergilemesini istiyoruz.  Yaslar çerçevesinde görevlerini yapmalarını istiyoruz. Değişmesi gereken kanunlarımız yok mu? var. Çağa göre, ihtiyaçlara göre zaten kanunlarımız değişiyor.  Dolayısıyla ihtiyaçlarımıza binaen mevzuatlarımız değişiyor, bunun yolu da TBMM’dir.  Eğer her yönetici bu kanunu doğru bulmuyorum, bunu uygulamıyorum derse biz devlet olmaktan çıkarız. Bu ülkede nizam kalmaz.  Devletler toplulukları, kanunları olan, müeyyideleri olan bir topluluktur.  Kanunlara uyulduğu zaman hiçbir sıkıntı da kalmaz.  Keşke belediyeler arasında yapılan hizmet yarışlarından bahsetmiş olsaydık.  Belediye hizmetlerini getirip sadece ideolojik olarak bakarsak kentimize yazık ederiz, kendimize de yazık ederiz, sunulan bu fırsatlara da yazık ederiz” diye belirtti.

‘NE PERSONEL ALDIK NE SÜRGÜN ETTİK’
Belediye’de başkan vekilliği görevi süresince personel almadığı gibi personel çıkışını da yapmadığını aktaran Vali Bilmez, “Ben kendim görev yaptığım dönem içerisinde Van Büyükşehir Belediyesi’ne hiçbir personel almadım. Hiç kimsenin işine son vermedim, hiç kimsenin görev yerini değiştirmedim. Ben o belediyeyi sağ selim seçilen kişiye teslim ettim.  Mahkemeden geri gelen herkesi de göreve başlattık. Gelenlere şunu dedim, ‘eğer sizin derdiniz aş, iş Van halkına hizmetse yeriniz başım üstünedir. Ama değil ise siz ideolojik bir belediyecilik yapmaya kalkarsanız, Van halkına hizmet etmezseniz, belediye başkanı olmasam dahi, Vali olsak bile yine de sizin hakkınızda işlem yaparız, ihraca kadar götüre biliriz. Yönetime gelen arkadaşlardan da bunu talep ediyoruz” şeklinde uyarıda bulundu.

‘BELEDİYELER SPORA DESTEK VERMELİ’
Van’ın genç bir nüfusa sahip olduğunu vurgulayan Vali Bilmez, “Vanspor kentimizi temsil eden önemli bir kurum.  İkinci lige çok yakın bir noktada.  Bizim profesyonel bir takımdan çok her mahallede spor aktivitelerinin olduğu, gençlerimizin sadece spor izleyerek değil, spor aktivitelerini yaptığı alanları yapmamız gerekiyor. Stadımız gerçekten onarılmaya ihtiyacı olan bir stat durumunda. Van’ın yeni bir stada ihtiyaç var. Ancak onun yapılması epey bir zaman alacak. Diğer yandan Vanspor’un başarıları da ortada, mevcut stadın iyileştirilmesi lazım. Şimdi 2 bin 500 kişilik çelik bir tribün yapılmakta. Karşı taraftaki tribün ve diğerleri de yenilecek. Bunun yanında da Van esnafının ve zenginlerinin bu spor kulübüne sahip çıkmaları gerekir” şeklinde konuştu.

‘SAĞLIKTA VAN İYİ BİR NOKTADA’
Van’ın sağlık açısında çevre illere hizmet veren bir il konumunda olduğunu aktaran Bilmez, bu konuda yapılan yatırımları anlattı. Vali Bilmez, “Bin 600 yataklı bir bölge hastanemiz var. 700 yataklı araştırma hastanemiz var. Burada alt yapı geliştikçe gelen hasta sayısı da artıyor. Zaman zaman doktor sıkıntısı yaşıyoruz. Mecburi görev süresi dolan doktorlar hızlı bir şekilde ayrılıyorlar. İnşallah 15 Temmuz’da eksik olan branşlarda personel ihtiyacı giderilecek. Gelen doktorların mecburi görev süresi dolduktan sonra kaçmaması için bizim bu kenti daha yaşanılır hale getirmemiz gerekir. Sağlık alt yapımız oldukça iyi durumda.  Van halkı kendisine hizmet edeni takdir ediyor.  Randevu sistemiyle doktora gitmekte halen gerideyiz. Burada vatandaşlarımıza randevu sisteminin mutlaka kullanmalarını istiyorum.  Bu hem kendi hayatlarını hem de başka insanların hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi.

‘TURİST UMDUĞUNU BİZDE BULMALI’
Kent ekonomisine de değinen Vali Bilmez, turizmin ekonomiye katkısının yadsınamayacağını ifade etti. Van’ın tüm dinamikleriyle turizme destek çıkması gerektiğini vurgulayan Vali Bilmez,  “Bir esnafımız 6 bin küçük hayvanı buradan Katar’a uçakla ihraç etti. İnşallah bu ihracatımız 6 binle sınırla kalmaz çok çok yükselir. 5 yıldır ilimizde bir alışveriş festivali yapılıyor. Ekonomiye katkı sağladığı bir gerçek. Ama herkes bu festivale katkı sunması gerekir. İran’dan Türkiye’ye ciddi manada turist geliyor.  Türkiye gelen turist, gelen yabancı turistlerin içerisinde belki de ekonomik olarak katkı sağlayan en kaliteli turist. İranlı turist buraya eğlenmeye geliyor dolayısıyla bizim alt yapımızı buna göre oluşturmamız gerekiyor.  Biz buruya gelen turistlerin yaşam biçimlerini kınamaya kalkarsak kendi kedimize, kentimize zarar veririz. Turist buraya eğlenmeye geliyor, yemeye içmeye geliyor. Turist bizden ne istiyorsa onu sunmak zorundayız. Turist umduğunu bizde bulmalı. Daha önce bir kapı sıkıntısı vardı. Kapıköy Gümrük Kapısı şimdi çok modern bir tesis oldu. İran tarafı da gerekli çalışmaları yaptığında kentin ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacaktır. Van’dan İran tarafına ticaret amacıyla geçmek için C1 Belgesi olan araç sayısı çok az. Ticaret Bakanımızın girişimleri neticesinde sadece Kapıköy Gümrük Kapısı’na münhasır olmak şartıyla K1 Belgesi ile de geçişler sağlanıyor. Bu da araç sahiplerini 100 bin lira civarında maliyetten kurtarıyor” ifadelerini kullandı.

'ESNAFTA TURİZM HASSASİYETİ OLMALI UYARISI'
Vali Bilmez, “Bizler buraya turist getirmeyi sağlamalıyız. Urartu Müzesi açılış aşamasına geldi. Yaz başında faaliyete geçecektir. Çok güzel bir eser olmuş emeği gecen herkese teşekkür ediyorum. Doğa turizmi, inanç turizmi gibi alanlarda potansiyeli olan bir iliz. Ak Damar Adası başlı başına inanç turizmi açısında bir değerdir. Su sporları açısında kentimiz çok cazip bir konumu var.  Bizim bu gibi konuları ekonomimize kazandırmamız gerekiyor. Tanıtımlarını yapmamız gerekiyor. Van’ın her tarafında ayrı bir güzellik var.  Bunun için kentimize sahip çıkacağız. Kentimizin asayişi, huzuru arttıkça ekonomiye direk katkı sunacak.  Esnafımız kente gelen turistlere sahip çıkması gerekiyor.  Van Kahvaltısı dünyada marka olmuş. Esnaf arkadaşlarımızdan ricamız, bunu fabrikasyona dönüştürmemeleri, bunun kültürel özelliğini muhafıza etmeleridir. Birde esnafımızın gelen müşterilerle yakında ilgilenmelerini istiyorum” şeklinde uyarıda bulundu.

‘HİÇ BİR İLDE FESTİVAL TARTIŞMASI YAŞANMADI’
Gezginfest ile ilgili açıklama da yapan Vali Bilmez, “Göreve başladığımda valiliğe 56 bin tane tepki telefonu geldi. ‘Van’da din iman elden gidiyor’ bu festivale engel olunsun denildi. Orada tepki çeken bir konu ise İranlı bir sanatçının Kuran ayetlerini hareketli bir parçaya çevirmesi oldu. Bir diğer tepki ise alkolün kullanılması ve kamp yerlerinin karma olmasıydı. Bu tepkilerin önünü almak için festival için bir girişimin olmadığını ve bu hassasiyetlere dikkat etmeyen bir fastivale izin verilmeyeceğini söyledik. Bu sefer de ‘Festivalime dokunma’ adında başka bir tepki çıktı. Bunun üzerine organizasyon firmasıyla bir görüşme yaptık. Daha sonra tepki gösteren bütün STK’larla görüştüm. Onlarla festival organizasyon firmasıyla görüştürdük. İstenmeyen sanatçılar olduğunda bunları listeden çıkartacaklarını, 18 yaş altı küçüklere alkol verilmeyeceğini, kamp yeri hassasiyetine uyacaklarını söylediler.  Geçen sene bu festivale 50 bine yakın insan katılmış. Herkes bir ekmek tüketse 50 bin ekmek demek. Artı Gevaş esnafı da bu festivalin yılda 2 defa yapılması için müracaatta bulunmuş. Bizden başka bu festival birçok ilde oldu ama hiç birisinde böyle bir tartışma yaşanmadı.  Bu her şeye ideolojik bakmamın sıkıntısıdır. Bu gibi festivaller her yerde yapılmalıdır. Hassasiyetlerine saygı duyuyorum ama biz Van’a gelen İranlı turistin alkol kullanmasın, eğlenmesin dersek, emin olun hiçbir İranlı Van’ a gelmez. Bizim kiliseye gelene de imkân sağlamamız lazım, festivale gelene de imkân sağlamamız lazım, camiye gelene de imkân sağlamamız lazım. Burada bütün çiçekler vücut bulabilmelidir. Van’ın geçmişinde bu var. Bunu tekrardan başarabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Bundan sonra basınla sık sık bir araya geleceklerini aktaran Bilmez, “Basın bizim görmeyen gözümüz, duymayan kulağımızdır. Onların bizim ile vatandaş arasında iyi bir iletişim kanalı olmasını umuyoruz” dedi.