Turizmci Özkılıç; "Potansiyelimizi kullanamıyoruz"

Başta Urartular olmak üzere bir çok medeniyete başkentlik yapmış olan Van, tarihi dokusu ve doğal güzellikleri ile bölgenin turizm açısından cazibe merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor. Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği mekanların başında Van Kalesi, Akdamar Adası, Hoşap Kalesi gibi bilinirliği yüksek alanlar geliyor ancak Van’ın tanınmayan ve turizme kazandırılmayı bekleyen Peri Bacaları ve Travertenler başta olmak üzere farklı destinasyon bölgeleri de mevcut. Henüz açılışı yapılmamış olmasına rağmen Urartu Müzesi de Van'ın turizmine büyük katkı yapacak mekanlardan birisi. Kahvaltısı, otlu peyniri, gölü ve balığı ile de teklere sahip olan Van, sahip olduğu tüm bu zenginlikleri tam anlamıyla değerlendirebilse, turizmde çağ atlayabilecek bir kapasiteye sahip. Turizmcilerin görüşü bu yönde. Ancak, Van'ın sahip olduğu turistik değerleri tam anlamıyla tanıtamadığı ve bunlardan yeterince faydalanamadığı gibi ortak bir kanı da mevcut.

"SAKLI BÖLGELER TURİZME KAZANDIRILMALI"

Van’ın saklı kalan bölgelerinin gün ışığına çıkarılıp turizme kazandırılması gerektiğini anlatan turizmci Muhammed Enes Özkılıç; “Özellikle Başkale’de bulunan Peri Bacalarını ve Travertenlerimizi hiç bir şekilde değerlendirmiyoruz. Bunu iç turizmde yapmadığımız gibi, dış turizmde de yapamıyoru. Daha doğrusu halkımızın çok büyük bir bölümünün bile bu güzelliklerden haberi yok maalesef. Bölgemizde yer alan fakat henüz tam anlamıyla iç ve dış turizme kazandırılamayan tarihi değerlerimizi restore edip, turizme kazandırmamız lazım. Turizmde böyle bir açılıma ihtiyacımız var” dedi.

“VAN’IN TURİZM KAPASİTESİ MUAZZAM”

Van'ın bir çok noktasında tarihi veya doğal güzelliklerin olduğunu ancak bunların henüz kent  turizmine kazandırılmadığını söyleyen Özkılıç, turizm destinasyonlarına söz konusu yerlerin dahil edilmesinin öneminden söz etti.
Turizmci Özkılıç; “Bölgemizin ve özellikle Van’ımızın çok güzel gezilebilir tarihi yerleri var. Doğal güzellikleri var. Ama biz bunu değerlendirebiliyor muyuz? Bence hayır. Sadece Akdamar Adasını, Van Kalesini ve Balık Bendi gibi yerlerimizi değerlendiriyoruz, şehrin farklı noktalarında yer alan kalelerimizi, kiliselerimizi, camilerimizi, Peri Bacalarını ve Travertenlerimizi hiç bir şekilde değerlendirmiyoruz. Bunu iç turizmde yapmadığımız gibi, dış turizmde de yapamıyoruz. Bölgemizde yer alan fakat henüz tam anlamıyla iç ve dış turizme kazandırılamayan tarihi değerlerimizi restore edip, turizme kazandırmamız lazım. Van’daki acentelerin info yapıp turlarına bu tür yerleri eklemeleri gerektiğine inanıyorum. Şahsım olarak da itiraf edeyim; kendi turlarımıza ne Çavuştepe Kalesi, ne Travertenler, ne Peri Bacalarını, ne Kiliselerimizi, Camilerimizi ve seyir tepelerimizin hiç birini koymuyoruz. Bu bölgeleri turlarımıza eklemememiz gerçekten çok yanlış bir durum. Öcelikle söz konusu yerlerde restorasyon gerektiren mekanlar varsa bunların yapılması, ardından da çok iyi bir tanıtımın olması şart. Bunları yaparsak kesinlikle çok olumlu geri dönüşler alacağımıza inanıyorum. Van’ın gerçekten çok büyük bir turizm kapasitesi var ama maalesef biz bunu değerlendiremiyoruz” ifadelerini kullandı.

“GÜREŞÇİ DEVLER DE TURİZME KATKI SUNABİLİR"

Genç MÜSİAD Başkanı ve Flyone Turizm Acentesi sahibi turizmci Muhammed Enes Özkılıç, Başkale'de yetiştirilen güreşçi develer olduğunu da hatırlatarak, bunun da turizme katkı sunabileceğinden  söz etti. Özkılıç;  “Kocaköyde deve yetiştirilen bir çiftlik var. Peri bacalarının bulunduğu Yavuzlar mahallesine çok yakın bir bölgede. Bu devler peri bacalarının bulunduğu bölgeye getirilip, gelen turistlerin binmesi sağlanabilir. Yine, bu develer güreşçi develer. DEve güreşlerinin organize edilebileceği bir alan oluşturulabilir. Haftanın belli günlerinde de turistler için görsel bir şölen fikri tartışılabilir. Belediyelerin ve Valiliğin girişimleri ile Van'ın bir çok alanındaki güzelliklerin turizme kazandırılmasını arzuluyoruz. Yine bildiğiniz gibi şuan balık göçü zamanıdır, çeşitli etkinlikler düzenleyip bunu çok farklı şekillerde değerlendirebiliriz, tanıtımını çok daha sağlıklı ve etkili bir şekilde yapabiliriz, ki yapmalıyız da. Bunun yanı sıra flamingoların göç zamanında da ayrı bir tur yapılabilir, Çatak’ta yapılan rafting için ayrı bir tur düzenlenebilir. Hepsi için belli dönemlerde turlar düzenlenip buralardan maksimum derecede turizm adına faydalanabilmeliyiz." şeklinde konuştu.

Özel Haber: M. Selim KURT