Selvi yazdı: Erken seçimin anahtarı o ismin elinde! İstediği takdirde gidilir...

Gazeteci yazar Abdulkadir Selvi, muhalefetin erken seçim söylemlerine yönelik çarpıcı değerlendirmelerde bulunduğu bir yazı kaleme aldı. Selvi, "MHP lideri Bahçeli istediği takdirde erken seçime gidilebilir" dedi.

SİYASET 17.06.2021 12:27:29 0
Selvi yazdı: Erken seçimin anahtarı o ismin elinde! İstediği takdirde gidilir...
Tarih: 01.01.0001 00:00

İYİ Parti ve CHP'nin sıklıkla dile getirerek gündemde tutmaya çalıştığı erken seçim çağrıları sonrası Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi'den dikkat çeken bir yorum geldi.

Selvi, "Bu ülkede MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli istediği takdirde erken seçime gidilir... Bahçeli de “Erken seçim talebi beyhude bir hevestir. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır” dediğine göre erken seçim yok demektir." ifadelerini kullandı.

İşte Abdulkadir Selvi'nin o yazısı;

Muhalefetin her gün erken seçim istemesiyle erken seçim gelmez. Ancak bir kişi isterse erken seçim olur. Hemen Erdoğan dediğinizi duyar gibiyim ama değil.

Bu ülkede MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli istediği takdirde erken seçime gidilir. Türkiye 3 Kasım 2002 seçimlerine ve 18 Haziran 2018 seçimlerine Bahçeli tarafından götürüldü.

‘Erken seçim yok’ dedi

Bahçeli de “Erken seçim talebi beyhude bir hevestir. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır” dediğine göre erken seçim yok demektir.

Erken seçim cephesi

Bahçeli sadece erken seçim yok demiyor. Erken seçim isteyenleri ihanet cephesine yerleştiriyor.

“Bu şahıs (Kılıçdaroğlu) hemen seçim diyor.

PKK da seçim istiyor.

FETÖ, yarın seçim olsun diye bekliyor.

PYD/YPG de koroya katılmış, Kılıçdaroğlu’nun erken seçim talebini destekliyor.

Türkiye düşmanları erken seçim safında birleşmiş, şakşakçılık yapıyor, zillete refakat ediyor.

İP, HDP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, TKP, TİP erken seçim hayali görüyor” diyor.

Erdoğan neden gitsin?

Bahçeli erken seçim istemiyor. Ayrıca seçim kararı alındığında Cumhurbaşkanı’nın kalan süresi de tamamlanmış sayılacak. İki yıl varken Erdoğan niçin seçime gitsin?

Muhalefet istedi diye erken seçim kararı alınamıyor. Ya Cumhurbaşkanı seçime götürecek ya da Meclis erken seçim kararı alacak. Muhalefetin sayısı ise erken seçim kararı almaya yetmiyor.

Bahçeli’nin sorusu o açıdan önemli.

“Erken seçim kararı alınmasının hukuken iki yolu vardır:

İlki, TBMM’nin karar alması, diğeri de Sayın Cumhurbaşkanı’nın iradesidir.

TBMM’de yeterli sayısal çoğunluğu olmayan CHP-İP-HDP ve diğerlerinin erken seçim kararını çıkarması mümkün değildir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın da defalarca erken seçim yok dediği belgelidir ve bilinmektedir.

O halde, bu erken seçim nasıl olacaktır?”

Muhalefet cephesi

Kılıçdaroğlu, iktidarın sonbaharda seçimlere gideceği tahminini yaptı. Ama sonbaharda seçim yapılabilmesi için haziran ayında erken seçim kararının alınması gerekiyor. Görünen o ki Akşener gibi Kılıçdaroğlu’nun tahmini de doğru çıkmayacak. Ama Kılıçdaroğlu, “Ben her yerde erken seçim isteyeceğim. Başka çarem kalmadı” noktasında.

Haziranda erken seçim olacağı tahmini doğru çıkmayan Meral Akşener ise erken seçim talebinin dozunu düşürdü. Akşener, “Sen sandığı getireceksin, millet yetkiyi verecek, biz de gereğini yapacağız” demekle yetindi.

Erdoğan’ın planı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerin zamanında yapılması konusundaki ısrarı biliniyor. Erdoğan’ın ekonomik iyileşmenin hissedilmeye başlanacağı 2022 yılında meydanlara çıkması bekleniyor. Erdoğan’ın 2022’yi seçimlere hazırlık, 2023’ü ise seçim yılı olarak planladığı söyleniyor.

Oğuzhan Asiltürk kongre sürecini başlattı

Oğuzhan Asiltürk, Saadet Partisi’nde değişim sürecinin düğmesine bastı. Dikkat edin olağanüstü kongre demiyorum. Asiltürk Saadet Partisi’nde sadece yönetimin değişmesini hedeflemiyor. Daha köklü bir değişimi planlıyor. Saadet Partisi’ne hâkim olan üslubun, siyaset tarzının, hizmet anlayışının ve partinin CHP’nin payandası gibi bir konum edindiği millet ittifakındaki yerinin de değişmesini hedefliyor.

Eski saadet partisi olmaz

Oğuzhan Asiltürk, attığı tweet’lerle Saadet Partisi’ndeki değişim sürecini başlattı.

“Güçlü bir Saadet Partisi teşkilatını oluşturmak için benim gözetimimde, geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre başkanlığına sunulacak” dedi. Zaten bir süredir Milli Görüşçü kuruluşlar Asiltürk’ü ziyaret ediyorlar. Ayrıca Asiltürk bir süredir açıklamalarında, “Milli Görüş lideri” unvanını kullanıyor. Artık Saadet Partisi eski Saadet Partisi olamaz. Ancak sürecin nasıl olacağını Asiltürk ile Temel Karamollaoğlu’nun yapacağı görüşme belirleyecek.

Saadet’e üslup uyarısı

Erbakan’dan sonra tartışmasız bir şekilde Milli Görüş’ün iki numaralı ismi olan Oğuzhan Asiltürk, Saadet Partisi’ne yönelik çok önemli bir üslup uyarısında bulundu.

“Saadet Partisi’ne niçin oy vermiyorsunuz diye sorunca, gençler de ‘Bizim inançlarımızı savunduğunu duymadık. Basında yer alan haberleri izliyoruz. O parti de diğer partiler gibi sadece iktidarı tenkit ediyor’ diye cevap veriyorlar” dedi. Milli Nizam’dan Milli Selamet’e, Refah Partisi’nden Fazilet’e oradan Saadet Partisi’ne uzanan çizgide Erbakan’ın yanında yer alan Asiltürk, Milli Görüş hareketinin yüzde 1’lik oy oranına sıkışıp kalmasının nedenini görecek kadar bir tecrübeye sahip. O birikimle, “Kamuoyu yoklamalarında desteğimizin çok düşük çıkmasının sebebi, konuşmalarda kullandığımız üslubumuzdur” diyorsa şapkayı öne koyup düşünmek lazım.

Erbakan vurgusu

Oğuzhan Asiltürk’ün değerlendirmelerine biraz geniş yer vermemin bir sebebi var. Asiltürk çok köklü eleştiriler getiriyor. Milli Görüş’ün lideri Erbakan’ın üslubuyla bugün Saadet Partisi’ne hâkim olan üslubu kıyaslıyor.

“Erbakan Hocamız insanların kalbine, akıl ve mantığına hitap etmeye ömrü boyunca devam etti. Yöneticilerin yaptığı bir hata ve yanlıştan dönmelerini isterken, ‘Bunlar bizim kardeşimizdir’ diye söze başlardı” dedi.

Yok oluruz

Temel Karamollaoğlu başta olmak üzere Saadet Partisi sözcülerinin TV programlarındaki üslubunu dikkatle izliyorum. Bazı noktalarda CHP ve İYİ Parti temsilcileri onların yanında “makul” kalıyor. Ömrü değerlerimize saldırmakla geçen Ahmet Şık’la yarışıyorlar. O nedenle Asiltürk’ün, “Kamuoyu desteğini kazanmak, Erbakan Hocamız gibi davranmakla mümkün olur. Buna dikkat etmezsek Erbakan Hocamızın ifadesiyle önce diğer partiler gibi olur, sonra yok oluruz” uyarısı önemli.

İlla edep

Oğuzhan Asiltürk’ün çıkışına Saadet Partili Ali Aktaş’ın verdiği yanıt, partide üslup sorunun acilen çözülmesi gereken bir sorun haline geldiğini gösteriyor.

Oğuzhan Asiltürk, Erbakan’la birlikte Milli Görüş hareketini kuran isimlerden biri. Ali Aktaş’ın yaşı kadar hizmeti olmuş.

Ama Ali Aktaş, “Oğuzhan Asiltürk büyük bir fitnedir. Her dönemde fitne ateşini ilk harlayan kişi o olmuştur” diye hakaret edebiliyor.

Yunus Emre ne demiş, “Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, dediler ilim geride, illa edep illa edep”.

Milli Görüşçüler birbirleriyle Yunus diliyle konuşurdu. Yeni Saadetliler ise “fitne” dilini kullanır olmuş. Şimdi Saadet Partililer Oğuzhan Asiltürk’ün yanında mı yer alacaklar yoksa Ali Aktaş’ın hakaretlerine mi destek verecekler?