Şehit Mursi ve hukuk sorunu

Taha Akyol

SİYASET 19.06.2019 10:31:42 0
Şehit Mursi ve hukuk sorunu
Tarih: 01.01.0001 00:00

Mısır tarihinde ilk defa halk tarafından serbest oyla seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Temmuz 2013’te darbeyle devrildi. Bütün otoriter rejimlerdeki gibi kukla mahkeme tarafından yargılanıyordu.

Haziran 2016’da “Katar devletine casusluk” suçundan müebbed hapse, darbeye tepki olarak patlak veren “hapishaneler baskını” olaylarından dolayı da idama çarptırılmıştı! 

Bunlar bir hukuk devletinde sorgu konusu bile olamayacak, “suçların şahsiliği” ilkesine de kökten aykırı suçlamalardı.

Başka uydurma suçlardan da yargılanması devam ediyordu. “Son söz” talebinin reddi üzerine kalp krizinden vefat etti.

Zulüm altında öldüğü için dinimize göre şehittir.

ANAYASA İÇİN UZLAŞMAK

Hapishanede merhum Mursi’yi ziyaret eden İngiliz milletvekilleri, “kötü hapishane şartlarında erken ölümle yüz yüze bırakıldığını” açıklamışlardı.

Mısır mahkemeleri Şubat 2019’a kadar İhvan hareketinden 171 kişiyi idam ettiler.

Mısır’da “Arap Baharı” Ocak 2011’de otuz yıllık diktatör Hüsnü Mübarek’in devrilmesiyle herkeste bir demokrasi umudu yaratmıştı, fakat böyle bir karanlıkla sonuçlandı. Tunus ise demokrasi yoluna girdi.

Bu iki tecrübenin özeti şudur: Mısır’da İslamcılarla laikler uzlaşamadı, anayasayı birlikte yapamadılar, büyük gerilimler darbeye fırsat verdi.

Halbuki Tunus 23 Ocak 2012’de Kurucu Meclis seçimlerini yaptı, herkes katıldı.

İki yıllık çalışma sonunda uzlaşılan yeni anayasa metni Kurucu Meclis’te 12 ret oyuna karşılık 200 oyla kabul edildi. 4 üye oylamaya katılmamıştı.

Uzlaşmayı görüyor musunuz?

Referanduma bile gerek görülmedi; Tunus anayasa yaptı, yolunda ilerliyor

Tunuslu İslamcıların bilge ve âlim lideri Raşid Gannuşi, laiklerle uzlaşma gereğini baştan kabul etmişti; sonra da dinle siyasetin ayrılmasını açıklayacaktı.

Tunuslu laikler de dayatmacı değil uzlaşmacı davranmışlardı.

ANAYASA İÇİN ÇATIŞMAK

Mısır’da ise Kurucu Meclis’te sürekli kavgalar çıktı, laik muhalifler meclisi terk etti.

Tunus’un aksine Mısır’da ordu güçlüydü, laikler lehine darbe yapabileceği düşünülüyordu.

İktidardaki Mursi ve İhvan hareketi bu endişeyle, uzlaşmaya gitmek yerine daha fazla güç sağlamaya yöneldiler. Cumhurbaşkanı Mursi 22 Kasım 2012’de “Başkanlık Bildirisi” ile büyük yetkiler aldı; gerilim büsbütün tırmandı.

Muhalefet çekildiği için Müslüman Kardeşler’in yaptığı anayasa tasarısı 26 Aralık’ta referanduma sunulduğun katılma oranı yüzde 33’te kaldı! Bunun yüzde 64’üyle İhvan anayasası kabul edildi.

Muhalefet 30 Haziran 2013’te Tahrir Meydanında Mursi aleyhinde büyük bir eylem başlattı… Ordu 3 Temmuz 2013’te darbe yaptı.

Darbeye karşı Mursi yanlısı kitleler Rabia ve Nahda meydanında oturma eyleki başlattı. Ordu ateş açtı, 239 kişi öldü, 4 bin kişi yaralandı…

Aynı günlerde kiliselere saldırılar yapılması dikkat çekti.

Sıkıyönetim 40 bin kişiyi gözaltına aldı...

EN İYİ ANAYASA

Tunus anayasasında uzlaşmanın maddelerini görmek mümkündür; hem İslam referansı vardır hem devletin tarafsızlığı, kadın-erken eşitliği, caminin (dinin) siyaset dışı olması gibi laik nitelikli hükümler var.

Mısır’ın 2012 tarihli İhvan anayasasında ise İslamcı renk çok daha güçlüydü, Mısır kimliği tanımlanırken “Arap”la birlikte “ümmet” kavramına yer veriliyor (Md.1), hukukun kaynağının “sünni mezhepler” olduğu (md. 129) gibi çeşitli düzenlemeler yer alıyor, kadın “annelik” göreviyle tanımlanıyordu. (md. 11)

Yine de “hakimiyet milletindir” (md. 5), vatandaşlar cinsiyet, ırk ve din ayırımı olmadan eşit haklara sahiptir gibi (md. 6) seküler hükümler vardı.

Darbe olmasaydı, Mısır’da ekonomi gibi son derece ağırlaşmış dünyevi sorunları çözmek için Mursi ve arkadaşları modern hukuk devleti ilkesine daha fazla yönelirlerdi diye düşünüyorum.

Darbe, Mısır toplumunun kendi tecrübeleriyle gelişmesi umudunu tanklarla ezdi.

Mısır’da darbeyi ve idamları Ezher Şeyhi’nin ve Başmüftü’nün onaylaması, itaat isteyen otorite tarafından dinin nasıl istismar edildiğine dair çok önemli bir örnektir, İslam tarihinde çok yaygındır.

Merhum şehit Mursi’yi rahmetle anarken diyorum ki; “en iyi anayasa”hayalimizdeki anayasa değil, ülkeyi birleştiren ve hukuku üstün tutan anayasalardır.

En iyi siyaset de devrim ya da dava uğruna çatışmak değil, ülkenin sorunlarını çözmek için müzakere ve uzlaşma iklimini geliştiren siyasettir.