Mustafa İslamoğlu'ndan siyasallaşan Diyanet'e ve kamuoyuna cevap!

2014 ramazanında bir iftar programında Mehmet Okuyan ile Mustafa İslamoğlu'nun peygamberimizin evlilikleri konusunda yaptığı konuşma cımbızlanarak bir anda tarikatçılarca gündeme oturtuldu.

SİYASET 31.07.2019 11:07:34 0
Mustafa İslamoğlu'ndan siyasallaşan Diyanet'e ve kamuoyuna cevap!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Öncelikle dinihaber.com "Türkiye'de cemaatlerin hareket tarzları, ardında yer alan güçler, takip ettikleri stratejiler, İslam'ı dejenere etme ve dejenere edilen din üzerinden toplumun birbirine boğdurulması..." konusunda yaptıkları çalışmaları açıkladığı yayınlarla her zaman için okurlarını bilgilendirmektedir. 

Özellikle tarikatçılar kusura bakmasın!

"İslamoğlu'nun adamı... FETÖ'cü... İsrailci... İrancı..." gibi yaftalarla dinihaber.com ne çizgisinden sapar ne de birilerinin hatırına mazluma verdiği destekten geri durur. 

Okurlarımız hatırlayacak olursa Yeni Akit Gazetesi'nin "İlahiyatlara çamur atan" tarikatçı Ebubekir Sofuoğlu'nu kayırma adına Odatv'ye attığı iftirada o konuya mahsus Odatv'yi savunan dinihaber.com olmuştur.

Dinihaber.com bu güne kadar büyüklüğüne, ekonomik gücüne, ardında var olan koyun sürüsüne, üzerine gönderilen tetikçilere ve tehditlere aldırmadan İslam'ı dejenere eden tüm yapıları afişe etmekten geri durmadığı gibi çizgisinden çıkan Diyanet'i de İslami referansdan sapıp Müslümanları utandıran iş ve söylemlere sahip iktidarı da eleştirmekten geri durmamıştır.

Okurlarımızdan bize gelen yoğun taleplerden biri de "İslamoğlu'nu neden eleştirmediğimizdir."

Kendilerine verdiğimiz cevap, "Kendi sahip olduğunuz geleneksel değerler ile ezberleye geldiğiniz yaşam tarzınıza aykırı söz etti diye bizden kimseyi eleştirmemizi beklemeyin. Oturun, Kur'an ve Kur'an'a aykırı olmayan hadislere göre bize yanlışını lütfen yazıp gönderin. Sizden önce biz İslamoğlu'nu manşetten vurup rezil edelim." dediğimiz halde maalesef bu güne kadar İslamoğlu'nun İslam'a aykırı yaptığı iş ve söylemlere dair tek bir çalışma bize ulaşmış değildir.

Bu açıklamamız üzerine yorum yazıp bize kimse "Adem'e baba buldu... Kaderi inkar etti..." gibi sıradan açıklamalarla bizi meşgul etmesin.İslamoğlu'nun konuşması ile birlikte konuşmasını çürüten ayet ve hadislerden oluşan bir çalışmayı kendisini eleştirenlerden hassaten bekliyoruz. Gönderin yayınlayalım. Sonuçta hem bizi hem de ümmeti aydınlatmış olursunuz. 

***

İslamoğlu'nun konuşması yayınlandığı tarihten bu güne geçen zaman da göz önüne alındığında bağlamı içinde değerlendirildiğinde kayda değer her hangi bir sorun yoktu.

Ne zaman ki İslamoğlu FETÖ'nün bakiyede kalan tarikatçı kardeşlerini açıkladı. Ertesi gün cımbızlanan video ile bir anda kadınları kamusal alan ve Diyanet'ten dışlayıp idaresi kadına bırakılan devletin batacağını, kadın ve çocukların gelmesiyle camilerin kerhaneye döndüğünü söyleyen tarikatçılar bir anda Hz. Hatice annemiz üzerinden kadın hakları savunucusu olup çıktılar.

Tarikatçıların bu oyununun ardında yatan plan ve stratejiyi bir başka yazımızda değeneceğiz. Lakin Diyanet bu olayda yayınladığı taraflı ve maksadını aşan açıklamayla tekrar tekrar güven kaybettiğini vurgulayalım.

Diyanet'in bildirisinin ardından Mustafa İslamoğlu sosyal medya hesabından konuyla ilgili aşağıdaki açıklamayı yaptı:
 

DİYANET NEYİ AÇIKLADI?

Bir tarikatın müritleri, uzun bir süredir örgütlü ve periyodik linç operasyonu yürütüyor.
Bu tarikatın bir başbayisinin ‘atlı parodisi’ sosyal medyanın diline düştü. Kurtuluşu yeni bir linç operasyonunda buldular.
Lince meze malzemeleri ise 2014 Ramazan’ı “İftar Saati” konuşmam. Bu konuşma beş yılda 54.000 kez izlenmiş ve bize ulaşan bir itiraz olmamış.
 

Konuşmanın konusu, Hz. Peygambere sık yapılan “şehvet delisi” iftirasını çürütmek. Anafikri şu: PEYGAMBERİN ÇOK EVLİLİĞİ ŞEHVET DEĞİL ŞEFKAT EVLİLİĞİYDİ.

Buna Hz. Hatice ile evliliği örnek veriliyor ve deniliyor ki: Sevgili Peygamberimiz eğer şehvet evliliği yapmış olsaydı, hayatının en delikanlı çağında, kendinden yaşlı, iki kocadan ARDAKALMIŞ çok çocuklu bir dul ile o ölünceye dek 25 yıl tek eşli kalır mıydı?
Böyle bir peygamber savunusundan Hz. Hatice’ye hakaret çıkarmak için sarıldıkları ARDAKALMIŞ kelimesi, cahiliyenin o günki dula bakışaçısını ve Nebi’nin “şehvet delisi” olmadığını ispat için gerekli bir tasvirdi.

Linç ve iftira operasyonunun başarılı olması için video öyle bir yerinden kesilmeliydi ki, hemen önünde ve ardında Hz. Hatice için kullanılan mükerrer “hazreti”, “annemiz”, “validemiz” vb. gibi saygı ifadeleri gözükmesin. Öyle de yapıldı. İki saatlik PEYGAMBER SAVUNMASIna dair bir konuşmadan, her mü’min gibi benim de baştacım olan, çok sevdiğim ve bu yüzden ilk kızıma adını verdiğim “HZ. HATİCE’YE HAKARET ETTİ” iftirasına malzeme çıksın. Ve kendilerine servis edilen iftiraya inanmaya hazır ‘kütle’ linç için bilenmişti. Ağzı açılmamış küfürler, tekfirler, ölüm tehditleri, silah resimleri, “adresini verin öldüreyim” diyecek kadar gözüdönmüş katil adayları sıraya girdiler. Habib Neccar, Hypatia, Taberi, Ferhunde gibi sayısız linç maktulünün katillerini de bu sayede hatırlamış olduk.

Gelelim Diyanet’in açıklamasına:
https://www.diyanet.gov.tr/…/K…/Detay/25824/basin-aciklamasi 
Açıklamayı kim kaleme aldıysa, çok kötü kaleme almış. Adil, dürüst, doğru bilgiye dayalı, hakşinas değil.

Hem davuluna hem kasnağına vuran, ne şişi yakan ne kebabı söndüren suyuna tirit bir açıklama.

Açıklamanın tek iyi tarafı, küfürbaz müftü ve imam için gereğinin yapılacağının söylenmesi. Amacı “nefis terbiyesi” olarak lanse edilen tarikatın kendine bağlı insanları nasıl insanlıktan çıkarabileceğinin örneğini de bu sayede görmüş olduk.

Kötü tarafı, olmayan bir “HZ. HATİCE TARTIŞMASI” üzerine bina edilmesi. Allah aşkına, yaptığım iftar konuşmasının 4 dk’lık bölümünü yayınladım. Nerde Hz. Hatice tartışması? Allah Rasulü’ne yapılan iftirayı püskürten bir konuşmayı “Hz. Hatice tartışması”na dönüştürmek Diyanet’e yakışıyor mu? Açıkça olayı özetleyip, linççilere “Bu Peygamberi savunan bir konuşma, Hz. Hatice’ye hakaret yok” demeye engel nedir? Tarikat baskısı mı?

Bu operasyona ‘kütle’ desteği veren tarikatın uzun süreden beri Diyanet içinde paralel yapılanma içinde olduğu kamuoyunda biliniyor. Merak edilen şu: Diyanet önceki paralel yapılara yaptığını bu tarikata da yapıp kulağının üzerine yatacak mı? Görmedim-duymadım oyununu oynayacak mı? Bu ülkenin duyarlı tüm kesimlerini bu vesileyle uyarıyorum: İş işten geçmeden, başta Diyanet olmak üzere devlet birimlerinde gayr-ı meşru paralel yapılar oluşturan tüm oluşumlara dur denilmeli. Yoksa bir PARALEL YAPI gider yenileri gelir. ‘TC’nin açılımı “TARİKAT CUMHURİYETİ” olmamalı uyarımı yineliyorum.

Diyanet’in daha önce dinin temel ilkelerine yönelik şu tür saldırılarda da açıklama yapmasını gönül isterdi:
- “Kur’an müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı”
- “Peygamber eşittir Allah, fazladan eti-kemiği var.”
- “Neye taparsan tap sonuçta Allah’a tapmış olursun”
- “Buhari çökerse İslam çöker.”
- “Allah ete kemiğe büründü, şeyhim suretinde göründü.”

Diyanet’ten açıklama yapma titizliğini dinin temel ilkelerine yönelik bu tip saldırılarda da beklerdik; elbette kimsenin inanma - inanmama özgürlüğünü elinden almadan.

Bu örgütlü linç güzel şeylere de vesile oldu:
1- Her kesimden akıl, insaf ve vicdan sahibi kalem ve fikir erbabının “faziletliler ittifakı” benzeri dayanışmasına
(Hepsine müteşekkirim);
2- Daha önce zulüm, linç ve tehdide maruz kalanların bundan böyle benzer kötülüğe sessiz kalmayacaklarına;
3- İyilik ve kötülüğün, fazilet ve reziletin hiçbir kesime özgü olmayıp her kesimden kötülerin ve müptezellerin çıkacağını, her mahalle kendi müptezelini dışlarsa toplumsal kalitenin artacağına vesile oldu.
 Her inanç ve fikrin özgürce söylenmesine evet!
İnsani ve ahlaki sınırlar içinde fikri eleştiriye, ilmi tartışmaya evet!
İftiraya, tehdide, hedef göstermeye, algı operasyonuna, fikir ve inanca yönelik kaba kuvvete, yasağa, susturmaya hayır!

Dinli-dinsiz, Sünni-Şii, sufi-selefi her türlü örgütlü-örgütsüz lince hayır!

Kamuoyuna saygılarımla

MUSTAFA İSLAMOĞLU