Makul insanlar topluluğu

Kemal Öztürk

SİYASET 1.05.2019 10:17:34 0
Makul insanlar topluluğu
Tarih: 01.01.0001 00:00

Makul insanlar topluluğu

Sıkıntılarımız var. Tartışıyoruz. Daha iyi bir ülkemiz olsun, daha iyi bir devletimiz olsun diye konuşuyoruz.

Çok emek verdik. Çok bedeller ödedik ve çok şükür ülkemizi iyi bir noktaya getirdik. Şimdi sorunlar görüyoruz. Bizi geriye doğru götürecek sorunlar bunlar. O nedenle ülkesinin daha ileriye gitmesi için çaba gösteren her vatan severin eleştirilerine kulak kabartmalıyız.

Evet, aramızda kötü niyetliler var. Evet, vatan hainleri bu gibi durumlardan fırsat yaratmaya çalışır. Evet, bu durumu siyasi çıkara çevirmek isteyenler olabilir.

Lakin hiçbirine aldırmamalıyız. Daha iyi bir ülke, daha iyi bir devlet ve daha mutlu bir millet için tartışmaya devam etmek zorundayız. Daha önce tartıştığımız ve bitirdiğimiz konuları yeniden tartışamayız, başa dönemeyiz.

Bir kere şu herkesi “hain” ilan etmeye hazır duran kalemi bir kenara bırakın. Yapıcı eleştirilerden korkmamak gerek. Özeleştiri bizi daha kuvvetli yapar. Doğru yaptığında alkışlayan, yanlış yaptığında bunu eleştiren herkes ülkesine iyi hizmet ediyor demektir.

Sadece alkışlayanlar da, sadece eleştirenler de aynı hatayı yapıyor.

MAKUL İNSANLARA KULAK KABARTIN

Makul insanlar var ülkede. Her alanda, her yerde, her türden…

Bunlar doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen ve her seferinde ülkesini düşünen güzel insanlar. Onların sesi az çıksa da, her yerde görüyorum. Mutlu oluyorum, umutlanıyorum.

Suimisal emsal olmaz. Kötü niyetli insanlar eleştiriyor diye, makul insanların eleştirisini aynı kefeye koyamayız.

Şaşırtıcı biçimde her kesimden makul insanların ortak bir noktada buluştuğunu görüyorum. Solcu, sağcı, İslamcı, seküler, ülkücü… her siyasi kesimden makul insanlar doğuyor. Ortak bir yerde buluşuyorlar. Ortak değerleri var. Adil bir devlet, adil bir gelir dağılımı olsun diyorlar. Hukuk tarafsız olsun, bürokrasi kurumsallaşsın istiyorlar.

İdeolojiler bizi kamplara ayırmasın, körleştirmesin diyorlar. Partizanlık yapmıyorlar, siyasi rakiplerini düşman gibi görmüyorlar. Özgür, mutlu ve huzurlu yaşayalım diyorlar… hepsinin derdi bu.

Kendi içlerindeki marjinal, uçlarda dolaşan, öfke ve nefret kusan insanları onlar da eleştiriyor. Ne güzel, ne umut verici.

Makul insanlar seslerini daha çok çıkartmalı, daha çok örgütlenmeli, daha çok bir araya gelmeliler. Ve devletimizi yönetenler onlara daha çok kulak vermeli. Ülkenin bu insanlara ihtiyacı var.

Umut verici bir şekilde makul insanlar topluluğu artıyor.

SÜLEYMAN SOYLU’DAN AÇIKLAMA

Dünkü yazımdan dolayı İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu aradı. Güvelik/Özgürlük dengesi ve ülkede güvenlik görevlilerinin kötü muamelesi nedeniyle süren tartışmalar üzerine uzun bir görüşme yaptık.

Bakan Soylu’nun gönderdiği istatistik raporlarına göre, polisin kötü muamelesi nedeniyle BİMER ve CİMER’e yapılan şikâyetlerde % 90 azalma var. 2016 yılında 302 şikâyet olmuşken, 2018’de şikâyet sayısı 28’e düşmüş. Kötü muamele nedeniyle adli tahkikatlar ise 2016’da 99 iken, 2018’de 13’e inmiş.

Devleti yönetenlerin psikolojisini anlıyorum. Terörle, kriminal suçlarla mücadele eden insanların hassasiyetleri yüksektir. Soylu da bunlardan biri. Birkaç polisin kötü muamelesi nedeniyle tüm güvenlik birimlerinin genelleme içine alınmaması gerektiğini söylüyor.

GÜVENLİK-ÖZGÜRLÜK DENGESİNE FARKLI BAKIŞ

Son yıllarda terörle mücadelede güvenlik kuvvetlerimizin elde ettiği başarı takdire şayandır. Her fırsatta söylüyoruz.

Lakin güvenlik ve özgürlük ilişkisi ve dengesi her zaman tartışma konusudur. Sayın Soylu ile bu konuda aynı bakış açısına sahip değiliz. Ancak buna rağmen güvenliği sağlarken, özgürlüklerin kısıtlanmaması ve alanının daraltılmaması konusundaki hassasiyetimiz benzer.

Daha çok özgürlük, daha çok hukuk, daha çok şeffaflık, bizim terörle mücadelemizi daha güçlü kılar. Kullandığımız dil, üslup ve yaklaşım da güvenlik algısını doğrudan etkiler. Bu konuda dikkatli olmak gerek.

Hata yapan güvenlik görevlisi sayısı çok az evet. Ancak bu olaylara karşı yetkililerin kullandığı dil, kötü bir genelleme yapılmasına etki eder.

Bugün canını tehlikeye atarak, ülkesini ve milletini savunan kahraman güvenlik kuvvetlerimizi hepimiz gözbebeğimiz gibi koruyoruz, korumalıyız. Onların arasından çıkan birkaç çürük için en başta güvenlik bürokrasisi en sert tepkileri vermeli ki, bu güzide kurumlar yıpranmasın.

Hepimizin ortak bir noktada, makul bir yerde buluşmaya ihtiyacı var. Zira hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz, başka da gidecek yerimiz de yok.