Hayatın Renkleri Solmasın Derneği tarafından SBÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde madde bağımlılığı konusunda aileleri bilgilendirmek amacıyla stant kuruldu.
Çeşitli tanıtım broşürlerinin yer aldığı stantta dernek yöneticileri, gelen aileleri madde bağımlılığı konusunda sözlü olarak da bilgilendirdi.
AİLELERE UYARI
Farkındalık etkinliğine ilişkin olarak Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı Sosyolog Osman Turğut bir açıklama yaptı.
Amaçlarının madde bağımlılığı konusunda yaptıkları bu ve benzeri etkinliklerle aileleri bilgilendirmek ve bilinçlenmelerine etkide bulunmak olduğunu belirten Turğut, şunları söyledi:
“Madde kullanımı bireyi ve ailesini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen sosyal bir sorundur. Sosyal bir varlık olan insan, yaşadığı toplumdan kendini soyutlayamaz, ancak madde kullanımı toplumumuzda sosyal değil bireysel bir problem olarak algılanmaktadır. Aileler her ne kadar medyada ya da yaşadığı semtte, madde kullanımı ile ilgili kötü şeyler duysa da benim çocuğum da kullanabilir diye düşünmez. Oysa madde kullanım problemi hiç de zannedildiği kadar uzağımızda değildir.”
BASİTLE BAŞLAR
Bağımlılığın basit kullanımlarla başladığını ifade eden Turğut, şöyle devam etti:
“Bu sorun çoğu kez sigara ile başlayan, alkol ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerle devam bir zincir gibi etrafımızı sarabilir. Bu problem sadece madde kullananları değil, ailelerini ve toplumsal hayatı da olumsuz etkiler. Madde kullanımı arttıkça bireydeki fiziksel, ruhsal ve davranışsal sorunlar giderek artar, zamanla bunlara ekonomik ve sosyal sorunlar eklenir. Bu süreçte gence en büyük desteği verecek kurum ailedir. Ancak ne yazık ki aileler çocuklarının madde kullandığını genellikle çok geç öğrenirler. Bir yıkım olarak görülen bu gelişmeler karşısında birçok aile yanlış tutum ve davranışlar sergileyerek durumu daha vahim boyutlara götürebilmektedir.”
PLANLI VE KARARLI HAREKET
Ailelerin dikkatli olması, sorunu görmezden gelmemesi gerektiğini belirten Turğut, şunları kaydetti:
“Biliyoruz ki hiçbir aile böyle bir durumla karşılaşmak istemez, ancak ne yazık ki aileler çocuklarının madde kullandığını genellikle çok geç öğrenirler. Bir yıkım olarak görülen bu gelişmeler karşısında birçok aile yanlış tutum ve davranışalar sergileyerek durumu daha vahim boyutlara götürebilmektedir. Biliyoruz ki hiçbir aile böyle bir durumla karşılaşmak istemez; ancak böyle bir sorunla karşılaştığında da sorunu inkâr etmek ya da görmezden gelmek, sorunun daha fazla büyümesine neden olacaktır. Bu nedenle böyle bir süreçte yapılacak en önemli şey; planlı ve kararlı hareket etmektir. Bu sorunla ilgili bilgi edinme, doğru ve sağlıklı iletişim kurabilme iki tarafın da memnun kılacağı ve uygulanabilir sınırlar koyabilme becerisine ailenin sahip olması gerekmektedir.”
